Bir Verheugen’imiz oldu...

ASLINDA sevimli bir adam Verheugen.

Gelmiş bakıyor ‘Türkiye düzeldi mi?’ diye.

Durmadan konuşuyor, her şeyin ‘iyi’ olduğunu söylüyor, nedense bende bir sabah kalktığımızda ‘Verheugen kaçtı...’ haberini duyacakmışım izlenimini uyandırıyor.

Görev adı ilginç; AB müfettişi, ya da komiser...

Diyarbakır’ın Tuzla Köyü’nde incelemelerde bulunuyor, tandır fırınının içine bakıyor, evet ateş var...

Ve ayran bardağını köylülere doğru kaldırıyor:

‘Şerefeee...’

Belli ki kültürü tanıyor.

*

Ve köylülere soruyor:

‘AB’den ne bekliyorsunuz?..’

Köylüler Verheugen’in adındaki ‘Ver’ ve ‘he’ hecelerinin etkisinden mi bilemem, sıralıyorlar:

‘Su...’

‘Ev...’

‘Okul...’

‘Yol, iş...’

İşte Verheugen, kaçmasından şüphelenmeme neden olan saptamasını burada yapıyor:

‘Bu beklentilerden biraz korktum...’

*

Müfettiş, ya da Komiser Verheugen, arada bir sakinleşmek için bizim Hasan Cemal’in makul yazılarını okudu okudu, yoksa bunalıma girip kaçar mı bilemeyiz.

Bence Türkiye’nin AB’ye girmesi konusunda bizlerin endişelenmemize gerek yok.

Bırakın onlar düşünsünler.

Verheugen Diyarbakır’ın arka sokaklarına tek başına biraz dolanıp, mahalle aralarındaki çocuklar ordusunu görseydi, simitçi kılığındaki sivil polis soracaktı:

‘Niye zıpladınız Bay Verheugen?..’

Yanıt AB adına olacaktı:

‘Yine korktum...’

Bence bu AB işini fazla kafanıza takmayın.

Göreceksiniz, önümüzdeki günlerde ‘Almıyoruz’ diyemeyecekler, ‘Alıyoruz’ da diyemeyecekler.

Türkiye’nin düzelmesini 15-20 yıl bekleyecekler.

Düzeldi düzeldi, düzelmedi...
Yazarın Tüm Yazıları