Paylaş
◊ Röportajımıza nereden bağlanıyorsunuz?
-New York’taki evimdeyim. Köpeğimi mutfağa koydum. Kocam söyleşi için kenara çekildi…
◊ Çok güzel görünüyorsunuz. Rutininiz hakkında bilgi vermek ister misiniz?
-Sigara içmeyi bıraktım. İçki içmem… Güzel bakım kremlerini ve yağları severim. 51 yaşındayım ve her zaman kendime baktım. Yaşlandıkça daha fazla zaman harcıyorum kendim için, cildimi hiç yapmadığım kadar nazikçe temizliyorum. Kayınpederim sevgili Kirk (Douglas), beni her gördüğünde “seni seviyorum” demeden asla asla asla selamlamazdı… İyi görünmesem de “hem için hem dışın güzel, seni çok seviyorum” derdi. Kirk’ün bana ve çocuklarıma söylediği bir şey vardı: “Spor yapmayı, hareket etmeyi bırakmayın ve sakın düşmeyin…” Kirk kelimenin tam anlamıyla 99’uncu doğum gününe kadar spor yapıyordu. Sonra spor hocası öldü. Bir gün hocasının evine gitti, eve geri döndü ve “hocam öldü” dedi. Ben de “kaybın için çok üzgünüm Kirk, kaç yaşındaydı spor hocan” diye sordum. Çünkü genç görünümlü, güçlü bir adamdı. “Ohh 96 yaşındaydı” dedi (gülüyor)… “Spor hocan 96 yaşında mıydı!!!” Tepkim buydu (gülüyor).
Ben de aktif yaşama ritüelini takip ediyorum. Küçük sorunlar için strese girmemeye çalışıyorum. Pozitif kalmak, başkalarına iyilik yapmak ve kibar olmak… Bu nitelikler bizi iyi hissettirir. Kulağa biraz klişe gelecek ama her şey aslında içten. Sağlıklı ve temiz olduğunuzda, kendinizi pozitif hissettiğinizde enerjiniz de yüksek oluyor. Güzellik sadece bakım kremlerinden ibaret değil, bir yaşam tarzı. Ve ayrıca benim güzel annem bana iyi genler verdi.
◊ Kendi hazır giyim markanız Casa Zeta-Jones’u kurdunuz. Kendi tasarımınızı mı giyiyorsunuz?
-Evet, kendi tasarımımı giyiyorum. Casa Zeta-Jones benim kamera önünde ve tiyatroda olmadığımdaki yaratıcı çıkışım. Bu alanda da çok eğleniyorum, birlikte çalıştığım harika kadınlardan oluşan küçük bir ekibim var. İş ortağım, “Shark Tank”dan tanıdığımız Daymond John. Tasarım aşkımı da artık işime dahil ettim. İç mekanlarla başladım, şimdi hazır giyime geçtim. Kadınlar için erişilebilir, bir araya getirilmesi kolay, iyi bir fiyatları olan bir koleksiyon.
◊ Tekrar tekrar izleyebileceğiniz bir film ya da tekrar tekrar okuyabileceğiniz bir kitap var mı?
-Gabriel Garcia Marquez’in “Kolera Günlerinde Aşk” kitabını tekrar tekrar okuyabilirim. Yılda bir “The Great Gatsby”yi okuyorum zaten. Tekrar tekrar izleyebileceğim filmlerse, “Being There”, “The King of Comedy” ve “Waiting For Guffman”.
◊ 25 Eylül, Michael’le ortak doğum gününüz. Sosyal medyada ortak doğum günü kutlama mesajlarınızı okudum. Çok güzeldi. Aranızda benzerlikler çok mu?
-Kocam ve ben birçok yönden benziyoruz. Hatta el yazımız bile benziyor. İlk tanıştığımız gece, aynı doğum gününe sahip olduğumuzu öğrendik. Yıllarca muhteşemdi. “Vay be, aynı doğum gününe sahibiz” diyordum. Ve sonra bir noktada artık kendi doğum günümü istiyorum demeye başladım. Kendi pastamı istiyorum. Pastamda iki isim olmasını istemiyorum. O gün sadece bana hediye gelsin istiyorum, paketi açıp “ah bu senin içinmiş” demek istemiyorum. İnsanlar, mutlu yıllar dilemek için aradığında “Michael ile de konuşabilir miyim, onun da doğum gününü kutlamak istiyorum” demesini istemiyorum. Bu konu hakkında çok şakalaşıyoruz. Ortak doğum günü gerçekten güzeldi, yıllarca birlikte kutladık ama yeter. Artık kendi günümü istiyorum (gülüyor).
PANDEMİYİ ATLATAN ÇİFTLER HER ŞEYİN ÜSTESİNDEN GELİR
◊ Micheal Douglas’la zor zamanlar geçirdiğiniz de oldu. Ama siz tüm zorluklardan çift olarak daha güçlü çıktınız...
-Her evlilik iniş çıkışlardan geçer. Kusursuz bir evlilik aslında normal olmazdı. Ama tanınan biriyseniz maalesef önce kulaktan dolma bir hikaye olur, sonra bu hikaye tüm dünya geneline yayılır. Michael ile birbirimize çok ama çok âşığız. Çocuklarımızın okula gitmesi sebebiyle evimiz boş. Şunu da söylemeliyim ki, bu tüm evli çiftler için geçerli, eğer geçen sene kapanmaları aşabildiysek her şeyin üstesinden gelebiliriz. Biz bunu çok iyi atlattık. Yani iyiyiz. Şimdi çocuklarımızın üniversitede iyi olduklarından emin olmak istiyoruz. Sonra Michael ile dünyayı dolaşacağız ve 22 yıl önceye döneceğiz.
ÇOCUKLARIM BERMUDA’DA PLAJDA BÜYÜDÜ
◊ Michael Douglas’la uzun süre Bermuda’da yaşadınız. O günleri, oraya taşınma kararınızı anlatır mısınız?
-Evet. Kocamla tanıştığımda Los Angeles’ta kendime bir ev almıştım. Ve herkes Michael’ın babası yüzünden Hollywood’da büyüdüğünü düşünüyor ama aslında öyle değildi. Buradan çok uzakta, annesi ve üvey babasıyla Connecticut’ta büyüdü. Kocamla evlendiğimde Los Angeles’la gerçekten hiçbir bağım yoktu. Çekimler genelde farklı lokasyonlardaydı. Los Angeles’ta bile değildi. Ama yine de Hollywood’un bir parçasıydım ve Los Angeles’ta yaşıyordum. Michael, New York’ta yaşıyordu. Evlendikten sonra ben de New York’a taşındım. New York gerçekten çok sevdiğim bir şehir ve sonra çocuklarımız doğdu ve şehirden kaçmak istedik. Nereye gideceğimizi bilmiyorduk. Hamptons’a taşındık. Oraya taşınınca “New York gibi, yine aynı insanlar sadece şortla geziyorlar” dedim. Sonra Michael beni annesinin memleketi Bermuda’ya götürdü. Michael’in anne tarafının 1600’lü yıllardan beri Bermuda’da ailesi var.
New York’tan sadece bir saat 45 dakikalık uçuş ve ben oraya âşık oldum. Çocuklarımızı büyütürken orada tam zamanlı yaşamak, hayatımın en muhteşem 10 yılıydı. Çocuklar orada okula gittiler. Aileleri göz önündeyken çocuklarım tüm çılgınlıkların dışındaydılar.
Harikaydı. Hayatlarının ilk yıllarını bir adada plaj çocuğu olarak geçirdiler. Özlediğim günler… Hâlâ Bermuda’da bir evimiz var ve hâlâ oraya gidiyoruz. Çocuklarım Bermuda’yı evleri olarak görüyor. Biz oraya bayılıyoruz ve golf oynamayı çok seviyoruz. Orada o kadar çok golf oynadık ki…
◊ Birçok hayır işine dahilsiniz, eşiniz de aynı şekilde, birçok sosyal konuda aktivist ve hayırsever… Birlikte ortak yaptığınız yardım projeleri var mı?
-Hayır ama bazen kesişiyoruz. Sinema ve Televizyon Evi bunlardan biri. Sahip olduğumuz hayat kutsanmış ve çok keyifli. Yardım etmekse kendimizi iyi hissettiriyor. Yardım etme duygusunu çocuklarımıza da aşıladık. Bu, onlara verdiğimiz çok önemli bir ders. En büyük mutluluklarımdan biri çocuklarım için aldığım iltifatlar. Onlar ayrıcalıklı çocuklar ama tanışanlar ne kadar sağduyulu olduklarını ne kadar sevecen ve normal olduklarını, akıllı olduklarını söyler… Çocuklarım şimdiden kendi hayır kurumlarına başladılar. Nereye yardım edebileceklerine karar vermeye, onları neyin mutlu ettiğini ve kendilerini iyi hissettiren faaliyetlere katılmaya başladılar.
Ama ailenin şampiyon hayırseveri Kirk’tü. Kayınvalidem Anne ve kayınpederim Kirk, yıllar boyunca hayır işleri için çok şey yaptılar.
ÇOCUKLARIM İKİ HARİKA DÜNYA VATANDAŞI OLDU
◊ Oğlunuz Dylan 21, kızınız Carys 18 yaşında… “Okula gittikleri için evimiz boş” dediniz. Onların genç bireyler olarak ailenin kanatlarından çıkmaları zor geldi mi?
-Çocuklarım gezegenin iki harika vatandaşı oldular. Çok zekiler, öğrenmeyi seviyorlar. Dünya yolculuklarına hazır oldukları için rahatım. Ne yaşayacaklarını görmek için çok heyecanlıyım. Çocuklarımla çok çok yakınız. Bir kristal kürem olsa çocuklarım için bakmak isterdim. Çünkü nereye gidecekleri, ne yapacakları, ne görecekleri ve diğer her konuda heyecanlıyım. Büyümelerinin kötü yanı, oğlum araba kullanıyor, gittiği yerden beni aramazsa deli oluyorum. “10’da arayacağını söylemiştin, saat 10’u 10 geçiyor... Neden aramadın” tarzı bir anneyim. Bermuda hakkında söylediklerimi tekrar etmek istemiyorum o yıllar çocuklarımın gelişimine şekil veren yıllardı. Çok şey kazandık. O yılların meyvelerini şimdi görüyorum.
Paylaş