Paylaş
Akran zorbalığı, bir çocuğun bir veya daha fazla akranı tarafından tekrar tekrar ve kasıtlı biçimde kötü muameleye maruz kaldığı bir istismar türü. Yapılan araştırmalar; hayatın her döneminde görülebilen bu problemin, 7 - 15 yaş arasında daha yoğun olduğunu gösteriyor.
Okul çağındaki çocuklar arasında sıklıkla rastlanan akran zorbalığı giderek artıyor. Zorbalık denildiğinde yetişkinliklerin aklına çoğunlukla fiziksel zorbalık gelse de; sözel (isim takma) ve sosyal (dışlama, dedikodu çıkarma vb.) zorbalık en sık karşılaşılan akran zorbalığı türleri arasında. Tüm zorbalık türleri çocuğun gelişimini olumsuz etkiliyor.
Bu yıl haberler arasında rastladığım olaylardan bazı örnekleri sizlerle de paylaşmak istiyorum:
Find My Kids Konum Takip Programı (Çocuklarımı bul programı), bir konum takip programı. GPS telefon takip ile çocuğunuz nerede ve ne yapıyor hemen öğrenebiliyor, acil durumlarda size ulaşmasını sağlayabiliyorsunuz.
Ebeveynlerin çocuklarının konumunu harita üzerinde anlık olarak takip edebilmelerini sağlayan mobil uygulama “Findnmykids” in, geçtiğimiz günlerde, akran zorbalığı üzerine, Türkiye’deki kullanıcıları arasında gerçekleştirdiği araştırmadan çarpıcı sonuçlar çıktı. Binden fazla Findmykids kullanıcısı, ebeveynin katıldığı araştırmaya göre; Türkiye’de ilk, orta ve lise eğitimi almakta olan her beş çocuktan biri okulda akran zorbalığına maruz kalıyor.
Araştırmaya katılan anne babaların yaklaşık %21’i çocuklarının okulda akran zorbalığının kurbanı olduğunu belirtiyor. “Çocuğumun başına gelmedi ama okulda bu tür olaylar yaşandığını biliyorum.” diyen ebeveynlerin oranı %63. Tanıdığı birisinin zorbalığa uğradığını belirtenlerin oranı %13. %3’lük bir kesim ise kendi çocuğunun zorbalık yaptığı düşüncesinde.
Söz konusu araştırmada siber zorbalık konusu da ele alınmış bulunuyor. Anne- babaların %71’i çocuklarının siber zorbalığa maruz kalmadığı görüşünde birleşirken, %6’sı çocuğunun siber zorbaların kurbanı olduğunu belirtiyor. Çocuğunun siber zorbalığa maruz kalıp kalmadığını bilmeyenlerin oranı ise %23.
Araştırma sonuçları, ebeveynlerin büyük çoğunluğunun akran zorbalığı ve siber zorbalık konularında farkındalık sahibi olduklarına inandıklarını gösteriyor. “Çocuğunuz okulda ya da internet üzerinden zorbalığa maruz kalsa bunu fark edebilir misiniz?” sorusuna; ebeveynlerin %72’si ‘evet’ yanıtını verirken, %28’i ‘durumun farkına varamayabileceğini’ ifade ediyor.
Findmykids, ayrıca, ebeveynlerin öğrencilik döneminde akran zorbalığına maruz kalıp kalmadıkları konusunu da söz konusu araştırmaya dahil etmiş bulunuyor. Sonuçlar; kendisinin zorbalık görmediğini ancak okulunda bu yönde olayların yaşandığını belirten ebeveynlerin oranın %37 olduğunu gösteriyor. Okulunda akran zorbalığı yaşanmadığını kaydedenlerin oranı ise %27. Öğrencilikleri döneminde kendisinin akran zorbalığı olarak tanımlanabilecek eylemlerde bulunduğunu söyleyenlerin oranı da %4.
Araştırmada yer alan anne-babaların ağırlıklı düşüncesi kendi öğrencilik dönemlerinde zorbalık olaylarından haberdar olan ebeveynlerinin konuya müdahil oldukları yönünde. Katılımcıların %54’ü ebeveynlerinin diğer veliler, öğretmenler ve okul yönetimiyle görüşerek zorbalık olaylarına çözüm aradığını, %32’si ise ebeveynlerinin konudan haberdar olmadığını belirtiyor.
Araştırma, çocukların zorbalığa karşı arkadaşlarının yanında durmaya çalıştığını da ortaya koymuş bulunuyor. Anne babaların da yüzde 44’ü, kendi okul dönemlerinde zorbalığa maruz kaldıklarında arkadaşlarının zorbalığı durdurmaya çalıştığını belirtiyor. Yüzde 8’lik bir kesim ise arkadaşlarının zorbalık yapan taraftan yana olduğunu söylüyor.
Zorbalık doğal bir süreç değil ve karakter güçlendirmesiyle ilgisi yok. Zorbalığa maruz kalan çocuk sosyal ve duygusal açıdan zarar görüyor. Çocuğun kendisini yalnız hissetmesine, öz güveninin sarsılmasına ve depresyon yaşamasına sebep olabiliyor. Akran zorbalığına maruz kalmanın intihara kadar varan sonuçları olabiliyor.
Kız çocuklar da oğlan çocuklar da zorbalık yapıyor. Araştırmalar oğlanların daha çok fiziksel zorbalık, kızların ise ağırlıklı olarak duygusal ve sosyal zorbalık yaptığını ortaya koyuyor. Zorbalığı görmezden gelmek, zorba davranışlarda bulunan kişiyi cesaretlendiriyor; zorbalık dozunun artırmasına neden olabiliyor.
Zorbalığa uğrayan çocukların ebeveynlerine gelince; öncelikle sakin kalmalı, çocuklarını cesaretlendirmemeli ve olayı yakından gözlemlemeliler. Okulda yaşanan durumlar hakkında öğretmenlere bilgi vermeli ve bu zorbalığı yapan kişinin de bir çocuk olduğunu kesinlikle unutmamalıdırlar. Zira, özgüven ya da uyum konusunda problem yaşayan çocuklar, öfke sorunu ile karşılaşabiliyorlar. Bu sorun kapsamında da öfkelerini birbirlerinden çıkarmayı tercih edebiliyorlar.
Akran zorbalığında; zorba davranışa maruz kalan, bu davranışı uygulayan ve bu duruma tanık olan olmak üzere üç rol mevcut. Bu roller kimi zaman belirgin şekilde ayrışıyor, kimi zaman ise bir öğrenci hem zorbalığa maruz kalan hem de uygulayan rollerinde olabiliyor. Bu rollerin tanınması, soruna erken müdahale ve öğrenci ihtiyaçlarını tanıma açısından büyük önem taşıyor.
Zorbalık sadece yapan ve yapılanı ilgilendirmiyor. Bu durum aileleri ve hatta tüm toplumu ilgilendiriyor. Çünkü sözel ya da fiziksel şiddet eylemi maruz kalınma ile artıyor.
Öfke kontrolü, tüm toplumda ele alınması gereken bir durum. Çocuklar, sokakta insanların birbirine bağırdığını, kurallara uyulmadığını gördükçe zorbalığa meyil etme riskleri artabiliyor. Toplumun ve toplumun bir örneği olan ailenin zorba tutumları yüceltici söylem ve davranışlardan kaçınması ve mağdurların bunu hak ettiklerini düşünmesi, çocuklar için en koruyucu önlem.
Unutmayalım ki, farklılıklara tolerans ve empati, zorbalığı azaltan en önemli tutumlar arasında yer alıyor.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Not: Bu yazının hazırlanmasında Nirengi Derneği’ nin web sitesinden de yararlanılmıştır.
Paylaş