Paylaş
Boğatepe’deki değerli peynir üstadı İlhan Koçulu’nun mütevazı köy evinde kurulmuş olan sofrada, ailesiyle birlikte, olağanüstü güzellikte bir kahvaltı ettim.
Çünkü biliyor musunuz, bu topraklarda bu olağanüstü peynirlerin yapımı 1924’te başlamış ve burası hala bir mahrumiyet bölgesi.
Doğa üstü şartlarda, geleneksel yöntemlere birebir sadık kalarak, dünyanın en lezzetli kaşarını, gravyerini ve balını üretiyor Kars!
Ve çok gurur duyduğum, buraları görüp hikayesini dinleyince gözlerimi dolduran bir başarı:
KARS KAŞARI DÜNYANIN HER YERİNDE GEÇERLİ BİR COĞRAFİ İŞARET BELGESİ ALDI!
Kars Kaşarı önceden Türkiye içinde geçerli bir coğrafi işaret belgesi almıştı. Ama bu yeni belge ile geleneksel yöntemlerle üretim yapan bir mandıra Türkiye’de ilk kez gıda güvenliği açısından uluslararası geçerliliği olan ve Kars Kaşarı’nı dünyaya açan IFS Sertfikası’nı aldı.
BU NE DEMEK?
Artık bu logoya sahip olamayan üreticilerin peyniri Kars kaşarı kabul edilmeyecek ve bu logoya sahip üreticilerin peyniri dünyanın her yerinde satılabilecek (bu serbest dolaşım belgesi olmadan yurt dışında hele Avrupa’da peynir satabilmemiz imkansızdı).
Bu süreçte İlhan Koçulu hoca ve buradaki vizyon sahibi mandıracıların çabasını anlatmam mümkün değil. Resmen kendilerini bu işe ve Kars’a adamışlar. “Biz çocuklarımıza, torunlarımıza işletme değil, tüm dünyada geçerli bir miras bıraktık” dedi. O gece bir tanesi gözleri dolarak, tam 3 yıl uğraşmışlar.
Kars Kaşarı için uluslararası coğrafi işaret belgesi almamızda Metro Türkiye’nin uluslararası boyuttaki danışmanlığı ve desteği de çok büyük, onlara da buradan minnettarlığımı bildiriyorum.
Tüm bunların sonucunda diyorum ki, Kars başardıysa İzmir’de başarabilir. Geçen yıl Türkye içi coğrafi işaretleme ürünü alan incir ve İzmir tulumu, eğer bu uluslararası belgeye sahip olabilirse, ürünlerimiz dünyanın her yerinde İzmir logosu ve işareti ile serbestçe dolaşabilir ve satılabiliir... Haydi İzmir, Kars başardıysa, sen de başarabilirsin!
İzmirli yazardan
dünyayı gezdiren kitap
DÜNYA tatlısı bir kadın ve bir hekim Ayşe Nalan Avcı. Aynı zamanda elinde fotoğraf makinesi, karış karış dünyayı gezen İzmirli bir gezgin. San Sebastian turuma katılan ve bana çok değerli bir armağan veren Ayşe Hanım’ın kitabını yeni elime alma fırsatı buldum. Uzakdoğu’dan Afrika’ya harika hikayeler ve ayrıntılarla dolu, zengin bir dile sahip “Görürsem Öğrenirim, Yazarsam Hatırlarım” isimli kitabını, farklı dünyaları deneyimlemek isteyen herkese öneririm.
Paylaş