Adaylar nasıl giyinmeli?

Moda ve stil hayatın her yerinde.
Elbette, siyasette de çok önemli bir yeri var.
Bu nedenle, bu hafta “Adaylar nasıl giyinmeli?” sorusundan yola çıkarak, bazı tüyolar vereceğim.
* * *
KURAL-1: Adaylar; bilgileri, üslupları, davranışları kadar kıyafetlerine de önem vermeli, özen göstermeliler.
KURAL-2: Adaylar; görünümüne önem vererek, seçmenine saygı göstererek giyinmeli ancak giyimiyle onu ezmemeli.
KURAL-3: Adaylar; katılacakları toplantıların veya halkla buluşmaların içeriğine, mekâna, hedef kitlesine göre giyinmeliler.
UYARI: Adaylar; neredeyse elleri kapatan kol boyları, yakası bozulmuş gömlekleri, omuzlardan düşen ceketleri, bir beden büyük (emanet gibi duran) takımları ile lider görüntüsüne asla sahip olamazlar.

KIYAFET SEÇİMLERİMDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ

- Siyah takım elbiselerini akşam programlarında tercih etmeliler.
- Gündüz lacivert, füme, gri tonlar tercihleri olsun.
- Beyaz, mavi gömlek hep tercihleri olmalı.
- Hafta sonu programlarında jean pantolon, blazer ceket tercih etmeliler. Özellikle kravat yerine mendil kullanmalılar.
- Fit bir vücutları yoksa, yelekli takımları tercih etmemeliler.
- Kol düğmeleri, kol saatleri, kemerleri, ayakkabılarında hep kaliteyi tercih etmeliler.
- Ceketleri fazla geniş ve kol boyları ellerinin üstüne gelmemeli. Yorgun ve yaş almış görünürler.
- Pantolon boyu, ayakkabısının üzerinde yığılmamalı. Dinamik görünmezler.
- Spor giyinmekten çekinmemeliler, halka yakın olmak, onlarla göz teması kurmak, öz güvenli bir duruş her zaman kabul görür.
- Özel dikim gömlekler, özel dikim takımlar her zaman konforludur. Çalışmalarında rahatlık sunar.
- Her zaman temiz, dinamik olmalılar.

Özlem Kafadar ile 5 soru 5 cevap

Özlem Kafadar... O, bir Ankara aşığı. Ayrıca girişimci ve lider ruhlu biri.
Planlarının arasında Ankaralı kadınlara, kurucusu olduğu ‘Buddies Butik’ tasarımları giyindirmek var.
Konuğum Ankara sevdalısı olunca, biz de bu haftaki sohbetimizi ‘Ankara simidi’ yerken yaptık.
İşte, Özlem Kafadar’a yönelttiğim 5 soru ve verdiği 5 cevap.



Özlem Kafadar’ın moda yolculuğu nasıl başladı?

Çocukluğum Anafartalar Caddesi’nde teyzemin sahibi olduğu konfeksiyon atölyelerinde geçti. Her gün yeniden başlayan bitmeyen bir serüveni izlemek en büyük keyifti. Sürekli yenilenen modeller, kumaşlar, kesim aşaması, dikim aşaması hepsi ayrı bir macera. Sanırım içimde bir yerlerde o zamandan kalan bir şeyler varmış.

Ankara’yı çok seven birisi olduğunuzu biliyorum. Neden Ankara?

Çocukluğum Ankara’da geçti. Doğduğum şehir gibi heyecanlandırıyor beni. Uzun yıllardır aktif olarak iş hayatının içerisindeyim ve Ankara’nın bürokrasi kenti olmasından sebep farklı bir enerjisi, ciddiyeti olduğunu düşünüyorum ve ciddiyeti severim. Dolayısıyla Ankaralıyı ve Ankara’yı çok seviyorum. Planlarım arasında Ankara’da yaşamak var.

Alışverişe çıkan kadınlarımıza neler önerirsiniz? Nelere yatırım yapsınlar?

Maalesef önüne geçilmez bir alışveriş ve tabi ki tüketim çılgınlığı var. Sosyal medya ve pahalı markaların cazip gösteren reklamları insanları bütçelerini zorlayacak noktalara getiriyor. Oysa en pahalısına, en trendine sahip olmak kişiyi şık gösterecek bir kural değildir. Sadece moda diye kullanımı kısıtlı olacak parçalar yerine, her yerde kullanılabilecek şık ve rahat ürünler seçilmesi daha doğru. Bunlar çok uygun fiyatlı ürünler olabilir ama önemli olan taşıyabilmektir.

Mottonuz?

Her zaman zarafet ve saygı. Kişiyi şık gösteren moda olan değil tavrı ve tarzıdır.

Moda dünyasında ‘asla moda olmaması gerekiyor’ dediğiniz bir detay var mı?

Moda uçsuz bucaksız bir okyanus, içerisinde her şey var ve olmalı da. Fakat bazı şeyler insanın gözünü yorup rahatsız edebiliyor. İnsanlar taşıyamadıkları kıyafetlerden uzak dursunla