Paylaş
İsmini ilk kez, berbat bir ayrılık süreci yaşadığım dönemde, bir Türk filmi melodrama ile ayrıldığım insanın kız kardeşinden duydum. Yıl 2014. Artık nasıl acınacak haldeysem, kızcağız ¨sen hiç Seda Diker okudun mu?¨ dedi. İçimi çeke çeke, sümüğümü sile ¨kim ki o?¨ dediğimi hatırlıyorum. Sonra bir baktım etrafımdaki bütün kadınlar, çatır çatır Seda Diker okuyor. Çaktırmadan ya da aleni, vapurda ya da evde.
Gidip önüme ilk gelen kitabını aldım. ¨Aslında ayrılık da yoktur¨. E ben her şeyi yanlış yapmışım ya? Kendimi, manyetik alanımı, kendi ruh dengemi yöneteceğime karşımdakini yönetmeye kalkmışım. Bunu da bir güzel, ağzıma gözüme bulaştırmışım. Bir allahın kulu da bana ¨sen ne yapıyorsun güzel kardeşim¨ dememiş iyi mi?
Aradan epey bir zaman geçti, bu esnada Seda’nın bütün kitaplarını okumaya başladım.
¨Beni Ararken, Aslında Giden Erkek Yoktur, Aslında Ayrılık da Yoktur, Haz, Duygu Simyacısı
ve Şeytan Tüyü Var Sende¨. Okudum, düşündüm, kitaptaki spritüel egzersizleri uygulamadım. Bir şey oldu, bana iyi geldi. Daha iyi hisstmeye başladım. Korkularım, endişelerim azaldı, daha mutlu bir insan haline gelmeye başladım.
Ve bir gün, hayat öyle acayip bir şey ki, İstanbul’a taşınır taşınmaz, çok sevdiğim bir insanın sayesinde, Seda bir gece aniden arkadaşım oldu. Ben de aldım geçen hafta Seda’yı karşıma ¨anlat¨ dedim...
Kadınlar neden deli gibi seni okuyor? Erkekler neden gizli gizli seminerlerine geliyor? İnsanların hayatını nasıl böyle iyileştirebiliyorsun? Bize mucizevi bir şey söyle
- Gidin özgür bırakın, kaçın kovalanın taktikleri vermek değil yaptığım. Tek bir cümle: kendi ilişkimi manyetik alanla yönetiyorum ve bunu öneriyorum."
Nedir bu manyetik alan?
- Manyetik alan hepimizin etrafında. Yaşadıklarımız, bilinç altımız bir pil gibi manyetik alanı işliyor. Artı kutbun var, eksi kutbun var, değersizlik duygun var, kendini kurban konumunda görüyorsan sen orta noktada değilsin demektir. Kibirli tarafın seni, ' Benim gibi bir kadına bunlar yapılır mı?' diyerek dolduruyorsa, 'Yazık bana çıkış kapım yok' diye düşünme… Asla sadece kibirli ya da ezik durumda olamayız. Duygu pillerini ve manyetik alanı çok iyi öğrendiğim için, alanımı yöneterek ilişkilerimi düzenleyebiliyorum. Bakış açım, öğretim ve koçluk programımda tamamen bu alan üzerine. Sorunsuz ilişki diye bir şey yok! Sorunu çok iyi yönetmek ve mutlu kalmak var."
Robert College ve Boğaziçi Ekonomi’yi bitirmiş bir kadın, bankacılık kariyeri yaparken, nasıl oldu da insanların gönül yaralarını iyileştiren, yüzlerce seminer verenbir yazara dönüşür?
- 1985 yılında Robert College'den, ve 1989 yılında ise Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden mezun oldum. Üniversite dönemim, babamın iflası dönemine denk geldiği için, bir an önce hayata atılmak, bankacı olmak ve aileme destek sağlamayı hedef aldım. Bu arada, Robert College gibi neredeyse her ay bir balo düzenlenen, romantik, harika bir ortamı olan okulumda lise boyunca hiçbir erkeğin ilgisini çekmeden, bir kez bile dans teklifi almadan mezun oldum. O devirde, göz temasından kaçınıyor, utanıyor, belki de duygularımı belli etmekten korkuyordum. Üniversite'ye geldiğimde bugün eşim olan Ömer ile tanıştım. Artık biraz rahatlamıştım. Ömer ile, onun benimle hemen evlenmek istemesi sonucunda, aşkla dünya evine girdim. Tam 9 yıl bankacılık yaptım. Gece gündüz özveriyle çalışarak, sonunda Sabit Getirili Menkul Kıymetler Bölüm Başkanlığı görevimden 1998 yılında istifa ettim.
İşte hikaye burada başlıyor benim için! Neden istafa ettin gül gibi işinden?
- Çünkü çok istesem de çocuk sahibi olamıyordum. Kadınlığım, dişiliğim, öz değer duygularım yerle bir olmuştu. Tam 6 tüp bebek, 3 inseminasyon, 2 rahim ameliyatı, 1 laparoskopi sonucunda, başarısız olarak doktorlar tarafından eve yollandım. Depresyona girmek yerine, bilinçaltımda herhangi bir engel olup olmadığını düşünmeye başladım. Ve bu alandaki yetkin kişilerden yardım aldım. İşte manevi dünyanın derinliğine dalma yolculuğum o gün başlamış oldu. Tam 2 sene boyunca olumsuz inanç kalıplarımın kırılması konusunda yardım aldım ve kendimce teslimiyete girdim. Ve sonunda kendimi hazır hissettiğimde bu kez hamile kalarak, anne olmayı başardım. Oğlum Burak'ı kucağıma aldım.
Oğlun doğunca bırakabilirdin, neden devam ettin?
–2 yılın sonunda New York'a taşındık. New York'ta Awareness Center ve National Guild of Hypnotists'e ait Clinical Hypnotherapy eğitimlerine katıldım. Tam 2 yıl boyunca, bu eğitimleri aldım ve aynı anda Columbia Presbyterian Hospital ile Uluslararası Bölümü ile anlaşarak, New York'a gelen Kanser ve Tüp Bebek hastalarına alternatif Tıp adı altında ağrı yönetimi, duygusal dönüşüm ve koçluk yaptım. Northern Westchester Hospital'de yer alan Alternatif Tıp Departmanı'na Tüp Bebek için Koçluk programı sundum ve kabul edildim. Kendime yepyeni bir alan ve kariyer yarattım. Daha da önemlisi dünyaya bunlar için geldiğimi anladım.
Senin insanlara iyi gelen tarafın ne? Gönül yaralarımız nasıl iyileşir şu sevgiller gününde?
Ben, kendi ruhsal yolculuğum çerçevesinde, bir İlahiyatçı olmamakla beraber, Yaradan'a teslimiyet yolculuğumu başlattım. İnançlarım, kalbimde taşıdığım İlahi Aşk, beni bu alanda yaşamaya başladığım mucizelere doğru yönlendirdi. Benim hiç kimseye, bu yolculukla ilgili ahkam kesmeye yetkim yok. Ancak, nefsimizden vazgeçmek, bir takım korkuları ve olumsuz duyguları sevgiye dönüştürmeyi ve cinsel enerjimizin bedende yukarıya doğru yönlendirilmesini içerdiği için, bu aşamanın konforlu olabilmesi üzerine de kendi yürüdüğüm yolculukta uyguladıklarımı anlatmaya ve paylaşmaya devam ediyorum.
Geçtiğimiz yıl Birleşmiş Milletler tarafından seçilen Türkiye’deki bir avuç kadından birisin, bu nasıl oldu?
Kadınlar üzerine yaptığım aktif çalışmaların sonucunda, tüm dünyada üst düzey ve güçlü kadınların, diğer kadınları kalkındırma amaçlı kurdukları en büyük derneklerden biri olan Soroptimist'lerin 2015 yılındaki İstanbul'da gerçekleştirilen buluşmasında, Anaerkil toplumdan Ataerkil topluma geçiş sürecimiz boyunca nasıl haklarımızı kaybettiğimizin tarihçesini, Anadolu'muzun beşiğindeki Çatal Höyük'ten başlayarak anlattım. Bu konuşmam sonucunda, Birleşmiş Milletler Kadını Güçlendirme Bölümü tarafından, bu ekipte yer alarak kadınları güçlendirmek amaçlı çalışmak üzere aday gösterildim ve seçildim. 2015 yılında Türkiye'den Birleşmiş Milletler "UN Empower Woman" için çalışmak üzere seçilmiş ilk Türk grubunda yer almanın şerefi ve gururunu taşıyorum. www.sedadikeratolyesi.com
... İşte Seda’nın hikayesi böyle. Bana gelince, yeni hayatıma alışmaya çalışıyorum, daha az korkuyorum ve daha çok yüzleşiyorum... İlişkiler ve insan üzerine daha çok çalışıyorum. Aşık olmaktan utanmıyorum ve en önemlisi teslimiyete inanıyorum. Siz de utanmayın aşktan. Sevmekten utanmayın. Bugün değil, her gün.
Paylaş