Temeli 1997’de atılan Cevahir Alışveriş Merkezi, sekiz yıl sonra geçtiğimiz 15 Ekim’de açıldı. Uzun bir süredir ne kadar büyük olduğuna dair rakamlar verilip duruyor:
64 bin metrekare üzerine kurulu yapı, toplam 358 bin metrekare kapalı alana sahip. Avrupa’nın en büyük, dünyanın ikinci büyük alışveriş merkezi. Bazı markaların en büyük mağazaları Cevahir’in içinde bulunuyor. 2 bin 500 metrekarelik dev cam çatısında dünyanın en büyük saati var. Saat üzerinde bulunan rakamların her biri 3 metre uzunluğunda. Her yere bakmaya kalkarsanız içini gezmek tam 8 saatinizi alıyor...
Bu pek çok ‘en’i bünyesinde barındıran alışveriş merkezini görmeye ancak birkaç gün önce gidebildim. İş çıkışında uğradığım için yanıma trekking botlarımı almamıştım, çok pişmanım. Ayaklarım hálá sızlıyor.
GİRİŞTE MAĞAZA ŞEMASI YOK
Önce dış cephesinden bahsetmem lazım. Dış cephe kaplamaları Japonya Mitsubishi’de özel olarak üretilmiş. Bu bilgi ne kadar faydalı, Mitsubishi’de üretilmiş dış cephe kaplaması ne kadar havalı bilmiyorum ama ben Cevahir’in dışarıdan görünümü hantal ve çıplak buldum. Kaplamalarda kullanılan yeşilimsi renk de pek yardımcı olmuyor doğrusu. Yıldız formundaki logo ise vasatın altında.
İçeriye girişte bir danışma var ancak görevliler pek yardımsever değil. Alışveriş merkezi kaç katlıdır, hangi mağaza hangi katta bulunmaktadır, ben şu anda neredeyim gibi faydalı bilgileri içeren bir şema hiçbir yere konmamış. Girdikten sonra size düşen kaybolmak suretiyle serseri mayın gibi dolaşmak.
DİNLENECEK BİR BANK BİLE YOK
Cevahir bende alışveriş merkezinden çok, devasa bir pasaj hissi uyandırdı. Gidiyor, gidiyor, gidiyorsunuz ve karşınıza sadece ardı ardına dizilmiş mağazalar çıkıyor. Koridorlarda kocaman boşluklar var ama ölüyorum deseniz oturabileceğiniz bir bank yok. Alışverişe ara verip soluklanacağınız, sigara krizinizi yatıştıracağınız noktalar düşünülmemiş. Yemek katındaki mekanlar dışında sadece birer Starbucks ve Gloria Jeans şubesi var ki, çöl ortasındaki vaha misali. Oturacak yer bulmak mümkün değil. Kadın tuvaleti tasarlanırken bebekli kadınlar düşünülmemiş. Uzun zamandır pek çok büyük binanın tuvaletinde rastlanan bebek bezi değiştirme ünitesi burada yok, en azından benim girdiğim tuvalette yoktu.
Sanırsınız buraya insan kılığına girmiş robotlar gelecek ve sekiz saat boyunca yorulmadan, bıkmadan, sıkılmadan, ayakları şişip ayakkabıya sığmaz olmadan hababam alışveriş yapacak. Tekdüze görüntüyü bozacak, gözü rahatlatacak hiçbir şey yok. Sadece uçsuz bucaksız koridorlar ve boncuk gibi dizili mağazalar. Üç tane ve elbette devasa palmiye konmuş ki, İstanbul’un iklimiyle alakası olmayan bu ağaçların her yere dikilmesinden oldum olası nefret etmişimdir.
Migros ve Koçtaş’ın bulunduğu en alt kat, daha ziyade bir metro istasyonunu andırıyor. Manasız bir boşluk. Bu arada mağazaya girip alışveriş yapmadan çıkmak isteyen müşterilerinin parasını versin vermesin mutlaka bir şeyler almış olması gerektiğini düşünerek, ısrarla ellerindeki poşetleri arayan Koçtaş’a bir daha adımımı atacağımı sanmıyorum.
ATM’LER BİR NOKTADA TOPLANMIŞ
Cevahir’de tüm banka ve ATM’ler bir köşeye toplanmış ve bu köşe giriş kapısından çok uzakta. Girerken alışveriş için paraya ihtiyacınız olsa veya çıkışta cebinizde yol parası kalmadığını fark edecek olsanız, gerisin geri bir dolu yol yürümek zorundasınız. Sonra giriş kapıları da tek bir köşede. Binanın bir diğer köşesinde sıkıntıdan bileklerinizi kesmeye kalksanız, beni vurun diye bağırsanız bile yolu yok, taa öbür tarafa yürüyeceksiniz.
Tavandaki dev saate baktığınızda ise saatin kaç olduğunu anlayana kadar başınız dönüyor. O kadar büyük ki gözünüz rakamları, yelkovanı ve akrebi tek seferde algılayamıyor.
Zaten bu saat meselesi Cevahir’in sorununu anlatmak için çok iyi bir örnek. Evet, burada her şey çok büyük ama tam da bu nedenle insanın hayatını zorlaştırıyor. Sanırım en büyük eksiklik sıcaklık. Bina sanki ziyaretçisiyle arasına mesafe koyuyor.
EN POPÜLER MAĞAZA BERSHKA
Ama inkar edilemeyecek artıları var Cevahir’in. En önemlisi bazı markaları sadece burada bulabilmeniz. Bazılarının ise Avrupa Yakası’ndaki tek şubesi burada. Mağaza sayısı ve marka çeşitliliğiyle insana sınırsız alışveriş imkanı tanıyor. Alışveriş yapmaya gelen yabancı turistlerin yeni adresi olacağı kesin. İçeriye kaç kişi girerse girsin, yoğunluğu fark etmiyorsunuz, bina sanki girenleri yutuyor, o kadar büyük.
Gördüğüm kadarıyla Cevahir’in en popüler mağazası şimdiden belli: Bershka. Herkesin elinde buranın poşetleri var. İçerisi de tıklım tıklım. Ben Zara Home’a bayıldım. Gerçekten çok özel, öyle her yerde bulamayacağınız şeyler var.
Alışveriş merkezinden metro istasyonuna doğrudan geçiş konmuş olması çok iyi. Böylece bölge trafiğinde oluşacak sorunlar da bir ölçüde engellenmiş oluyor. Bu aralar sinemaya gitmek için de en iyi adres Cevahir. Hem 12 alternatif sunuyor, hem de şimdilik kimsenin ayağı alışmadığından gişeler ve salonlar bomboş.