Paylaş
Dün, “Dünya Dans Günü” idi. UNESCO’nun önde gelen performans sanatları partnerlerinden Uluslararası Tiyatro Enstitüsü (ITI) tarafından 1982 yılında tanımlanan Dünya Dans Günü, her yıl 29 Nisan’da kutlanıyor. Bu özel günün 29 Nisan’da kutlanmasının nedeni ise, modern balenin atası olarak kabul gören, ünlü balet Jean-Georges Noverre’ in doğum günü olması.
“Dünya Dans Günü”, birçok dans topluluğu tarafından sahiplenilmiş bulunuyor. Bu özel günde, dünya genelinde, çeşitli performanslar sergileniyor. Bu performansların ortak amacı ise dans tutkusunu tüm dünya ile paylaşmak.
Bu özel gün kapsamında, dünyada dolaşan bir mesaj vermek üzere, olağanüstü bir koreograf veya dansçı davet ediliyor. Bu kişiler World Dance Alliance ve ITI Uluslararası Dans Komitesi iş birliği ile Uluslararası Dans Günü kurucu kurumu tarafından seçiliyor. “Uluslararası Dans Günü Mesajı” nın hedefi; insanları, -tüm siyasi, kültürel ve etnik engelleri aşarak- ortak dil olan “Dans” aracılığıyla bir araya getirmek.
Geçen yıl Küba’da düzenlenen Dünya Dans Günü etkinliklerinin bu yıl, Corona virüsü salgını nedeniyle, online olarak ve sosyal medya üzerinden gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. Aynı sebeple, konsept ve danışmanlığı Prof. Tuğçe Tuna tarafından oluşturulan “İstanbul Dans Günleri 2020 / Dünya Dans Günü Etkinlikleri” de, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı Çağdaş Dans Anasanat Dalı’nın iş birliğiyle, 28-29 Nisan tarihlerinde dijital ortam aracılığıyla gerçekleştirildi. Herkese açık, farklı yaş grupları için tasarlanmış ücretsiz atölyeler, canlı yayın konuşmaları ve öğrencilerle ortaklaşa üretilen dans videoları dijital ortamlarda paylaşıldı.
Programda yer alan performanslardan biri Lisans 1 öğrencilerinin katılımı ile, Kaya İlhan Akkoyunlu’nun 1950’de Ses Tiyatrosu’nda Şair Nazım Hikmet Ran’ ın “Yaşamaya Dair” adlı şiiri eşliğinde gerçekleştirdiği “Yaşamak” isimli koreografisinden ilhamla üretilen dans videoları idi. Prof. Tuğçe Tuna’nın 2008 yılında ürettiği EKO isimli eserinden yola çıkarak Lisans 2 öğrencilerinin iş birliğiyle gerçekleştirilen “EKO’ nu Yarat” projesi de ilgi gören performanslardan bir diğeri idi.
İstanbul Dans Günleri Programı’ nda yer alan önemli bir etkinlik de “Ağaç- Duvar- Kuyu- Rüzgâr- Kabuk” kelimelerinden yola çıkılarak hareket araştırmalarının yapılmasından sonra bireysel koreografi oluşturulması ve bu koreografilerin dijital ortamlarda paylaşılması idi. “Sınırlı Alanda Dans Etmek” üzerine Lisans 3- 4 öğrencilerinin iş birliği ile üretilen dans videosu da program kapsamında yayınlanan bir diğer performans oldu.
Üniversitenin Çağdaş Dans Yarı Zamanlı Eğitim Programı 1, 2, 3 ve 4. sınıfları ile Genç Dans 1. ve 2. sınıf öğrencilerinin iş birliği ile hazırlanan “Dans Senin İçin Ne İfade Ediyor?” çalışması üzerinden üretilen dans videolarının yayını ise “Dünya Dans Günü” etkinliklerinde sanatseverlere özel bir deneyim yaşattı.
Tuğçe Tuna’yı ilk kez 2015 yılında, “Engelsiz Kadıköy Etkinlikleri” kapsamında gerçekleştirilen “Farklı Bedenlerle Dans” performansını izleme olanağı bularak, tanımıştım. “Farklı Bedenlerle Dans”; farklı fiziksel özellikleri olan kişilerle bedenin düşünsel, duyusal ve plastik yapısındaki çeşitliliğe, farklılığa önem veren ve ‘engel’ in ne olduğunu ve kime ait bulunduğunu sorgulayan bir proje idi. Projeden o kadar etkilenmiştim ki, yaratıcısı ile şahsen tanışmak istemiştim. O günlerde bir araya gelmiş ve hem Çağdaş Dans Sanatı hem de Tuğçe Tuna’ nın kariyeri üzerine çok yararlandığım sohbetler yapmıştık.
Ödüllü bir koreograf, çağdaş dans ve performans sanatçısı, yönetmen, güncel hareket teknikleri ve çağdaş dans eğitmeni olan Prof. Tuna’nın daha nice özgün çalışmaya imza atacağına ve ülkemizi gururlandıracağına yürekten inanıyorum.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz günler dileği ile…
NOT: Yarından itibaren bir süre yıllık izin kullanıyor olacağım. Haziran’da görüşmek üzere, tüm okurlarıma sevgiler sunuyorum…
Paylaş