Paylaş
Çünkü kapalı ortamlarda daha çok zaman geçiriyor olmamız, bu hastalıkları kapma riskini artırıyor. Bir de hijyen kurallarına dikkat edilmediği zaman kapalı alanlar adeta hastalık yuvası haline gelebiliyor. Üstüne vücut direncinin düşmesi eklenince bu hastalıklara yakalanmak maalesef ki, kaçınılmaz oluyor. Bu nedenle bizleri hasta edip, yatağa düşürebilecek enfeksiyonları tanımak ve bulaşmalarını engelleyebilmek için nasıl bir yol izlememiz gerektiğini öğrenmemiz önemli. İşte size az hastalanıp, keyif dolu bir kış geçirmenin etkili yolları...
HIZLI BULAŞIP, YATAĞA DÜŞÜREN HASTALIKLAR
Kışın en sık karşılaştığımız hastalıkların başında nezle gelir. Genelde bir veya iki hafta süren bu hastalık, havaya yayılan mikroplarla ya da mikropların olduğu eşyalara temas edilmesi yoluyla bize bulaşır. Burun akıntısı ile başlayan ve ardından hapşırık, boğaz ağrısı, öksürük, hafif ateş ile devam eden nezlenin bizleri yatağa düşürebilme özelliği vardır. Diğer önemli bir kış hastalığı ise elbette ki belirtileri nezleden daha ağır olan griptir. Hastalığı taşıyan kişilerin öksürmesi ile havaya yayılan ve kapı kolları, bilgisayar klavyeleri, telefonlar gibi ortak kullanılabilecek eşyalar ile bulaşabilen grip, yaşlılarda, diyabetlilerde ve kronik hastalığı olanlarda çok daha ağır seyredebilir. Yüksek ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük, baş ağrısı, kaslarda ve eklemlerde ağrı, yorgunluk ve halsizlik belirtileriyle kendini gösteren grip, zatürre gibi hastalıklara da zemin hazırlayabilir. Bu nedenle nezleye göre çok daha tehlikelidir.
ÖKSÜRÜĞÜ BOL HASTALIK
Akciğerlere giden hava yollarının bakteri ve virüsler nedeniyle tıkanması sonucu meydana gelen bronşit de kış günlerini bizlere zehir eden hastalıklardandır. En yaygın belirtisi balgamlı öksürüktür. Hırıltılı bir sesin de eşlik ettiği bu öksürük o kadar inatçıdır ki, bir ay kadar peşinizi bırakmayabilir. Yorgunluk, nefes darlığı, göğüs ağrısı, ateş, baş ağrısı ve iştahsızlık gibi belirtiler de gösterir. Bir diğer çok dikkat edilmesi gereken hastalığımız ise zatürredir (pnömoni). Bakteri, virüs, mantar gibi farklı mikropların yol açtığı bir akciğer enfeksiyonu olan zatürre, destek tedavilerine rağmen hâlâ ölüm oranı yüksek olan bir hastalıktır. Bu nedenle tedavisi asla aksatılmamalıdır. Özellikle 65 yaş üstü erişkinlerde, çocuklarda ve kronik hastalığı olanlarda sık görülür. Zatürre, hasta kişiyle yakın temastan, hastanın öksürüğünden, aynı tabak, çatal, kaşık gibi eşyaların ortak kullanımıyla bulaşır. Ayrıca, kişinin ağız, burun ya da boğazında bulunan bazı mikroplar, vücut direncinin düşmesiyle hastalık yapar hale gelebilir.
PEKİ, KENDİMİZİ NASIL KORUYACAĞIZ?
Kış hastalıklarından korunmak için öncelikle güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olacağız. Aslında zaten güçlü bir bağışıklık sistemimiz var. Ancak yaptığımız bazı hatalar, onun zayıflamasına neden olur. Bu hataların başında da sağlıksız beslenme gelir. Çünkü antioksidan bakımından zayıf beslenmek, ihtiyacınız olan vitamin ve mineralleri almamak, vücut direncinizin düşmesinin ana nedenlerinden biridir. Bunun önüne geçebilmek için de öncelikle mevsiminde sebze ve meyve tüketmeye özen göstermelisiniz. Mesela tam bir antioksidan kaynağı olan ve içeriğinde A, C, E, K vitaminleri, omega-3, demir ve magnezyum bulunan kabağı beslenme listenize ekleyin. Protein yönünden zengin bir besin olan mantar ile önemli bir C vitamini kaynağı olan brokoli de bağışıklık sisteminin güçlenmesine destek olur. Kırmızı ya da yeşil biber, en zengin C vitamini kaynağıdır. Yapraklı marul, pazı, ıspanak, tere, roka gibi yeşil yapraklı sebzelerin besin değerleri de oldukça yüksektir. Tam mevsimi olan karnabaharı da unutmayalım.
HAFTADA İKİ GÜN BALIK TÜKETİN
Güçlü bir bağışıklık sistemi için haftada iki gün balık tüketmek önemlidir. Balıklarda omega-3’ün yanı sıra A, E ve K vitaminleri fazlaca bulunur ve bu vitaminler, bağışıklığımızı güçlendirmemizde oldukça fayda sağlar. Yemeklerimize lezzet katmalarının ötesinde faydaları olan zencefil ve zerdeçalı mutfaklarımızdan hiç eksik etmememiz gerekiyor. Çünkü bu iki baharat, iyi birer antioksidan kaynağıdır. Herhangi bir sağlık sorunu bulunmayan tüm bireyler, günlük olarak 1-2 kaşık zerdeçal tüketerek, bağışıklık sistemlerini güçlendirebilir. Beslenmemiz dışında uyku düzenimize dikkat edeceğiz. Uykusuz kalmayacağız. Hareketli bir yaşam tarzına geçerek, hem vücudumuzu dinç tutacağız hem de kilo kontrolünü sağlayacağız. Üzüntü, endişe ve stres de bağışıklık sistemini zayıf düşüren faktörlerdendir. Bu nedenle ruhumuzu da korumaya özen gösterip, mümkün olduğunca stresten uzak duracağız. Bunların dışında tüm bu hastalıklar, temas yoluyla bulaşma özelliğine de sahip olduğu için ellerimizi sık sık yıkamayı ve hijyen kurallarına dikkat etmeyi asla unutmayacağız.
Paylaş