Berrak Tangülü

Assos’ta Zeytin Hasadı Zamanı

8 Kasım 2019
Geçtiğimiz hafta sonu zeytin hasadı için Assos’taydık. Zeytin Hasadı yapılan Nusratlı Köyü'nde köylüler ile birlikte zeytin topladık. Ardından Adatepe Zeytin Müzesi ve Tariş Zeytinyağı Fabrikası'na konuk olduk. 

Kasımın başı olduğu için biraz serindi ama gezi oldukça keyifliydi. Zeytin ve zeytinyağının şifasının ne denli büyük olduğunu artık bilmeyenimiz yoktur. İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay’ın da söylediği gibi: "Zeytinyağı altından çok daha değerlidir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki zeytinyağı kanser hücrelerini öldürüyor.” 

Altın kadar değerli olan bu meyve ve ağacı mitolojide de yerini alıyor. Yunan mitolojisine göre, Zeus kendisine en değerli hediyeyi verene kentin koruyuculuğunu verecektir. Bunun için bir yarışma yapar. Denizler tanrısı Poseidon, Zeus’a uzak diyarlara dahi uçarak gidebilen ve savaşta yenilmeyecek bir at armağan eder. Athena’nın hediyesi ise bir zeytin ağacıdır. Zeytin ağacının muazzamlığı karşısında başta Zeus olmak üzere tüm tanrılar, tanrıçalar büyülenmiş ve ağacın kutsallığı karşısında donakalmışlardır. Tüm hırsına ve kazanma isteğine rağmen Poseidon bile zeytin ağacından o kadar etkilenmiştir ki, aralarındaki çekişmeyi boşvererek zeytin ağacının üstünlüğünü kabul eder. Bunun üzerine Athena zeytin ağacından bir dal kırıp Poseidon’a verir. Böylece aralarındaki düşmanlık zeytin ağacının rakipsiz güzelliği karşısında yok olur. O günden sonra Athena’nın ismi Atina kentine verilir. Düşmana zeytin dalı uzatmak deyimi de neredeyse tüm dillere tam da bu mitten gelmiştir. Çünkü zeytin ağacı, düşmanınızın dahi kıyamayacağı güzellikte ve kutsallıktadır.

Assos da zengin zeytin bahçeleri ve kaliteli zeytinleriyle öne çıkıyor.

Geleneksel hasat yöntemleri üç türlü oluyor: ’Yerden Toplama', 'Ağaçtan Elle Toplama' ve 'Sırıkla Hasat’ şeklinde. 

Zeytin hasadı burada daha çok sırıkla silkeleme yöntemiyle yapılıyor.

Yerden Toplama yönteminde; olgunlaşıp ağaç dibine dökülen zeytinler yerden elle toplanıyor. Bu zeytinlerin sofralık değerleri düşük oluyor daha ziyade yağa işleniyorlar.

Elle hasatta, doğrudan ağaç üzerinden koparılan meyve aşağı doğru bir sıyırma hareketi ile sepet torba veya bir kutunun içerisine toplanıyor. Zeytin zarar görmeden, ezilmeden toplanmış oluyor. İş gücü maliyeti yüksek ve temininde zorluklar yaşanıyor.

Sırıkla Hasat yönteminde olgunlaşan yağlık zeytinler sırıklar çırpılarak dökülüp toplanıyor. Bu en yaygın hasat yöntemidir. Sırıkla hasat sırasında vurma, çarpma ve darbelerden dolayı meyvede yaralanmalar ve kayıplar oluşabiliyor.

Yazının Devamını Oku

Ülkemizin Saklı Cennetleri: Çıralı, Olimpos, Adrasan ve Finike

22 Ekim 2019
Ben yazı kasımda bitirenlerdenim. Güneyde yaz kasım ayının ortalarına kadar devam ediyor ve inanın özellikle eylül ve ekim aylarında Antalya çok daha keyifli oluyor. Geçen yazımda Fethiye’den bahsetmiştim. Bu yazımda da Fethiye gezisinin devamında yolculuk ettiğim Çıralı, Olimpos, Adrasan ve Finike’den bahsedeceğim. Ülkemizin gizli kalmış cennet köşeleri diyebilirim. Gezip görmekte fayda var. Neden mi? Gelin anlatayım…

Çıralı

Antalya’nın en güzel yazlık beldelerinden biri olan Çıralı, Kemer ilçesine bağlı. Sakin, huzurlu tatili ve bakir doğayı seven, dinlenmek isteyen, baş başa romantik zaman geçirmek isteyen ya da ailesiyle salaş ama nezih bir ortam arayan, kasıma kadar denize ve güneşe doymak isteyen herkese önerebileceğim müthiş güzel bir yer. Olimpos Beydağları Milli Parkı sınırları içinde yer alıyor. Üç kilometrelik bir sahil şeridine sahip. Bu sahil aynı zamanda koruma altındaki deniz kaplumbağalarının (caretta caretta) üreme alanı. Akdeniz’in en temiz sahillerinden biri olan Çıralı’nın denizi o kadar berrak ve yüzmesi o kadar keyifli ki kumunun taş ve çakıl olması bile rahatsız etmiyor sizi.

Dümdüz ve upuzun bir sahil şeridine kurulmuş olan Çıralı tam bir yazlık kıvamında, halk plajını kullanan kitle de ülkemizin popüler sahil şeritlerinde olduğundan çok daha nezih bir kitle. Akşamları çıkıp yürüyüşünüzü yapabileceğiniz doğal ve rahat bir yer. Herkese öneririm. Özellikle de eylül, ekim ve kasım aylarında mutlaka burada birkaç gününüzü geçirin derim. Gerçekten yenileneceksiniz. Çıralı’nın biraz ilerisinde Olimpos Antik Kenti ve Olimpos sahili bulunuyor. Kumsalda beş dakikalık bir yürüyüşle Olimpos’a ulaşabiliyorsunuz. Bir başka deyişle Çıralı ve Olimpos aynı sahil şeridini paylaşıyor. Girişte belli bir ücret ödeyerek Antik Kenti gezebiliyorsunuz. Çıralı Olimpos’a gitmişken bir gece Yanartaş'ta (Chimaera) hiç sönmeyen ateşi görmeye dağa çıkabilirsiniz. Gerçekten bu ateş enteresan bir şekilde bin yıldır hiç sönmüyor. Kayaların arasından yükselen Yanartaş’ın alevleri ‘’Sonsuz Ateş’’ olarak da anılıyor. Beydağları Milli Parkı içerisinde Olimpos tepelerinde denizden yaklaşık 230 metre yükseklikte yer alıyor. 

Çıralı’da konaklama önerisi: 

Çıralı’da her bütçeye uygun konaklama seçenekleri bolca bulunuyor. Pansiyonlar, butik oteller, ağaç evler, bungalow evler ve lüks butik oteller.. Ben size konakladığım Villa Lukka Hotel’i şiddetle öneriyorum. 

Villa Lukka Çıralı: Antalya Çıralı’da yer alan, doğanın içinde çok güzel ve tertemiz bir otel. Anlamı 'Işık Ülkesi' olan ve adını Likya'nın diğer adı Lukka'dan alan Villa Lukka üç dönüm muhteşem bir bahçe içinde, suit tarzında, 13 lüks bungalowdan oluşuyor. Sahile iki yüz metre uzaklıkta cennet gibi bir tatil mekanı. Küçük villalar tarzında birbirinden ayrılan odaların dekorasyonu oldukça şık, sofistike, sade ve konforlu. Çıralı'nın doğasıyla uyum içinde, insanı evinde gibi hissettiren sıcak renklerle boyanmış odalar beyaz ahşap özel yapım zarif mobilyalarla döşenmiş. Perdeler, yatak örtüleri oturma grubu minderler hepsi birbirinden farklı renk ve desende dekore edilmiş.

Yeşilliklerin içinde, görkemli Olimpos dağı manzarasına karşı, sakin, sessiz, romantik bir tatil yapabilirsiniz. Odanızın verandasında kahvenizi yudumlayıp kitabınızı okurken dağ, kaya ve orman manzarası eşliğinde doğayla bütünleşebilir, bahçedeki portakal ağaçları, rengarenk çiçek ve bitkilerin içinde kendinizi cennette hissedebilirsiniz. Deniz ve güneşe doymak istediğinizde sahilde hasır şemsiyelerin altında güneşlenip serinlemek için pırıl pırıl Çıralı denizine kendinizi atabilir ya da eşsiz bakirlikteki koylarda yüzebileceğiniz tekne gezilerine katılabilirsiniz. 

Yemek önerisi:

Yazının Devamını Oku

Dalyan ve Fethiye Gezisi

10 Ekim 2019
Cennet ülkemizde tatil yapabilecek sayısız güzel ilçe ve belde bulunuyor. Macera dolu, doğaya ve denize doyurucu bir tatil için birinci sırada Fethiye’yi öneririm hepinize.

Fethiye Muğlaya bağlı olan mavinin elli tonunu görebileceğiniz ve oldukça büyük bir ilçe.  Güneşin altında saatlerce yatmaktan yada Çeşme, Bodrum gibi eğlence hayatının ağırlıkta olduğu yazlık yerlerde hep aynı şekil tatil yapmaktan sıkılanlar için daha eğlenceli, aktif, dinamik ve heyecanlı bir rota. Burada boş duracak vakit yok. Aktivite çok. İnsanın tekrar tekrar gitmesi için pek çok sebep sunuyor. Bu yönleriyle turizmde bir dünya markası olmayı hak ediyor bence.

Eylül ayında da bir başka güzel Fethiye. Daha dingin ve Türk misafirlerin azaldığı daha çok yabancı turistlerin tatil yapmak için geldiği bir bölge. Burada sezon Kasım ayının sonuna kadar devam ediyor. 

Biz de Dalyan’dan başlayıp Fethiye ve Antalya’ya kadar uzanan kapsamlı bir rota çizdik kendimize. İstanbul’dan bir saatlik uçuşla Dalaman’a vardık. Buradan yarım saatlik bir araba yolculuğuyla Dalyan’a ulaştık. Yeşilin maviyle buluştuğu masal gibi bir kasabayla Akdeniz turumuza başlamış olduk böylece.

Dalyan Muğla’nın Ortaca ilçesine bağlı.

Köyceğiz Gölü ile Akdeniz’i birleştiren kanal üzerinde yer alıyor.

Coğrafi olarak Akdeniz Bölgesi’nde yer alıyor.

Fethiye ve Marmaris arasında konumlanan, yemyeşil ormanlara, tertemiz denize ve tarihi bir dokuya sahip olan bir tatil beldesi.

Etrafı dağlarla çevrili olduğundan rüzgara karşı korunaklı ve Akdeniz iklimine sahip. Bu nedenle deniz sezonu da erken açılıyor burada; nisandan kasım ayına kadar denize girebiliyorsunuz.

Yazının Devamını Oku

Türkiye’nin En Güzel Denizi Nerede Sizce?

10 Eylül 2019
Bence Kaş, Adrasan ve Fethiye’de… Bugün sizlerle çok yakın zamanda yapmış olduğum Kaş gezimi tüm detaylarıyla paylaşacağım.

Haritada küçük ama gezmek için çok büyük bir yerdir Kaş. Keşfedilecek pek çok sayıda güzel plaja, yanı başında yer alan antik kentlere, doğal güzelliklere, tekne turlarıyla gezilebilecek harika rotalara, dalış yapmak için en elverişli ve en muhteşem su altı dünyasına sahip olan aynı zamanda yeme içme konusunda da çok çeşitli ve güzel mekan seçeneklerini bulunan şirin bir beldemizdir..

Kaş ve çevresinde gezilecek yerleri kısaca özetlersem hem genel bir fikir edinmek hem de zamanlama açısından da size çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Kaputaş Plajı, Hidayet’in Koyu, Derya Beach, İnce Boğaz, Limanağzı, Büyük Çakıl ve Küçük Çakıl Plajları Kaş’ın olmazsa olmazları. Buraları görmeli ve denize girmelisiniz. Patara Kum Tepesi’ne gidip sanki çöldeymişsiniz izlenimi veren ortamında nefis gün batımı fotoğrafları çekmelisiniz. Çukurbağ Yarımadasını gezebilir, tercihen orada bir otelde konaklayabilirsiniz. Kaş’a çok yakın bir konumda bulunan Yunanistan’ın Meis Adası’na günü birlik bir gezi planlayabilirsiniz. Buralara kadar gelmişken vaktiniz ve ilginiz var ise mutlaka bir su altı dalış deneyimi yaşamalısınız. Yakın civarda gezilecek diğer önemli yerler olan Saklıkent Kanyonu’na gidebilir, Kekova tekne turlarından birine katılabilir, Demre ve Xanthos Antik kentini ziyaret edebilirsiniz.

Kaputaş Plajı

Kaş’ta beni en çok etkileyen yer Akdeniz’in en değerli plajlarından biri olan ve dünyanın en çekici plajları arasında gösterilen Kaputaş Plajı idi. Kaş ile Kalkan’ı bağlayan virajlı ama şahane manzaralı bir yolun üzerinde bulunuyor. Kalkan’a 7 km mesafede yer alan plaja 200 basamaklı uzun bir merdivenle iniliyor. Plajın turkuaz denizinin sırrı ise yer altı suyunun kıyıdaki kumlar arasından süzülmesi. Aynı sebeple dalgalı ve serin bir denize sahip olan plaj, kumunun altın sarısı rengiyle, mavinin tonlarının mükemmel bir uyum sağlıyor.

Mavi Mağara

Kaputaş Plajı yakınlarında Kaş’a 18 kilometre mesafede yer alan ve 1972’de bulunan Mavi Mağara da görülmeye değer bir güzellik. Bir zamanlar foklara ev sahipliği yapan mağara, 50 metre uzunluğa, 40 metre genişliğe ve 15 metre yüksekliğe sahip. Mağaranın girişi dar olduğundan deniz dibinden yansıyan güneş ışıkları, içeride muazzam ışık oyunları oluşturuyor. Kaş’tan hareket eden tekne turları ile ziyaret edebilirsiniz.

Yazının Devamını Oku

Aşk, Huzur ve Dinginlik Noktası: Göcek

21 Ağustos 2019
Herkese merhaba. Ben Berrak Tangülü, namı diğer Berro. mahmure.com’daki ilk yazımla hepinizi selamlıyorum.

Yeme içme ve seyahat konuları üzerine yazılar yazan ve yaklaşık yedi senedir instagram, youtube gibi sosyal medya üzerinde paylaşımlar yapan bir bloggerım. Instagram hesabım ‘’Berrakberroo’’ olarak geçiyor, youtube kanalım da yine aynı ismi taşıyor. Detaylı bilgiler içeren faydalı içerikler üretmeye özen gösteriyor, güzel fotoğraflarla ve videolarla bunları sunmaya çalışıyorum. Burada da sizlere daha ağırlıklı olarak gezdiğim mekanları ve seyahatlerimi paylaşacağım. Beğeneceğiniz öneriler sunacağım. Hadi o zaman ilk yazıyla başlayalım…

Cennet vatanımızın yazı ayrı kışı ayrı güzel. Her mevsimi yaşayabiliyor olmamız büyük şans. Doğal güzelliklerimiz saymakla bitmez ama yaz mevsiminde Ege ve Akdeniz sahillerini gezmek ayrı keyif doğrusu. Son zamanlarda da herkesin dilinde bir ‘’Göcek’’… Göcek hakikaten aşk demek, huzur demek, sukunet ve dinginlik demek… Geçen hafta oralardaydım. Tüm havadisleri, gezilecek yerleri, gidilecek mekanları tek tek sizler için yazdım.

Muğla ili Fethiye Körfezi’nde yer alan Göcek, köy özelliğini korumuş küçük kırsal bir beldemiz. Korunaklı bir koy içinde bulunuyor. Mavi yolculuk dendi mi Türkiye’de ilk akla gelen yer olma özelliğini taşımakla beraber zevkle düzenlenmiş bahçeleri, göz alıcı yeşil doğası, turkuaz denizi ve arkasında uzanan görkemli dağlarıyla büyüleyici bir yer.

Önemli Göcek önerileri içeren bu yazımı okursanız zaman kaybetmeden nokta atışı yerleri keşfedebilir ve keyifle zaman geçirebilirsiniz diye düşünüyorum.

Göcek deyince akla ilk gelen tekne ile koyları gezmek gerektiğidir sanırım. Göcek kiralık tekne konusunda da pek çok seçenek var. İster günlük tekne kiralama isterseniz de özel kiralık tekne ile göcek koylarını gezebilir ya da merkez kordondan kalkan 12 adalar tekne turu ile belli başlı adaları dolaşabilirsiniz. (Tur kapsamında Bedri Rahmi Koyu, Kleopatra Hamamı Koyu, Tersane Adası gibi tarihe ev sahipliği yapmış adaları da görüyorsunuz.)

Göcek merkezindeki Göcek Belediye Marina’da sıra sıra dizili pek çok tekne bulunuyor. Bazıları altmış, bazıları seksen beş, bazıları da benim tercih ettiğim gibi en fazla otuz kişi kapasiteli tekneler. Sahilde bir tur atıp gözünüzün tuttuğu firmaya kayıt yaptırabilirsiniz. Benim tekne icin önerim: Çınarım Göcek adlı şirket. Tekneye en fazla otuz kişi kabul ediyor, insanları balık istifi gibi üst üste dizmiyorlar. Daha butik ve keyifli bir tur oluyor. Tekneden hem yemek yiyor, hem de her koyda denize girebiliyorsunuz. Tur 10:30’da başlayıp 18:00’da sona eriyor. 

Tekne turu dışında Göcek’te yüzmek istiyorsanız ya merkeze en yakın (6 km) mesafedeki İnlice Halk Plajı’na ya Göcek merkezde denize girilebilecek tek plaj olan D-Marin Göcek’e ya da Lime Beach’e gidebilirsiniz.

Yazının Devamını Oku