DEMEK ki karşıdan gelen her iki kişiden birisi AKP’li.
Oysa ben bugüne kadar "AKP’ye oy verdim" ya da "Vereceğim" diyen bir tek kişiye olsun rastlamış değildim.
Herkesin AKP’ye karşı olduğu bölgelerden AKP çıktı.
"İflas ettik" diyen esnaf, AKP’ye oy verdi anlaşılan.
"Bittik" diyen köylü de...
Seçim gecesi televizyon televizyon koşuşturan bizim ekran kuşlarının bir teki "AKP’ye oy verdiğini" söylemez. Ama mutlu yüzlerine bakın, tümünün AKP’ye oy verdiklerini kolayca anlarsınız.
Muhabirlerimiz "AKP’li seçmen" bulmak için varoşlara gittiler. Oysa sandıklar açıldı ki lüks sosyete semtlerinin alayı AKP seçmeni...
Sermaye kesiminin de AKP’ye oy verdiğini artık biliyoruz.
Nitekim Abdullah Gül, seçim öncesi (Kayseri konuşması) açıkça ve net biçimde "Bizim birçok gizli oyumuz var" demişti.
Bu doğru çıktı.
*
Peki...
İnsan oy vereceği partiyi niye saklar?..
Neden insanlar AKP’ye oy vereceklerini-verdiklerini gizlerler?..
Bunda utanılacak ne var?..
Saklamak niçin?..
Kişi bir kabahat işlediği zaman bilinsin istemez.
AKP’li olmak suç değil.
Utanılacak bir şey yok...
*
O zaman neden?..
Çünkü:
Bu seçimlerle millet, laik cumhuriyetin bir "ılımlı İslam’a" dönüştürülmesini onaylamıştır.
Bu yüksek orandaki oy; AKP’nin kafasındaki Türkiye’yi gerçekleştirmesine destek anlamındadır.
Kim ne derse desin...
Türkiye’nin değişen yüzünün daha da değişmesine onaydır.
İşte burada, dünyanın en güzel ülkesini "çağı yakalayın" diye ulusuna emanet etmiş Mustafa Kemal’e karşı bir mahcubiyet söz konusu olmalı.