Paylaş
Birçok hastalığın gelişmesinde ve yakalanma riskinin artmasında beslenme şeklimiz önemli bir rol oynar. Ancak bu konunun sadece sağlıklı besinler tüketmekle ilgili değil, sağlıklı bir sindirim sistemi ile de alakalı olduğunu bilmemiz şart. Çünkü siz sağlıklı ürünlerden oluşan bir beslenme sistemi oluştursanız bile yapılan beslenme yanlışları sağlığınızın bozulmasına neden olabilir. Peki, ısrarla tekrarladığımız ve uzun dönemde sağlığımızı bozan bu beslenme hataları neler? Gelin, bugün sık sık tekrarladığımız ve göz ardı ettiğimiz bu hataları birlikte hatırlayalım.
HIZLI YEMEK TÜKETMEK
Günümüz dünyasının aslında en önemli sorunlarından biri hızlı yeme alışkanlığıdır. Özellikle iş hayatının getirdiği kısıtlı yemek zamanları, bu alışkanlığı daha da fazla tetikliyor. Ancak bu alışkanlık, başta obezite, mide ve bağırsak hastalıkları olmak üzere yaşam kalitenizi düşüren sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Bu hatanın ayrıntısına girmeden önce önemli bir detayı hatırlatmakta fayda var. O da sindirimin midede değil, ağızda başladığı… Bu neden mi önemli? Çünkü siz hızlı yemek tükettiğinizde; besinleri tam olarak çiğnemeden yutmuş oluyorsunuz. Yani besin maddelerinin ağızda küçük parçalara ayrılıp, tükürük ile karışmasına izin vermiyorsunuz. İnsan tükürüğünde bulunan enzimler, besin maddelerini midenin daha rahat sindirebilmesi için hazırlar. Hızlı yemek yediğinizde ise besinler parçalanmadan büyük lokmalar halinde midenize iniyor. Bu durum da midenizin daha çok çalışmasına ve yorulmasına yol açıyor. Sonrasında ise şişkinlik, hazımsızlık, yanma ve ağrı gibi şikâyetler baş gösteriyor.
20 DAKİKA KURALINA UYUN
Besinlerin midemiz tarafından karşılanması ile beynin doyma merkezini uyarması yaklaşık olarak 20 dakika gibi bir süreyi içerir. Bu süre içinde iştahınız azalır, tokluk hissi oluşur ve siz yemenizi durdurursunuz. Ancak hızlı yemek tükettiğimiz zaman, beyin doyma merkezini uyarmakta gecikir ve beden kendini sindirim için yeteri kadar hazırlayamaz. Hızlı ve çiğnemeden yemek tüketmek alışkanlık haline geldiğinde ise doyma merkezi uyarılmadığından ihtiyacınız olandan çok daha fazla yemek yemiş olursunuz. Ayrıca hızlı yeme alışkanlığı fiziksel sağlığımızın yanı sıra stresi tetikleyerek, zihinsel sağlığımızı da olumsuz etkiler. Bu hastalıklara yakalanma riskinizi azaltmak için hızlı yeme alışkanlığından mutlaka kurtulmanız gerekir.
HIZLI KİLO VERMEYE ODAKLANMAK
Birçok kişinin özellikle ideal kilosuna ulaşma arzusu içindeyken yaptığı hatalardan biri de hızlı kilo vermeye odaklanmaktır. Bu motivasyon da beraberinde öğünleri azaltmayı, dengesiz beslenmeyi ve bilinçsiz diyetleri getirir. Öncelikle zayıflamaya karar verdiğinizde dikkat etmeniz gereken en önemli şey, vücut tipinizdir. Elma, armut, ters piramit ve kum saati vücut tiplerinden hangisine sahip olduğunuzu bilmeniz, yapacağınız diyet konusunda size yol haritası çizer. Ayrıca diyetlerin kişiye özel hazırlanan programlar olduğunu aklınızdan hiç çıkarmamalısınız. Zayıflamaya çalışırken lütfen internette gördüğünüz ve kaynağı belli olmayan şok diyetleri de uygulamayın. Çünkü bu tarz diyetler, metabolizmanızın dengesini bozduğu için sonrasında çok daha fazla kilo alırsınız. Kilo vermekte zorlanıyorsanız en sağlıklısı hekim kontrolünde diyetler yapmaktır.
SIK SIK ÖĞÜN ATLAMAK
En sık yapılan beslenme hatalarından biri de öğün atlamaktır. Hepimiz gün içinde bazı gerekçeler nedeniyle öğün atlamak durumunda kalabiliriz. Öğün atlamak için zamansızlık, iştahsızlık, bir işle uğraşmaya dalmak, geç uyanmak ya da diyet yapmak gibi birçok neden sıralanabilir ve çoğu zaman da bu durum doğal karşılanır. Ancak öğün atlamak özellikle çocuklar ve adölesanlarda yorgunluğa, motivasyon eksikliğine, problem çözme yeteneğinde azalma ve gelişme sorunlarına neden olur. Yeterli ve dengeli bir beslenme tarzında öğün atlama seçeneği yer almamalıdır. 1 ve 3 aralığında öğün tüketimi sağlığınızı korurken, kalori kontrolü ve fit bir bedene sahip olmanıza da yardımcı olabilir. Önemli olan her öğünde çok fazla besin tüketmemektir.
GEÇ SAATLERDE YEMEK TÜKETMEK
Bazı zamanlar geç saatlerde yemek tüketmek durumunda kalabiliriz. Ancak asıl problem, bu durumun alışkanlık haline gelmesidir. Çünkü vücudumuz, sirkadiyen ritme göre hareket eder ve havanın kararmasıyla dinlenmeye geçer. Saat 22:00’den sonra ise vücudumuz melatonin hormonu salgılayarak, uyku evresine hazırlanır. Yani vücudumuz gündüz başka, gece başka işlerle uğraşır ve farklı hormonlar salgılar. Geç saatlerde yemek tükettiğimiz zaman ise bu denge bozulur. Çünkü vücudumuz gece boyunca kendini yenilemek ve dinlendirmek için hazırlanırken, gece yediğiniz besinler nedeniyle uyanır ve yediklerinizi sindirmek için yeniden enerji harcamaya başlar. Bu durum melatonin salgılamayı azaltır, yeni hücre üretimi ile ölü hücre temizleme işlevinin yavaşlamasına neden olur. Gece yemek tüketme alışkanlığı, ayrıca size sadece kilo olarak geri dönmez. Diyabet, kalp damar hastalıkları, mide yanması veya reflü gibi sindirim sorunları, hormonal denge bozulması ve uyku düzensizlikleri gibi ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirir. Dolayısıyla gece yemek tüketmek, ciddiye alınması gereken zararlı bir alışkanlıktır.
Paylaş