‘Aralık’tan bakmak

“Yaşım ilerledikçe, insanların ne dediklerine daha az dikkat eder oldum; yalnızca ne yaptıklarını izliyorum.” (Andrew Carnegie)

Haberin Devamı

Yıllarca deneyimlediğimiz aralık ayı rutinlerinde; sabırsızlıkla beklediğimiz yeni yılın gelişini karşılamanın heyecanıyla yüreğimiz pır pır ederken, eski yılın kazandırdıklarını kayıp gibi görür ve gece 12 çanı ile hafızamızdan silindiğini düşünürdük. Dikkat ederseniz “eski yılın kazandırdıkları” dedim. Geçmiş yılların bize kazandırdıklarının farkında değiliz çünkü. Ve hatta yılların kötü geçtiğini düşünüp, geçmiş olması çılgınlar gibi sevinmemize sebepti... Evet, umut tazeliyorduk. Peki ya yaşadıklarımız, öğrendiklerimiz? Sizi bilmem ama ben son yıllardaki aralık aylarında önceleri farkında olmadığım ancak yaş ilerledikçe su yüzüne çıkarak, beni de içten içe etkileyen karmaşık duygularla cebelleşmeye başladım. Bir yandan geçtiğimiz yıldan öğrendiklerimi arşivliyor, gelecek yılın temiz sayfasını açmanın heyecanı sarıyor; diğer yandan yaşlanmanın hüznü ile olgunlaşmanın ağırlığı çöküyor üzerime. Farkındaysanız, yaş aldıkça hayatın akışına yetişmekte zorlanıyor ve nefes nefese kalıyoruz. Peki, bu durumda biz ne yapıyoruz? Hayır, elbette ki kenara çekilmiyoruz. Enerjimizi ve nefesimizi kullanmakta tutumlu ve planlı olmanın yollarını buluyoruz. Fazla efor harcamadan hayatın akışına uyum sağlamaya başlıyoruz... Önceleri şuursuzca harcadığımız zamanımızı, enerjimizi daha az harcayıp, aklımızı daha çok kullanmayı keşfediyor ve rahatlıyoruz. Bizi küçümsemeyin... Kapı aralığından bakarken insanı, aralık ayından bakarken hem geçmişi hem de geleceği tanıyabiliyoruz.

Haberin Devamı

USTA’NIN ELİNDEN ‘SU BÖREĞİ’

‘Aralık’tan bakmak

Stüdyo Pizza ve Şef Murat Artukmaç, Ankara’nın gastronomi alanında yüz akı olmaya devam ediyorlar. Şef, sosyal medyadaki hesabından paylaşınca gözlerime inanamadım, su böreğine karşı dizginleyemediğim bir tutkum var çünkü... Stüdyo Pizza’nın sevgili müdürü Sahra Tuncer’i arayıp “Halüsinasyon mu” diye sordum. “Hayır tamamen gerçek” cevabı yüreğime su serpti. Pazar ve pazartesi kapalı oldukları için salı gününü iple çektim... Sahra randevumuzu birkaç saat erteleyince içim büzüldü. Neyse ki tadım vakti geldiğinde rahat nefes alıyordum... Şef yoktu ama telefondan böreğin içeriğini anlattı. “En önemli tarafı pizzalarını da yaptıkları organik ‘Spelt’ (Kavuzlu veya Kızılbuğday da deniyor) unundan yapılmış olması” dedi şef. İçeriğinde Trüf (Bir çeşit yer mantarı) yaprağı, ezmesi ve yağı bulunması su böreğini farklı bir boyuta taşımış, çok sevdim. Koyun, inek ve keçi sütlerinden harmanlanarak yapılan, sevgili şefin de askerliğini yaptığı Kırklareli’ye has “Süzülmüş Kardeşler” marka, paçal beyaz peynir böreğe çok yakışmış. Geleneksel yöntemlerle açılıp haşlanan hamur aralarına serpiştirilen tereyağı, sadeyağ karışımı hem lezzeti hem kokuyu taçlandırmış. Sunum sırasında tabağın dibine serilen İspanya’ya has “Arbequina” cinsi zeytinlerin, Manisa’da yetişen üründen soğuk sıkımla elde edilmiş zeytinyağı ve kokusu damağınızı da ruhunuzu da ele geçiriyor, müptela oluyorsunuz.

Haberin Devamı

HEM DERYA USTA, HEM DE PELİN HAYDİ ‘ARA SICAK’A GELİN...

‘Aralık’tan bakmak

‘Aralık’tan bakmak

Kadınların olduğu restoranlar bana güven veriyor, karşılaştığımda çok seviniyor ve onlara katkıda bulunmaya çalışıyorum. Tadımına gittiğim restoranların mutfağında annelerin bulunmasına mutlak özen gösteriyorum. Geçenlerde çocukluktan arkadaşım Memcik’le, oğlu Kaan Tarakçı ile yeğeni Kerem Ülgü’nün birlikte işlettikleri ve artık Ankara’yla özdeşleştiğini düşündüğüm Üsküp Caddesi’ndeki “Ara Sıcak Meyhanesi”nde buluştuk. Epeydir uğramıyordum içeri girince farklı bir hava soludum. Önceleri vasat olan mezelerinin tadının lezzetlendiğini fark ettim. Memcik farkın sebebini söyledi, hoşuma gitti. Meğerse sevgili Kerem’in eşi Pelin Ülgü kolları sıvayıp mutfağa girmiş, lezzet farkı ondanmış... Lezzetlerine tutulduğum “Atom, Çıtır Meze ve Renkli Kuş” Pelin’in eserleriymiş. Daha bitmedi dedi Memcik... “Az önce bayıla bayıla yediğin, fırında tereyağlı levrek, çıtır tekir ve ahtapotu pişiren de kadın, Derya usta” dedi, iyice mest oldum. Derya Usta’nın eşi Uğur da mutfaktaymış. Yani anlayacağınız, restorana girince hissettiğim farklılık aile sıcaklığıymış. Siz de ailenizle gidin. Aile saadetinin tadına doyamayacaksınız.

 

Yazarın Tüm Yazıları