Paylaş
◊ Şu anda neredesiniz?
- New York’tayım. “Ray Donovan”ın finalini çekiyoruz. Şu anda gösterim odasındayım. Röportaj için bu odayı istedim, çünkü görüyorsun arkamda Walter Pidgeon’ın geçmiş yıllardan kalma korku filmi “Forbidden Planet” var.
◊ Sektörün sinemadan televizyona yönelen değişimi hakkında neler söylemek istersiniz?
- Bildiğin gibi yıllar içinde sektör yavaş yavaş değişti. Ben 82 yaşındayım. Bu bilgiyi yazma! (Gülüyor) Dalga geçiyorum. Uzun zamandır sektördeyim. Hayat çabuk geçiyor. Bu işi yaparken yıllar birçok harika hatıra bıraktı. Çok şanslıydım.
Sektördeki değişimi erken dönemlerden itibaren görmeye başladım. Beyazdan dijitale her küçük değişimi yaşadım.
Önceden televizyon sinema aktörü için tavsiye edilmezdi. Çünkü eğer televizyona çalışıyorsan film kariyerin kısmen yok olmuş oluyordu. Artık televizyon için çok iyi projeler yapılmaya başladı.
HBO, Showtime gibi kablolu kanallar çok iyi işler yapmaya ve daha fazla zaman ayırmaya başladı. Keza ana kanallarda yayınlanan “Friends”, “Seinfield” gibi şovlar muhteşemdi.
Sonra ağır dramalar geldi, set tasarımı gibi şeyler geliştirildi. Televizyon yapımları için ekstra zaman harcanmaya başlandı ve şovlar zenginleştirildi. Televizyon yapımları da film gibi yapılmaya başladı.
“Ray Donovan”ın da yaptığım filmlerden hiçbir farkı yok.
Televizyon yavaş yavaş büyüdü ve bugün ne durumda olduğunu herkes biliyor...
İnsanların evleri teknolojiyle dolu. Bana göre bu çok iyi bir durum. Şimdi sinemalar televizyonla yarışıyor. Ama yine de sinemada bir araya gelip film izlemek diğer insanların kahkahalarını ya da iç çekişlerini duymak her zaman daha özel kalacak...
Çünkü sinemada film izlemeye daha iyi odaklanırsın ve filmin tüm etkisini gerçekten alırsın, hissedersin.
BU İLGİ KÜÇÜK BİR ÖPÜCÜK GİBİ OLDU
◊ “Ray Donovan”ın son sezonu... Biliyorum çok şey paylaşamazsınız, fakat uzun bir yolculuktan sonra sona gelmek size nasıl hissettiriyor?
- “Ray Donovan” ile çok iyi bir dönem geçirdim. Benim için alışılmadık bir karakteri oynadım. Başarılarımın çoğunun alışılmadık karakterleri oynadığım için geldiğini düşünüyorum. Kariyerimin sonlarına doğru böyle bir ilgiye sahip olmak, şovda bu kadar popüler olmak, dizinin hayranlarından bana gönderilen hoş, küçük bir öpücük oldu.
Çok çok zor bir işti, hepimiz çok çalıştık ve iyi bir şov ürettik. Sona eriyor, biraz hüzün var tabii. Devam etmeyi isterdik sanırım.
Ama bize film tadında iki bölümlük final veriyorlar. 2 saatlik bir final yani... Senaryonun güçlü olduğunu düşünüyorum. Umarım oyuncular ve ekip olarak hakkını veririz. Çünkü senaryo çok cüretkar, çok hırslı, çok şiirsel ve güzel.
GELECEK İÇİN HÂLÂ UMUT VAR
◊ Hepimiz dünyanın değişimi ve Covid’in etkileri hakkında çok fazla konuşuyoruz. Sizce genç nesli nasıl bir dünya bekliyor? Torunlarınız var, onlar için endişeleniyor musunuz?
- Torunlarımın jenerasyonuyla ilgili endişelenecek çok şey olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden ailemdeki herkesle bu konular hakkında konuşmaya çalışıyorum.
◊ Peki, gelecek için umutlu musunuz?
- İyimserim aslında. Zor bir dönem geçirdik, çünkü insanlar dayanak bulamadılar. Gelecek için umut olduğunu hissediyorum. Çünkü neler olduğunu bilen, çarpıtmalar ve yalanlarla mücadele etme sorumluluğunu üstlenen çok sayıda harika insan var.
İnsanların sorunlara yönelik adımlar attığını görüyorum. Ülkemizin ve dünyanın her yerinde çok güzel şeyler oluyor. Galip geleceğimizi umuyorum.
Tanrı’nın dualarımızı duyacağını ve bazı şeylerin gerçekleştiğini biliyorum.
Hep dediğim bir şey var; Tanrı’nın mutlaka bir planı vardır, sadece izleyin.
Bizler yapmamız gereken her şeyi yapmalıyız. Geri kalanını Tanrı halledecektir, buna inanıyorum.
◊ Sizce Covid neler öğretti bize?
- Birbirimize yardım etmek insanlığın sorumluluğu. Bunun için buradayız, dersler öğrenmek için buradayız, her fırsatta insanlara yardım etmek için buradayız.
Bu süre zarfında geçim kaynaklarını kaybeden insanlar oldu. Covid yüzünden dünyaya yayılan korku beni endişelendirdi.
Saçma sapan şeyler de gördük. Şahsen kendi çevremdeki insanlara elimden geldiğince yardım etmeye çalıştım.
Yanlış olduğunu düşündüğüm şeylere karşı da mücadele ettim. Bazen sadece konuşmak bile yardım olabilir...
DOĞUM YAPMANIN GÜCÜNÜ TAKDİR ETMİYORLAR
◊ Son filminiz “Roe v. Wade” kürtajı suç sayan veya kısıtlayan yasaların anayasaya uygunluğunu sorgulayan bir yapım. Kürtaj hakkı ve kürtaj karşıtlığı Amerika’da hâlâ gündemde olan bir konu. Kadınların bu konudaki seçme hakkı ile ilgili düşünceleriniz nedir?
- Muhafazakâr bir insanım. Fakat hükümetin elini çok fazla şeye sokmasını da sevmediğimi söyleyebilirim. Özgürlüğün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Rastgele cinsel ilişkiye girmenin bu konuda yardımcı olmadığını biliyorum.
Ahlak son derece önemli. Millet olarak ahlaklı olmak zorundayız.
İnsanların doğum yapmanın gücünü takdir etmediğine inanıyorum. Bir yaşam, bir ruh ortaya çıkarmak o kadar güçlü ki.
Rastgele cinsel ilişkiye girmeye meyilli olanlar yeni bir yaşamı ortaya çıkarmakla ilgilenmeyen insanlar.
Bu arada teknolojide çok iyi olan şeylerden biri de bebeğin oluşumunu görmemiz. Kürtaj profilaktik olarak kullanılmamalı, bu iyi değil.
Cinselliğin sorumluluğu ve yeni bir yaşam ortaya çıkarma sorumluluğu konusunda kendimizi hizaya getirmeliyiz.
SETTE DUVARI DÜZELTEN BİLE ÖNEMLİDİR
◊ İyi film yapmanın en önemli unsurları nelerdir?
- Bizim işimizde projenin parçası olan her insan önemli. Sette duvarı düzelten biri bile önemli. Herkesin bir katılımı var. Katılan tüm insanların çabaları sayesinde harika bir film üretilir.
Bazen tüm günü güzelleştiren sadece gülen bir yüzdür, bazen sizi biraz cesaretlendiren bir söz, bazen biraz iltifat fark yaratabilir.
Şu anda çektiğim “Ray Donovan”da harika bir ekibe sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Çekimlere Hollywood’da başladık, şimdi New York’ta devam ediyoruz. İki şehirdeki ekip de muhteşemdi. Sette her zaman beni güldüren birileri vardır. Birbirimizle şakalaşırız. Ama kayıt dendiği an sonuna kadar işi önemseriz.
◊ Seçimlerinizi neler etkiler?
- Hepimiz insanız, hepimiz önemli olduğunu düşündüğümüz hikayeleri anlatırız.
Bizler de önemli olduğunu düşündüğümüz hikayeleri görsel olarak anlatıp insanlara keyif vermeyi, onları belli bir tarafa yönlendirmeyi, bir tecrübeyi paylaşmayı amaçlıyoruz.
HOLLYWOOD’DA YANLIŞ KAFALI İNSANLAR VAR
◊ Çok sayıda filminiz var. Zaman zaman eski filmlerinizi izler misiniz?
- Bazı filmleri izlerken bırakmak çok zor ve bu sadece benim filmlerim için geçerli değil. Her izlediğinde taze ve yeni şeyler hissettiğim birçok film var.
Ama meşgul bir insanım ve yapacak çok işim var. Her zaman yapmam gereken bir sonraki şeyi arıyorum ve üzerinde çalışıyorum.
Çok müteşekkirim, çok şanslıyım, çünkü hem kariyerimde hem hayatımda bu kadar çok şeye sahip oldum.
“Evet, iyi yaptım” dediğim çok şey var. Bazen bir şeyi iyi yaptığımda, onun insanlara dokunduğunu veya hayatlarında bir fark yarattığını hissettiğimde sanatın bir parçası olmaktan çok mutluluk duyuyorum.
Çünkü yaptığım işin birçok insan için çok anlamlı olduğunu biliyorum...
◊ 62 yıldır bu sektörde çalışıyorsunuz. Sizce Hollywood kısa hafızaya mı sahip? Yani minnetsiz, takdir etmeyen ve çabuk unutan bir sektör mü?
- Sanırım bu noktada şunu söyleyebilirim; maalesef sektörde yanlış kafalı insanlar var...
Bir şekilde, bir şeylerin karışımına girmiş ve karışımı ekşitmeye çalışıyorlar. Doğru düşünmüyorlar, bu çok kötü.
Paylaş