Her beş kadından dördü sokağa çıkarken ruj, göz kalemi ve rimel sürüyor
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
KMG Araştırma, iki hafta önce Alışveriş Davranışları 2007’nin sonuçlarını açıkladı.
Türklerin pek çok alanda alışveriş alışkanlıklarını ortaya koyan raporun kozmetikle ilgili bölümü, kadınların en çok ruj, göz kalemi ve rimel tükettiğini ortaya çıkarmış.
Kent ve yarı kent nüfusu temsil edecek şekilde 679 kadın ile görüşmüşler. Sanıyorum temsil kabiliyeti yüksek bir şahısım, çünkü bende de sıralama aynen böyle. Aslında en sık rimel bitiyor, çünkü tek bir rimel kullanıyorum. Her gün farklı ruj sürdüğümden ruj daha geç bitiyor, ama bir kez bitti mi de altı tane birden almak zorunda kalıyorum. Arkaik bünye muamelesi yapmayacaksanız itiraf edeyim; allık yerine de ruj kullanıyorum sık sık. Hazır açmışım rujun kapağını, onu kaldır allık çıkar, fırça bul, uzun iş. Hem dudağıma sürdüğüm ruju yanağıma da sürünce takım oluyor.
Belli ki, makyaj yaparken en çok gözlere zaman harcıyor ve onları öne çıkarıyoruz. Çünkü kadınların yüzde 78.5’i göz kalemi, 75.8’i rimel, 63.3’ü göz farı kullanıyor. Ardından yüzde 51.5 ile allık geliyor. Benim gibi yanağına da ruj sürenler varsa normal tabii. Pudra ile aramız pek yok, kullananların oranı yüzde 27.4. Onun yerine fondöteni tercih ediyoruz. Kadınların yüzde 45’i her 5 ayda bir fondöten satın alıyor. Fondöten alınacağı zaman sıkı bir araştırma yapıyorlarmış. Gerçekten de renkli kozmetiğin en risklisi fondöten. Bir defa doğru rengi tutturamama sıkıntısı var. Üstelik kaliteli bir tane almazsanız akne sahibi olabilirsiniz.
En sevdiğimiz promosyon şeklinin indirim ve ikinci ürüne yüzde 50 indirim olduğu tespit edilmiş. Bir tane alana ikincisi bedava promosyonlarını atlamış olacaklar.
Arap erkekleri yakışıklı tezgáhtar istemiyor
Hadiseden bir Ekşisözlük yazarı sayesinde haberdar oldum. Arab News adlı gazetenin internet sitesinde, Abdül Muhsin El Raşud El Vatan imzasıyla 14 Ocak’ta bir makale yayınlanmış. Kısaltarak tercüme ediyorum:
"Karımla birlikte Riyad’ın en büyük alışveriş merkezlerinden birine gittik. İçerisi mağazalar, birbirinden ünlü markalar, tasarım giysiler, parfümler, havalı restoranlar, romantik aydınlatmalar, cep telefonları ve iç çamaşırları ile dolu.
Dikkat ettim, güvenlik görevlileri bekar veya yalnız gelen erkekleri içeri almamak konusunda çok iyi çalışıyorlardı.
Mağazaların hepsinde genç, yakışıklı ve Suudi olmayan erkek tezgáhtarlar kadınlarla ilgilenmekteydi. Çekici bir gülümseme ile tatlı tatlı konuşuyor, kadınlara yardımcı oluyorlardı. Gördüğüm kadarıyla kadınların çoğu dikkat çekecek kadar özenli giyinmişti. Bazıları alışveriş yapmak yerine güzelliğini sergilemek üzere gelmiş gibiydi.
Sonra düşündüm: Yalnız ve bekar erkeklerin girmesini engellediğimiz alışveriş merkezlerinde, kadınların Suudi olmayan, bekar ve yakışıklı tezgáhtarlar ile başbaşa kalmasına izin veriyoruz. Ne kadar da cömertiz!
Birçoğumuz, kadınları tacizden korumak ve flört etmelerine engel olmak için Suudi erkeklerin alışveriş merkezlerine girişinin yasaklanması gerektiğini düşünüyor. Ama bu yakışıklı, nazik, düzgün konuşan ve de Suudi olmayan tezgáhtarlar daha büyük bir tehlike teşkil ediyor. Özellikle de iç çamaşırı mağazalarında, seksi çamaşırları gösterirken.
Bu yasağı niye koyuyoruz? Suudi erkeklerine güvenmediğimizden mi? O zaman mağazalarda Suudi olmayan erkekler yerine kadın tezgáhtarlar çalışsa daha iyi olur."
Yıllardır alışveriş merkezlerine gider gelirim, hiç bu yazıda tarif edildiği kadar ayartıcı, tahrik edici, ahlaka mugayir, flörtöz yerler olduklarını fark etmemiştim. Benden adam olmaz, boş boş dolaşıp duruyorum ortalıklarda. Baksanıza ortam ne kadar uygun. Romantik aydınlatma, iç çamaşırları, parfüm kokuları, yakışıklı tezgahtarlar... Halbuki benim alışveriş merkezine girince algıladıklarım hep vitrindeki giysiler, fiyat etiketleri, indirim oranları, kalabalık, güvenlikteki sinir bozucu x-ray sırası, kasa önü ve soyunma kabini yığılmaları, tek bir boş masa için krallığımı verecek duruma geldiğim restoranlar filan oluyor. Arada bir yakışıklı yüzler görüyorum ama ne bende, ne de raflardan ürün indirip dağınıklık toplamaktan yorulan onlarda flört edecek hal kalmamış oluyor.
Acaba bir de Suudi alışveriş merkezlerini mi denesem?