Paylaş
Çocuk hakları; kanunen veya ahlâki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, barınma, fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel kavram.
“Çocuk Haklarına dair Sözleşme” ise, çocukları hak sahipleri olarak tanıyan benzersiz ve evrensel bir çerçeve sunuyor bizlere… BM Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989’da kabul edilen Sözleşme, o günden bu yana tüm dünya devletlerinin hemen hemen tamamı tarafından onaylanmış bulunuyor.
Kapsamlı tek bir belgede çocukların sağlığı ve refahı için gerekli önkoşulları tanımlayan Çocuk Hakları Sözleşmesi ile; tanınan hakların fiilen gerçekleşmesi için gerekli önlemlerin alınmasında kişilere, ana babalara, topluluklara ve hükümetlere düşen yükümlülükler belirleniyor. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin yürürlüğe girmesinin ardından, ardından her yıl 20 Kasım tarihi, dünya genelinde “Dünya Çocuk Hakları Günü” olarak kabul edildi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ‘ nun 14 Aralık 1954'te aldığı kararla da, Dünya Çocuk Hakları Günü “BM'nin İlan Ettiği Uluslararası Günler” listesine eklendi.
Ayrıca, 2000 yılında Dünya Kadın Konferansı’ nda, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi’nde yer alan Madde 19 ve 34 konularında daha aktif rol alınmasını sağlamak amacıyla; 19 Kasım “Dünya Çocuk İstismarını Önleme Günü” olarak ilan edildi.
“Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi”; çocukların yaşam, sağlık, eğitim, oyun, ifade özgürlüğü, korunma ve katılım gibi temel haklarını içeren en kapsamlı insan hakları sözleşmelerinden biri. Bu sözleşme çocukların benzersiz ihtiyaçlarına ve haklarına odaklanırken; aynı zamanda onları koruyucu, destekleyici ve katılımcı bir ortamda büyütmeyi hedefliyor.
Tam adıyla “Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme” nin çok sayıda maddesi, çocukların sağlıklı bir yaşam sürdürmelerini desteklemekte. Sözleşme’ nin 6. Maddesine göre; “Her çocuk, esas olarak yaşama hakkına sahiptir.” İlaveten, 24. Madde gereğince; “Her çocuk ulaşılabilir en yüksek sağlık standartlarından yararlanabilmeli; gerekli tedavi ve iyileştirme hizmetlerinden faydalanabilmelidir. İhmal edilen, terk edilen, istismara uğrayan ya da işkenceye tabi tutulan çocukların iyileştirilmeleri ve yeniden topluma kazandırılabilmelerinden devletler sorumludur.”
Çocuklar bir ülkenin geleceği ve umudu olmalarının yanı sıra, toplumun en kırılgan grubunu oluşturuyor. Bu nedenle en iyi koşullarda dünyaya gelmelerinin sağlanması, büyümeleri ve gelişmeleri için en uygun ortamın hazırlanması, geleceğe dönük fiziksel, ruhsal ve zihinsel donanımlarının en üst düzeyde oluşturulması ülkemizin geleceği açısından hayati önem taşıyor.
Ülkemizde halen uygulanmakta olan Sağlıklı Dönüşüm Programı’ nda ‘ana ve çocuk sağlığı! öncelikli konular arasında yer alıyor. Sağlık Bakanlığı, bu program kapsamında; çocukların sağlığını korumak ve geliştirmek amacıyla yürütmeye başladığı çalışmaları sürdürmeye devam ediyor. Bebek ve çocuklara yönelik pek çok program başarıyla hayata geçirilmiş ve uygulamaları sonuçlarını vermeye başlamış bulunuyor. Bebek ölümleri içinde ön plana çıkan yenidoğan dönemine yönelik programlar ve engelliliğin önlenmesine yönelik çalışmalar, Sağlık Bakanlığı’ nın ana stratejisini oluşturuyor.
İnsana yapılan yatırımın geri dönüşümü ile ilgili olarak yapılan hesaplamalarda, en yüksek getirili yatırımın erken yıllardaki beyin gelişimine yapılan yatırım olduğu sonucuna varılmış olduğu bilinen bir gerçek. Biyolojik, psikososyal ve gelişimsel problemlerin tanı, tedavi ve rehabilitasyonuna yönelik önemli hizmetler sunan tek sistem; ‘sağlık sistemi’. Bu amaçla yürütülen çalışmalardan birisi de çocuk izlemleri. Çocuk izlemlerinde temel öngörü; hastalık ortaya çıktıktan sonra iyileştirmek için uğraşmak yerine, hastalığa zemin hazırlayan koşulların önceden tespit edilerek önlenmesi. Bu yolla; sağlıklılığı sürdürmek, bebek ve çocuk ölümlerine neden olan hastalık ve sakatlıkları azaltmak ve önlemek, sağlığın daha geniş anlamda geliştirilmesini ve desteklenmesini sağlamak amaçlanıyor.
Ülkemizde doğan her bebek doğumdan sonra ilk yıl içinde dokuz; altı yaşına dek on altı defa aile hekimlerince ücretsiz olarak izlenmekte. Bağışıklama, taramalar, beslenme danışmanlığı, çocuk güvenliği danışmanlığı, çocukların büyüme ve gelişmelerinin izlenmesi ve desteklenmesi izlemler içerisinde sunulan koruyucu sağlık hizmetlerini oluşturuyor. Bu nedenle çocuğunuz sağlıklı olsa da rutin kontrollerini yaptırıp büyüme ve gelişiminin izlenmesi ve desteklenmesi bütün çocukların hakkı. Zira çocukluk ve ergenlikte büyüme ve gelişmenin izlenmesi ve desteklenmesi sağlıklı erişkinliğin teminatı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve UNICEF ortaklığında, 18 Kasım'da, 7 bölgede "Çeyrek Asır Çocuk Forumu Buluşmaları" olarak, "Çocuk İçin Katılım ve Savunuculuk" temasıyla başlayan "25. Ulusal Çocuk Forumu” gerçekleştirildi.
Bakan Göktaş, kapanış töreninde yaptığı konuşmada; bu forumlarda, çocukların kendi hayatlarını ilgilendiren konularda fikirlerini özgürce dile getirdiklerini ve karar alma süreçlerinde aktif rol üstlendiklerini aktardı. Çocuk forumu buluşmalarını çeyrek asırdır sürdürdüklerini ve bununla gurur duyduklarını belirten Sayın Bakan; bu platformda, 25 yıl boyunca binlerce çocuğun deneyimlerini paylaştığını ve kendi gelecekleri için söz sahibi olma fırsatı bulduğunu dile getirdi.
Çeyrek asırlık bu yolculuğun, çocukların fikirlerinin ve katılımlarının ne kadar değerli olduğunu açıkça gösterdiğini ifade eden Göktaş, çocuk hakları konusunda katedilen mesafenin ve özellikle çocuk komitelerinin çalışmalarının birçok ülkeye örnek olacak düzeye yükseldiğini vurguladı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş, sözlerini; "Bugün dünyanın her neresinde yaşıyor olursa olsun çocukların yaşam hakkının kayıtsız, şartsız garanti altına alınması için açık bir çağrıda bulunuyoruz." diyerek tamamladı.
Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında, İBB Kültür tarafından da, "Çocuk Hakları Festivali", dördüncü kez 12-20 Kasım arasında gerçekleştirildi. Bu yıl ilk kez uluslararası olarak yapılan festivalde, farklı yaş gruplarından çocuklar; atölye çalışmalarından çocuk oyunlarına, masal dinletilerinden yüz boyamaya, konserlerden film gösterimlerine, sirk kortejinden bandoya birbirinden renkli etkinliklere katılabilme olanağı bulmuş oldular.
Çocuk haklarının çocuklar, ebeveynler, eğitimciler ve tüm yetişkinler tarafından bilinmesini sağlamayı hedefleyen festivalin programı; Birleşmiş Milletler’ in Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin dört temel ilkesi olan "Ayrım Gözetmeme", "Çocuğun Yüksek Yararı", "Yaşama ve Gelişme Hakkı" ile "Katılım Hakkı" maddeleri temel alınarak, İstanbul Kent Konseyi Çocuk Danışma Kurulu'nun da önerileriyle belirlenmiş bulunuyor.
Ben bu yazıyı, rahatsızlığım nedeniyle, gününde yazamadım. Ama benim için ve sanırım tüm ebeveynler için, her gün “Çocuk Hakları Günü”. Hele bu yıl birçok çocuğumuzu -hatta bebeğimizi- haklarını koruyamadığımız için kaybetmiş olmanın verdiği acının ağırlığı altında insanlığımdan utanırken, “çocuk hakları” nın var olduğunu ve daima var olacağını bir kez daha hatırlatmak istedim.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş