Paylaş
◊ Pazar günü (bugün) Altın Küre Ödül Töreni’nde Cecil B. DeMille Ödülü’nü alacaksınız. Tebrik ederim...
- Teşekkür ederim, büyük onur duydum.
◊ Ödül konuşmanızı yaparken, dünya genelinde sizi izleyecek insanlara iletmek istediğiniz mesaj nedir?
- Öncelikle şunu söyleyeyim; ajansım bana bu ödülü alacağımı söylediğinde gözyaşlarına boğuldum, çok şaşırdım ve derinden etkilendim.
Konuşmamla ne iletmek isterim... Sanatın önemini... Kargaşa, kaos ve bölünme zamanlarında sanat çok önemlidir. Kabul konuşmamda bunu vurgulayacağım. Bu yıl aday gösterilen birçok filmin, Kuzey Amerika’nın karşılaştığı krizleri anlamamıza yardımcı olduğunu düşünüyorum.
Covid salgını, artan iklim krizi, ırk ayrımı, adaletsizlik ve beyaz ırk üstünlüğü krizi... Bu sene birçok film bu krizlerin varlığını ve etkilerini anlamamıza yardımcı oluyor. O filmlerden bahsedeceğim ve sanatın önemi hakkında konuşacağım.
Ayrıca Joe Biden’ın seçimi kazanmasıyla umutlarımızın yeniden yeşerdiğini hissediyorum. Bu seçim için çok çalıştık. Biden, ezici bir çoğunlukla seçildi. Siyahi toplumumuz ve gençlerimizin başarısıdır Biden’ın kazanması. İklim sorununa önem veren ilk başkanımız. Konuşmamda bu konulara değineceğim.
ÖDÜLÜMÜ GENÇ İKLİM AKTİVİSTLERİNE ADAYACAĞIM
◊ Ödülünüzü ithaf etmek istediğiniz biri var mı?
- Greta Thunberg’den ilham alan ve 2019’da yükselen tüm genç iklim aktivistlerine adayacağım. Dünya çapında milyonlarca ve milyonlarca genç aktivist var. İnsanlık tarihinin en büyük küresel gösterisini yaptılar. Bunu onlara ithaf edeceğim.
◊ Çok fazla ödül törenine katıldığınızı biliyorum. Unutamadığınız ve benimle paylaşabileceğiniz bir anekdot ya da anı var mı?
- Altın Küre’nin en iyi ödül programı olduğuna şüphe yok, en eğlenceli olanı. İçki içebilirsin, kalkıp diğer misafirlerle konuşabilirsin. Televizyonda izlemek bile eğlencelidir. En aklımda kalanlardan biri, oğlum aktör Troy Garity’nin “Soldier’s Girl” filmindeki rolüne aday gösterilmesiydi. O zamanlar çalışmıyordum. Emekli olacaktım ve geri dönmeye hiç niyetim yoktu. Oğlumun artı 1’i olmak, ona Altın Küre’de eşlik etmek benim için gerçekten özeldi. Ödülü Al Pacino’ya kaptırmıştı. Kazanmalıydı. Gerçi Al Pacino’ya kaybetmek çok da kötü değil. Ama anne olarak benim için harika bir deneyimdi.
ANTARKTİKA BUZ TABAKASI ERİDİKÇE DAHA FAZLA SALGIN OLACAK
◊ Efsane bir oyuncu, politika, çevre ve iklim aktivisti, ayrıca feministsiniz. Bir sonraki mücadeleniz nedir? Ve bu enerjiyi nereden buluyorsunuz?
- Önce ikinci bölümü cevaplayacağım. Gecede 9 saat uyuyorum, egzersiz yapıyorum ve iyi besleniyorum. Bu nedenle enerjim var.
Şu anda dünyanın karşı karşıya olduğu birçok sorun var ama biri var ki, eğer çözemezsek diğer her şey daha kötü olacak; iklim krizi. Bilime göre bu sorunu çözmek için 2030 yılına kadar küresel olarak fosil yakıt emisyonunu yarı yarıya azaltmak gerekiyor. Bu gerçekten zor ama yapabiliriz. Bilim adamları bunu yapabileceğimiz konusunda hemfikir. İhtiyacımız olan, çok sayıda insanın bu konuda çabalaması. İlginç bir şekilde, krizlerin hepsinin birbiriyle ilişkili olduğunu düşünüyorum. Antarktika buz tabakası eridikçe daha fazla salgın olacak. Şimdi her şeyi doğru yapmaya başlasak bile salgınlar devam edecek. Bağışıklığımızın olmadığı mikroplar havaya salınıyor. Hava ısındıkça sivrisinekler, böcekler ve hayvanlar daha çok hastalık taşıyarak göç etmeye başlayacaklar.
Bundan sonra ne yapacağımı sordun... İklim krizini yavaşlatmak ve çözmek için savaşmaya devam edeceğim. Ünlüyüm. Çok sayıda insana ulaşabilecek platforma sahibim. Ulaştığım insanların çoğu, kadın ve yaş almış kadınlar. Yaşlı kadınlar daha cesur. Biz daha savaşçıyız.
Kadınların birçoğu benim gibi, güçlü olmamızı istemeyen ya da bize engel olan erkeklerle birlikte değiller. Bizler bilgeyiz ve cesaretliyiz. Kadınları iklim hareketine katılmaya teşvik etmeyi sürdüreceğim. Kadınların güçlenmesinin, yükselmesinin ve liderlik pozisyonları almasına izin verilmesinin dünyamızın hayatta kalması için kritik olduğunu düşünüyorum. Ve bunun için sadece Kuzey Amerika’da değil, tüm dünyada savaşacağım.
◊ Özellikle iklim krizi sizin için çok önemli değil mi?
- İklim krizi, dünyanın geleceğiyle ilgili. Neredeyse 84 yaşındayım, hayatımın geri kalanında ilgi merkezimde iklim olacak. Salgın bittiği an, tekrar birlikte olabildiğimiz an, savaşmak için sokakta olacağım.
POLİTİKAYA UYGUN DEĞİLİM
◊ Dünyamızı değiştirmek ve iyileştirmek için çok şey yapıyorsunuz. Neden politikaya girmeyi hiç denemediniz?
- Çünkü politikaya uygun değilim. Zeki senatörleri, nasıl çalıştıklarını, nasıl tartıştıklarını ve sorunları nasıl sorguladıklarını izliyorum. Ben nasıl yaparım bilmiyorum.
Lider olarak iyi değilim, hatta lider de değilim. Zeki insanların söylediklerini alıp popüler yapma konusunda yetenekli bir takipçiyim. Yaşlandıkça güçlü ve zayıf yönlerinizi anlamak önemli. Ve benim güçlü yönüm, gerçekten zeki insanlarla zaman geçirip onların fikirlerini savunmak ve duyurmak.
BEN BABAMA ÇOK HAYRANDIM
◊ Kariyerinizin en önemli filmi hangisiydi?
- Biliyor musun, bu konu hakkında çok düşündüm. Beni etkileyen tek bir film değil, üç filmim var. Birincisi ilk Oscar’ımı kazandığım “Klute”. Oyunculuğumu ve kariyerimi yeni bir seviyeye taşıdı. İkincisi “Coming Home”. Yapımına ve geliştirilmesine yardım ettim. Kalbime çok yakın bir film. Üçüncüsü “On Golden Pond” çünkü ölmeden önce babamla çalıştığım filmdi. Film gösterime girdikten 4 ay sonra babam öldü ve onunla yaşadığım harika bir deneyimdi.
◊ Babanız efsane isim Henry Fonda... Neler hatırlıyorsunuz babanızla ilgili?
- Onu her gün düşünüyorum. Gerçeği söyleyecek olursam halen hayatımdaymış gibi hissediyorum. Anılarımı yazıyordum; “My Life So Far”. Martin Luther King’in kızı Yolanda aradı. O aradığında babam hakkında yazıyordum. Telefonda “Yolanda sana bir şey soracağım, baban Martin Luther King seni kucağına oturtup konuştu mu? Değer yargılarını ve hayatı öğretti mi?” dedim. “Hayır, yapmadı” dedi. Ona şöyle dedim: “Benim babam da asla yapmadı. Beni karşısına alıp bir şey öğretmedi. Ama sen babanın konuşmalarını aldın, ben de babamın filmlerini.” Ve ben babama çok hayrandım.
TV İZLEMEK DNA’MDA YOKTU
◊ Sinemaların kapanmasıyla televizyon hayatımızın en önemli parçalarından biri haline geldi. Siz izler misiniz televizyon?
- Televizyon izlemek DNA’mda yoktu. O yüzden seyretmeden büyüdüm. Gerçekten televizyon izlemeye sanırım bir Altın Küre törenini izledikten sonra başladım. Çünkü televizyon tarafında aday gösterilen hiç kimseyi tanımıyordum. “Kim bu insanlar?” dedim. Ayrıca yaşlanmaya başladığım için kariyerimin muhtemelen televizyonda olacağını fark ettim ve televizyon izlemeye başladım.
Ama Covid nedeniyle geçen yıl yaptığım şey şuydu; oldukça erken yatıyorum, haberler için MSNBC’yi izliyorum. Ne görmek istediğime bağlı olarak izleyeceğim dizi ya da filme karar veriyorum. Geçen yıl yapılan hemen hemen her filmi izledim. Tüm yeni dizileri seyrettim. Artık kimseyle yaşamıyorum. Bekar bir kadınım, istediğimi izleyebilirim. TV konusunda daha iyiyim. Bu yıl aday gösterilen herkesi tanıyorum.
Paylaş