Paylaş
COVID-19’un Türkiye’ye girişi hayatımızda pek çok şeyi değiştirdi. Bu değişikliklerden biri de diş hekimlerinin kliniklerini kapatmaları oldu. Kliniklerde, Sağlık Bakanlığı’nın verdiği talimat uyarınca, sadece acil durumdaki hastalara çok özel tedbirlerle hizmet sunuldu. Acil durumda olmayan tüm hastalar, geniş kapsamlı diş hastanelerine yönlendirildi.
İçinde bulunduğumuz koşullarda birçok kişinin diş tedavisi yarım kalmış durumda. Tedaviye başlamış, özellikle de diş teli tedavisi gören, herkesin aklında tek bir soru var: “Ne olacak benim tedavim?”
Diş hekimleri, tedavi sırasında hastayla çok yakın temasta olmalarından dolayı her zaman risk altında bulunuyorlar. Bu yüzden diş kliniklerinde bulaşıcı hastalıklardan korunmak için çok ciddi sterilizasyon tedbirleri alınıyor. Diş hekimleri bugüne kadar AIDS, Hepatit gibi birçok virüse karşı kendilerini ve hastalarını kusursuz bir şekilde koruyabildiklerini söylüyorlar.
COVID-19 tükürük yoluyla çok hızlı yayılan farklı bir virüs. Bu virüsün tükürükle bulaşması, diş hekimliğini virüse karşı en riskli meslek gruplarından biri haline getiriyor. Diş hekimlerinden alınan bilgiye göre, sorun yalnızca kendilerinin hastalanma ihtimali değil; aynı zamanda bu virüsün kliniklerinde hastadan hastaya bulaşma (çapraz enfeksiyon) olasılığı. Zira ağız içinde suyla uygulanan her işlem, gözle görülmeyen su baloncuklarının havada uçuşmasına neden oluyor ve içinde virüs taşıyıp taşımadığı bilinmiyor.
Gün geçtikçe ülkemizde vaka sayısı azalıyor. Ancak hâlâ hiçbir belirti göstermeden hastalığı geçiren bireyler olduğu da biliniyor. Bu kişilerin de diş tedavileri için kliniklere müracaatları mümkün olduğundan, farklı bir diş hekimliği anlayışının gelişmesi gerekiyor. Son iki aylık süreç boyunca bu konuda çok fazla çalışma yapılmış ve birçok yöntem geliştirilmiş durumda. Amaç hem diş hekimleri hem de hasta için sıfır riskle tedavi verilmesi.
Alınan tedbirler uyarınca, diş kliniklerinin yeniden faaliyete geçmiş olduğu Haziran ayı başından itibaren; iki hasta randevusu arasında uzun aralıklar veriliyor, böylece odaların detaylı temizlenmesi, havalandırılması ve yeni hastanın tamamen steril odaya alınması için yeterli vakit kazanılmış oluyor. Ayrıca bekleme salonlarında hastaların birlikte beklemesine de gerek kalmıyor. Ancak, diş hekiminden randevu almak, daha seyrek randevu yazıldığı için, eskiye göre daha zor oluyor.
Diş hekimleri bu yeni dönemde hem hastalarını hem de kendilerini korumak adına, özel kıyafetlerle çalışıyorlar. Yani hastalar uzun bir süre diş hekimlerini özel ekipmanlarıyla görüyor olacaklar.
Hepimizin bildiği gibi, diş kliniklerinde malzemelerin steril, tek kullanımlık olmaları esastır. Diş hekimleri bu konuda zaten hassas davranıyorlardı, ancak artık çok daha hassas davranıyorlar.
Evet, diş hekimleri artık kliniklerine döndüler ve hastalarına hizmet vermeye başladılar. Ve onlara, “Tek göreviniz ağız hijyenine çok dikkat etmek olmalı. Artık hijyenin önemini her zamankinden daha iyi biliyoruz.” diyorlar.
Bizler de hekimlerimizin sözünü harfiyen dinlemeli ve hijyeni yaşamımızın en önemli konularından biri haline getirmeliyiz.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz günler dileği ile…
Paylaş