Ekmek arası suikast...

BAŞBAKAN’a suikast düzenleyen suikastçının elbette tabancası vardı. Tabancasını ekmeğin içine sokmuştu.

Ekmek de poşetin içindeydi.

Bendeniz polis muhabirliği yaptığım için, şimdi geçiyorum malum şahıs üzerinde yakalanan tabancanın analizine. Tabanca kurusıkı. Ama suikastçı borudan namlu yapmış ki patladığı zaman içindeki mermi borudan çıksın.

Doğrusunu isterseniz zaten mermileri de kendisi yapmış, bisiklet bilyesinden.

Yani donanımı tamam suikastçının.

Demek ki Başbakan’ı görünce poşeti açacaktı, içindeki ekmeği alacaktı, ekmeğin içindeki tabancayı çıkartacaktı, bisiklet bilyeli boru namluyu doğrultup tetiğe basacaktı.

Sanırım Başbakan’ın bilyenin üzerine basması gerekiyordu...

Allah korudu...

*

Tek sorun Başbakan orada değildi.

İkincisi:

Suikastçı suikastını yapmadan önce bağırmaya başladı. ‘Beni yakalayın’ demediyse bile, polislerin ortasında durup onların gözünün içine baka baka ‘Yuh olsun böyle başbakana...’ diye haykırdı.

Daha çok yumurta atılmasına odaklanmış polislerin otuz kadarı ‘Yu...’ hecesiyle birlikte suikastçının üzerine bindiler.

Suikastçı altta ‘Birakın beni, ben suikastçıyım’ dedi.

Komiser ‘Suikastçı isen silahın nerde?’ diye sordu. Suikastçı ‘Ekmeğin içinde’ dedi.

Komiser:

‘Ekmek nerde?..’

‘Poşetin içinde...’

‘Poşet nerde?..

*

Ne bileyim ben...

Böyle değilse bile aşağı-yukarı böyle oldu ve siz medyada çıkan ‘Menfur suikast...’, ‘Allah korudu...’, ‘Hepimize geçmiş olsun...’, ‘Büyük suikast önlendi...’ şeklindeki haberleri elbette okudunuz.

Zaten yazının burasında sevgili dostum Müjdat Gezen aradı, niye tiyatro yapmadığını anlattı.

Ben hepimizin kendisine hayran olduğumuzu, tiyatro yapması gerektiğini söyledim.

Her şeyin tiyatrolaşması, tiyatrocuları zorluyor.

İşte; haberlerde ‘Başbakan korkmadı’ diyorlar.

Halbuki ben durduğum yerde öylesine korkarım.
Yazarın Tüm Yazıları