Sorma ne haldeyiz...

Önce sen...

Dün ölüm yıldönümünde gazetelerde ‘‘Ahmet Taner Kışlalı öldürülüşünün 4'üncü yılında anılıyor’’ haberleri vardı ve sevdiğin insanlar seni andılar.

Öğrencilerin, dostların, meslektaşların, cumhuriyetçiler...

Nilhan Nur dört yaşında...

Küçük kızının ayağında mini potinler var.

O da babasının ölüm yıldönümlerinde önce ağlamayı, sonra ağlamamayı öğrenecek.

Tıpkı ablaları Altınay, Dolunay gibi...

*

Bizi soracak olursan; sorma ne haldeyiz...

O uğruna can verdiğiniz Cumhuriyet'in halini kısaca anlatmak istesem de anlatamam.

AKP tek başına iktidar oldu.

Sen AKP'yi görmedin, bilmezsin. Kendilerine ‘‘Modern İslamcı’’ diyorlar. Ya da; ‘‘Demokrat Müslüman’’.

Bir imam başbakanımız var.

Senin şaşırdığın zamanlardaki o gülmekle şaşkınlık arasındaki bakışlarını bilirim.

Öyle bakma...

Türban protokole girdi.

‘‘İmam Devlet’’in temeli çoktan atılmıştı da, şimdi duvarlarını örüyorlar.

*

Cumhuriyet çocuklarının çoğu çark edip döndüler.

Yapılan yalakalığı bir görsen ağabey, zaten üzülür de, çok geçmez kahrından ölürdün.

İşin ilginç yanı; çoğunluk hálá başlarına neyin geldiğinin farkında değiller.

Kısacası biz kaybettik.

Sizleri şeriat isteyen tetikçilerin öldürdüğü belli de, hálá katillerin arkasındaki gücü soruyor akılsızlık.

Dün bulutlu bir havada seni andı geri kalanlar.

Cumhuriyet devrimlerinin öldürülen savunucusu Ahmet Taner Kışlalı'yı konuştu azınlık.

Küçük Nilhan Nur'un ayaklarında mini potinleri vardı.

Yani bizi soracak olursan...

Sorma...