O ısırdıklarınız sakın Myanmar cuntasının kanlı yeşimleri olmasın
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Hiç bu kadar çok madalya ısıran sporcuyu bir arada görmemiştim. Sanki sahtesi olabilirmiş gibi bronzu bile ısırıyorlar.
Acaba Çinliler herşeyin sahtesini yapıyor diye mi? Açılış töreninde şarkı söyleyen kız (playback), havai fişek görüntülerinin bir kısmı (bilgisayar grafiği) sahte çıktı diye mi? Foto muhabirleri de "haydi ısır" diye gaza getiriyor podyuma çıkanları. Sonuç; hiçbir olimpiyatta olmadığı kadar çok sayıda sporcu madalya ısırıyor Pekin’de. Peki nedir ısırdıkları nesne? 70 mm çapında altı mm kalınlığında bir madalya. Altın olanlarda topu topu altı gram altın var. Yani sahte olsa ne yazar. Üstelik ilk kez bir olimpiyatta madalyanın muhtevasında resmen taş var. Madalyaların bir yüzüne yeşim (ceyd) taşından halka oturtulmuş. Taşın rengi, madalyanın gradosuna göre değişiyor. Altınlar beyaz, gümüşler grimtrak, bronzlar ise yeşil yeşim halkalı. Yeşim, Çin kültüründe onur ve erdemi temsil ediyor. Ancak madalyalardaki yeşimin pek de erdemli olmadığına dair kuşkular mevcut. Bir söylentiye göre o taşlar "kanlı". Afrika diktatoryalarının kanlı elmasları gibi. Bunlar da Myanmar cuntasının "kanlı yeşimleri".
Seri şekilde madalya ısıranlar nasıl bir sonuç bekliyor acaba? Kazandığı madalya saf altın olsa, diş izi çıkacak. Ama, çıkmıyor. Asla çıkmadı ve çıkmayacak da. Geniş bir şekilde gülerek madalyayı diş arasına sıkıştırmak, artık bir podyum refleksi.
Podyumda da sevinçten atlayıp sıçramaya devam edemeyecekleri için, geriye kalan tek zafer refleksini gösteriyor, madalya ısırıyorlar. Öpenler de çıkıyor.
Aslında bir madalyayı ısırarak saf olup olmadığını anlamak tabii ki mümkün. Malum, altın ve gümüş saf haldeyken, hayli yumuşak metaller. Mohs sertlik skalasının nisbi ölçüm sistemine göre dişin sertliği altın ve gümüşü çizmeye yeterli. Ancak bu metaller dişi çizemiyor. Altının skaladaki sertliği 2.5. Gümüşünki ise 2.7.
Tırnağın sertlik derecesi 2.5 olduğu için, altın ve gümüş gibi değerli metallere işlemiyor.
Mineralleri birbirine sürterek sertliği derecelendirme sistemi 1812 yılında Avusturyalı mineralog Friedrich Mohs tarafından ortaya konulmuş. Ancak tacirler bu tarihten çok önce, sikkeleri ısırarak saflığını ölçmeye başlamışlar. 24 ayar altının saflık derecesi yüksek olduğu için dişle kolayca çiziliyor.
Olimpiyat madalyaları ise sert metal üzeri altın kaplama olduğundan diş geçirerek ölçmek biçmek mümkün değil. O madalyaları büyük bir şevkle ısırıyorlar ya, gözlerini bağlasanız, ellerindeki ödülün gümüş mü, altın mı olduğunu anlamaları bile imkansız.
Ama onlar ısırmayı seviyor, foto muhabirleri de daha yaratıcı bir prodüksiyon geliştiremediklerinden, "haydi ısır" diye tempo tutuyorlar. Politikacılara sürekli el sıkıştırdıkları gibi. Onlara "Hadi, kravatlarınızı ısırın" dediklerini düşünebiliyor musunuz?
UĞRUNA SAVAŞILAN TAŞ
Isırılan madalyalar bütün olimpiyatlarda, şampiyonalarda sert. Ancak Pekin’de bir başka handikap daha var. Şimdiki madalyalar resmen taş. Hem de en sert olmasa bile, dünyanın en kavi taşlarından. Ceyd, ya da bizde daha yaygın adıyla yeşim taşı. Çin kültüründe onur ve erdemin simgesi. Madalyaların bir yüzünde Yunan zafer tanrıçasının kabartması var, diğer yüzünde de Pekin olimpiyat logosu, beş olimpiyat halkası, "Beijing 2008" yazısı ve o yeşim halka. Çinliler’in bir sözüne göre "altın değerli ama, yeşim paha biçilemez". Öyle paha biçilemez ki, Doğu Zhou Hanedanı döneminde krallar tam 500 yıl süreyle o taş için çarpışıyor.
Çince’deki ifadesi "yu" olan yeşim taşı, bugün hala kraliyet mücevheri olarak görülüyor. Yazım karakterinde de "yu" ile "wang" (kral) arasında bir vuruş farkı var. Kadın tenine de benzetiliyor, ılık ve yumuşak. Ayrıca yeşimin bazı doğaüstü güçler barındırdığına da inanılıyor. Yeşime dokunmak, yeşim takınmak insanı şeytani güçlerden, cinlerden koruyor.
Olimpiyata madalya olmak için yarışan 265 tasarım arasından seçilen yeşimli modelin metalleri, Avustralyalı madencilik şirketi BHP Billiton tarafından temin edilmiş. BHP dünyanın en büyük madencilik şirketi ve olimpiyat sponsoru. Yıllık cirosu 40 milyar dolar. Pekin madalyaları için, Şili ve Avustralya’daki madenlerden 13.04 kilo altın, 1,340 kilo gümüş ve 6,930 kilo bakır gönderilmiş.
Altın ve gümüş madalyalarda yüzde 92.5 gümüş mevcut. Altın madalyaların her biri altı gram altın ile kaplanmış. Bronz madalyalar ise saf bronz. Toplam 3 bin madalyanın her biri, 45’er kez testten geçirilmiş ve hiçbirinde yeşim taşı düşmemiş. Çünkü metalin içine yeşim yerleştirme tekniği, 2 bin yıl önce Han Hanedanı döneminde başlamış. Ancak yine de madeni para içine değerli taş yerleştirme işinin çok komplike bir işlem olduğu söyleniyor.
ALTINLAR, KANLI YEŞİM Mİ
Bunlar tamam da, yeşimlerin kaynağı ile ilgili bilgiler biraz çetrefilli. Resmi açıklamalara göre Avustralya şirketinden alınan metaller, Çin’in Çinghay bölgesinden çıkarılan yeşim taşıyla birleştirilerek Şanghay’daki bir darphanede yapılmış.
Ancak yeşimin Çinghay’dan değil, Myanmar’dan geldiği iddiaları var. Yeşim taşı Myanmar cuntası için önemli bir gelir kaynağı. Hani şu, siklon felaketinden sonra dış yardımı reddederek halkını aç-açık ölüme terkeden Myanmar cuntası. Ülkede demokrasi mücadelesi veren gruplar, Çin’in altın madalyalarda kullandığı şeffafımsı beyaz yeşim taşını Myanmar’dan aldığını iddia ediyor. Bu türün Myanmar’daki adı "Maw Seezar yeşim taşı". Çıkarıldığı yer Phakant bölgesi. Çin’in en büyük ham yeşim taşı piyasaları, Yunnan bölgesinde bulunuyor ve bu bölge Myanmar’a komşu. Çinli alıcılar Myanmar’a gidip, normalin üzerinde fiyatlar ödeyerek beyaz yeşimleri topluyorlar.
Sonra, o azılı cuntadan alınan "kanlı yeşimler"ler Pekin 2008’in altın madalyalarına birer halka olarak konuyor. Saf ve temiz zaferlerin ardından da, sporcu dişlerinin arasına...