Paylaş
◊ Siz hiç yaşlanmayacak mısınız?
- Kendimden 18 yaş küçük şahane bir karım var, şikayet etmemesi için ona ayak uydurmak zorundayım (gülüyor). Bunu başarıyorum da bence çünkü evliliğimiz harika gidiyor. Mutluyuz... Ayrıca çocuklarıma da ayak uydurmak zorundayım. Küçük kızım Grace daha 17 yaşında.
◊ Ablası Dakota’ya benziyor mu?
- Huylarının alakası bile yok ama görüntü olarak çok benziyorlar. Grace de çok güzel ve çekici bir genç kız. Onların yanında iyi görünmem gerek. Her yaşta en iyisi olmamın sırrı da bende saklı kalsın. Gizli bir programım var, onu uyguluyorum.
◊ Son filminiz “Book Club” ağustosta gösterime girecek. Filmle ilgili neler söylemek istersiniz?
- Harika bir cast ile çalıştım; Diane Keaton, Jane Fonda, Candice Bergen, Andy Garcia... Çok sıcak bir komedi filmi oldu. “50 Shades” serisini okuyan olgun kadınların tamamen değişen hayatlarını görecek ve bol bol güleceksiniz.
ŞOV DÜNYASINI İMZA DAĞITMAKTAN İBARET SANANLAR ÇOK YANILIYOR
◊ Sektörde iş alamadığınız zor dönemleriniz oldu. Nasıl toparladınız? O zor günlerin üstesinden nasıl geldiniz?
- Sana bir şey söyleyeyim mi, şov dünyasını güneş gözlükleri, havalı fotolar ve imza dağıtmaktan ibaret sananlar fena halde yanılıyorlar. Bence çok güzel bir kariyere sahibim. 50’nci yıla giriyorum. İnişler çıkışlar, iyi kötü günler hem hayatın hem de yaptığımız işlerin bir parçası. Fark şu, bu dalgalanmalar bizim sektörde daha çok göze batıyor. Herkese tavsiyem şudur: Zor günler gelip çattığında okuyabileceğiniz güzel kitaplarınız olsun. Eğer iyi bir de partnere sahipseniz, zor günlerin bile tadını çıkarabilirsiniz.
◊ Röportaja başlamadan önce en kötü, en şeytani karakterlerde bile bir ışık aradığınızı söylediniz. Sanırım sadece karakterlerde değil hayatta, insanlarda da ışık arıyorsunuz siz...
- Doğru...
◊ Günümüzde o ışığı bulmamız çok zor değil mi?
- Zorlayıcı ama imkansız değil... Her insanın içinde iyi bir şeyler olduğunu farz ederek işe başlamalıyız. Bazı insanlar aksi ve kırıcı davransa da bu tavrın gerçek olmadığını, arkasında onu bu davranışa iten nedenler olduğunu düşünürsen ışığı bulabilirsin.
KIZIMIN FİLMİNİ İZLEMEMEM ÇOK DOĞRU BİR KARARDI
◊ Gelelim kızınız Dakota Johnson’ın başrolü üstlendiği “50 Shades” serisine... Dakota filmleri sizin izlemenizi istemediğini söyledi...
- Evet... Kızımla yaptığımız anlaşmaya uyuyorum. Bizim yapmalarını istediklerimiz ile çocukların yapmak istedikleri uyum sağlamayabiliyor bazen. Sonuçta o kararını vermişti, ben de iyi şanslar diledim. Hem onun hem de benim isteğimiz filmi izlememem yönünde oldu. Bence doğru alınmış bir karardı.
◊ Dakota o rolü kabul ettikten sonra hiç sizden tavsiye aldı mı?
- Dakota en saçma konularda bile benim fikrimi sorar. Mesela “Baba minik bir kedi buldum, baygın yatıyor, hatta yarı ölü gibi... Eve getirebilir miyim?” diye arar, şaşırmam. “Evet getir” dersem getirir... Yalnız bilmeniz gereken bir şey var, Dakota’nın hassas görüntüsünün arkasında çok güçlü bir karakter vardır. Bir baba olarak kızımla gurur duyuyorum. Soruya dönersek... Evet film hakkında konuştuk... Dakota kariyeri hakkında iyi içgüdülere sahip bir kız. Oyunculuk aile mesleği sonuçta. Aynı fikirde olmasak da herkes birbirinin kararına saygı duymak zorunda. Benim yolum farklı, Melanie’nin (eski eşi Melanie Griffith) farklı, kızımız Dakota’nın farklı. Değişmeyen tek şey aile olarak birbirimize bağlılığımız ve her durumda birbirimizi desteklememiz...
“MIAMI VICE” DOLABINA KENDİ STİLİMİ KATTIM
◊ Kariyerinizde 50 yılı geride bıraktınız neredeyse. Bu uzun kariyere rağmen her işte taze kalmanın sırrı nedir?
- Bence başladığımız her yeni projeye son işimiz gibi yaklaşmalıyız. Rolün hakkını vermek için ne gerekiyorsa yapmak zorundayız. Ben ne yaptım mesela; “Miami Vice”ı bitirdikten sonra yeni oyuncu adayları ile beraber New York’ta bir okula başladım.
◊ O neden?
- Çünkü dizi o kadar başarılı olmuş, o kadar ses getirmişti ki, kendimi yeniden bulmam ve bu mesleği neden seçtiğimi kendime hatırlatmam gerekiyordu. Okula döndüm, oyunculuğun esaslarını, belli başlı ilkelerini daha iyi öğrendim. Her rolün adamı olmak için gerekli şeyleri kendime hatırlattım.
◊ “Miami Vice” demişken... 80’lerin fenomen dizisiydi. Sizin de Hollywood ikonu olduğunuz, iki dirhem bir çekirdek giyindiğiniz yıllar. Gerçi hâlâ aynı çekici adamsınız. İyi giyinmeyi seviyorsunuz değil mi?
- İyi görünmek önemli. Açık söyleyeyim, Miami Vice’a ilk başladığımda dolabı kıyafet dolu biri değildim. Çekimler için ne getirirlerse giyiyordum. Ama nasıl giyiyordum; ceketin kollarını kıvırıyordum ya da çorap kullanmıyordum. Bir şekilde kendi tarzımı katıyordum. Bugün de röportaj öncesi duşumu aldım, tırnaklarımı yaptırdım, sonra eşimin seçtiklerini giydim. Çünkü zevkini beğeniyorum.
◊ Role hazırlanırken en önem verdiğiniz nokta nedir?
- Senaryodaki cümleleri söyleme konusunda çok disiplinliyim. Senaryodaki sözü, cümleyi ya da kelimeyi nasıl ileteceğini, ne şekilde söyleyeceğini çalışmak zorundasın. Eğer sözlerin sana uygun olmadığını ve doğru şekilde seyirciye nasıl ileteceğini bilmiyorsan, o senin problemin. Git çalış, farklı versiyonları dene ve en iyi yolu bul...
EN KOMiK KARI KOCA KAVGALARI BiZiM EVDE YAŞANIYOR
◊ Sizi geçen yıl “Brawl in Cell Block 99”da izledim, harika bir filmdi. Guillermo Del Toro onu 2017’nin mutlaka izlenmesi gereken filmleri listesine koydu. Rol arkadaşınız Vince Vaughn sonrasında paparazzilerden kaçmak için Los Angeles dışına taşındığını açıkladı. Siz nerede oturuyorsunuz?
- Ben de Los Angeles’ın dışındayım. Çocuklarımın sakin bir şekilde büyümesini istedim. Zaten benim de birçok arkadaşım sektör dışından.. Eşim spor ve sağlıklı yaşam meraklısıdır, onun için de uygun bir yer yaşadığımız bölge. Los Angeles’ta yaşasak, çocuklarımın kameralardan kaçabileceğini hiç sanmıyorum.
◊ Eşiniz sizden 18 yaş küçük ama bunun sorun olmadığı ortada. Çok sağlam bir ilişkiniz olduğunu hissediyorum...
- Aynen öyle. Eşim benim en iyi arkadaşım. Her şeyi birlikte yapıyoruz. Hayatta görebileceğin en komik karı koca kavgalarını biz yapıyoruz. Hiçbir kavgadan sonuç elde edemiyoruz, uzatmadan unutuyor ve başka konuya geçiyoruz (gülüyor). Sanırım evlilik birkaç deneyimden sonra daha kolay bir hâl alıyor.
◊ Birkaç evlilik deneyimi ve 5 çocuk...
- En sevdiğim şey tüm ailenin bir arada olması. Öyle zamanlarda ev karnaval alanına dönüyor. Birlikte müzik yapıyoruz, enstrümanlar çalıyoruz, büyük yemek masaları kuruluyor. İlk baba olduğumda her şeyden korkuyordum, Melanie ile çocukları dünyanın neresinde çekim yaparsak oraya götürüyorduk. Küçüklerde çok daha rahat bir baba oldum.
Don Johnson, “Miami Vice” dizisinde Philip Michael Thomas ile başrolü paylaştı.
MÜZiK ARTIK BiR HOBi
◊ Müzik kariyerinize ne oldu?
- Biliyor musun müzik ile oyunculuğu bir arada yürütmek kolay iş değil. Müzik çok sevdiğim bir uğraş, şarkı yazmayı ve beste yapmayı çok seviyorum. Birçok sanatçıya şarkı verdim, birkaç platin albüm yaptım ama hiçbir zaman turneye çıkıp konserler vermeye vaktim olmadı. Eğer turneye çıkıp konser veremiyorsan, fanlar ile bağlantı kuramıyorsan, şarkıcı olarak sadece radyodaki sesten ibaretsin. Ne zaman ki iki işe birden odaklanmanın imkansız olduğunu kabul ettim, o zaman oyunculuğu ana işim olarak seçip müziği de zevk için yapmaya karar verdim. O artık benim için bir hobi.
Paylaş