Paylaş
Henüz ilkokula bile başlamamış olduğum yıllarda annemle babamın yakın bir arkadaşları vardı. Adı Esat idi. Esat Amca doktordu. Ama sanırım aynı zamanda eczacıydı da… Annemler onun bir çeşit aşı üzerinde çalıştığını söylüyorlardı. Birkaç yıllık bir çalışmanın ardından üzerinde çalıştığı ilaç her ne idiyse onu bulduğunu haber aldık.
Esat Amca o ilacı kendi üzerinde denemek istedi ve felç oldu. Sanırım doktorluğun ne kadar kutsal bir meslek olduğunu ilk kez o zaman anladım.
Sonraki yıllarda, hastalığımın da ortaya çıkmasıyla doktorlarla ilişkilerim çoğaldı, hatta kaçınılmaz oldu. Tanıdığım her doktor bende ayrı bir iz bıraktı. Bu izlerin, biri hariç, tümü olumluydu. Ama ben bu olumsuz izi silip, olumlularıyla devam ettim yola.
İnsanlığın varoluşundan bugüne dek sağlık çalışanları, her şartta, hastaların acılarını dindirebilmek ve onların bozulan sağlıklarını geri kazandırabilmek için kendi sağlıklarından vazgeçmiş ve insanlığın iyiliği için mücadele etmekten vazgeçmemiş kişilerden oluşuyor. Dünya tarihi kendini, hayatından ve sevdiklerinden vazgeçerek, insan sağlığına adamış binlerce isimsiz kahramanla dolu. Bu kahramanlar gün geliyor amansız hastalıklara karşı toplumu yeniden ayağa kaldırmak için kendi canlarını hiçe sayıyorlar.
İşte bu özel insanlar, geçmiş tarihlerde sıtma ve veba gibi ölümcül hastalıklara karşı nasıl amansız bir mücadele vermişlerse, bugün de bütün dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan Corona virüsüne karşı da aynı azimle görevlerini yürütüyorlar. Bu salgında en riskli meslek grubunu oluşturan doktorlar ve hemşireler Corona virüse karşı en ön safta mücadele ediyorlar. Tüm dünyada, salgının ciddiyeti nedeniyle yoğun mesai yaparak çalışan sağlık görevlileri riskleri hiçe sayarak ailelerini ve çocuklarını arkalarında bırakarak çalışıyorlar.
Corona salgını nedeniyle okullar tatil edildi, alışveriş merkezleri boşaldı, toplantılar iptal oldu ve uluslararası sınırların çoğu kapatıldı. İnsanlar birbirlerine bakmaya korkuyorlar. Dokunmayı ise unuttular. Ama hastaneler hâlâ halkın hizmetinde ve sağlık görevlileri hâlâ hastalara dokunmayı sürdürüyorlar. Ateşi olan ve öksüren bir hasta ile karşılaştıklarında hiç tereddüt etmeden müdahale ediyorlar. En yüksek risk grubunda olanlar sağlık görevlileri. Ancak Corona virüsü taşıyanlara karşı asla geri planda durmayanlar da onlar…
Virüsün sıçramış olduğu ülkemizde de doktorlar, hemşireler ve diğer sağlık görevlileri hayatlarını riske atarak görevlerini sürdürmeye devam ediyorlar. Onlara ne kadar teşekkür etsek az…
Doktorlar bazen tedavi ettikleri insanların yakınlarının saldırısına da uğrayabiliyorlar. Bu konuya ivedilikle çare bulunması gerekiyor.
Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca da bizlerin sesini duymuşcasına,10 Nisan tarihinde milletvekillerine “Sağlıkta Şiddet Yasası” nın oy birliği ile kabul edilmesi yolunda çağrı yapmış bulunuyor.
Bildiğim kadarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi de böyle bir teklifin hazırlığı içinde.
Teşekkürler sevgili doktorlar ve tüm sağlık görevlileri. Bugün tüm insanlık her zamankinden daha fazla gurur duyuyor sizlerle…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz günler dileği ile…
Not: Bugün Sevgili Eşim Özer Yelçe’ nin doğum günü. Yaşasaydı, 75’inci yaşını kutluyor olacaktı. Hayatımda derin izler bırakan o güzel insanı hasretle anıyorum.
Paylaş