Paylaş
Velayet ise anne ya da babanın çocuk üzerinde bakım, gözetim ve hukuken temsil durumunu düzenleyen kurumdur. Boşanma durumunda velayetin anne ya da babaya verilmesi hususunda velayeti kendisine verilen tarafın maddi ya da manevi olarak durumunun değişmesi ya da velayet hakkını gereği gibi kullanmaması bunun sonucunda çocuğun menfaatine yönelik tehlikeye düşürülmesi söz konusu olduğunda velayetin kötüye kullanılması sonucu doğacaktır. Velayet hakkı gereğince çocuğa ve diğer eşe karşı görevlerini yerine getirmeyen velayet hakkı sahibine karşı her zaman için velayet hakkının diğer eşe verilmesi talep edilebilecektir.
Belirtmek gerekir ki; velayet davalarının tamamında çocuğun menfaati mahkeme tarafından esas alınacaktır. Gerek Türk Medeni Kanunu’nda gerekse özel kanunlarda bu durum hüküm altına alınmıştır. Velayet düzenlemesi yapılırken: göz önünde tutulması gereken temel ilke çocuğun “üstün yararı” dır. (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3: Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1). Çocuğun üstün yararı belirlenirken: onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; ahlaki değer yaşamları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını da etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2016/12054 K: 2016/11763 K.T.: 16.06.2016)
Türk Medeni Kanunu madde 324’de düzenlenen velayet hakkını kötüye kullanma suçu” Ana ve babadan her biri diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür.” şeklinde ebeveynlere sorumluluk yüklemiştir. Türk Medeni Kanunu’na göre velayet hakkı sahibinin görevleri şu şekilde sıralanmaktadır. Müşterek çocuğun şahsına bakmak, ilgilenmek, onları gözetip korumak, geçimlerini sağlamak, iyi ahlak sahibi olarak yetiştirilmelerini ve eğitimlerini sağlamaktır.
Velayet hakkına sahip eşin diğer eş ile çocuk arasındaki kişisel ilişkiyi engellemesi, velayet hakkına sahip eşin çocukla ilgilenmemesi ya da özel sebeplerle diğer eş tarafından velayet hakkının kötüye kullanılması davası açılabilecektir.
Velayet hakkının kötüye kullanılmasına ilişkin dava sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi durumunda, velayet hakkının ebeveynden alınmasına yahut diğer eşin durumuna göre velayetin kaldırılmasına sebebiyet verebilecektir.
“…davalı annenin çocuğun babayla kişisel ilişki hakkını sürekli olarak engellediği, bundan dolayı hakkında çocuk teslimine muhalefet etmekten yaptırım uygulandığı, bu suretle Türk Medeni Kanunu'nun 324. maddesinde yer alan yükümlülüğüne aykırı davrandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı annenin sekiz yaşındaki müşterek çocuğun gelişimi için önemli olmasına rağmen babası ile görüşmesini engelleyerek, velayet hakkını kötüye kullandığı hususunun kanıtlandığı ve müşterek çocuğun velayetinin davalı anneden alınarak davacı babaya verilmesi gerektiği kabul edilmelidir.” YHGK. K.2015/1139 K.Tarihi 01.04.2015
Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararında görüldüğü üzere velayet hakkının kötüye kullanılması durumunda velayet hakkı, velayet hakkı sahibi olmayan babanın durumunun elverişli olduğu anlaşıldığından velayet değişikliği ile babaya verilmiştir.
Velayetin kötüye kullanılması davalarında genel itibariyle velayet değişikliğine karar verilmesi için talep üzerine velayetin kötüye kullanılması durumunun ispatlanması ve diğer eşin durum ve koşullarında velayet sahibi olmasına engel oluşturacak bir hususun bulunmaması değerlendirilmemektedir.
Paylaş