Batı Sibirya’da dünyanın en büyük buzulu eriyor, Portekiz’de ormanlar yanıyor, Orta Avrupa’yı sel götürüyor, ABD’de Katrina Kasırgası yüzlerce can alıyor.
İklimbilimcilere göre bu felaketler global ısınmadan kaynaklanıyor. Ancak global ısınmaya karşı Kyoto Anlaşması’na uymamakta ısrar eden Bush, bu uyarılara kulak tıkıyor; uyarıcı raporlar tahrif ediliyor. Hatta Bush’un partisinden bir Kongre üyesi, üç iklimbilimciye yönelik ‘cadı avı’ başlatıyor. Açıklarını bulmak için bütün bilimsel çalışmaları didik didik ediliyor. Kimileri, ‘McCarthy dönemi geri döndü’ diyor. Yani iklimbilimciler, bugünün komünistleri oluyor.
Olay Wall Street Journal gazetesinde çıkan bir iddiayla başlıyor. Bir ekonomistle istatistik uzmanı gazeteye açıklama yaparak, üç iklimbilimcinin çalışmalarında yöntem ve veri hataları bulunduğunu öne sürüyorlar.
İklimle ilgisi olmayan bu iki uzmanın suçladığı bilimadamları; Pennsylvania Üniversitesi’nden Michael Mann, Massachusetts Üniversitesi’nden Raymond Bradley ve Arizona Üniversitesi’nden Malcolm Hughes.
SORUŞTURMA AÇILDI
Bunun üzerine Temsilciler Meclisi Enerji ve Ticaret Komitesi’nin Cumhuriyetçi Partili Başkanı Joe Barton hemen bir soruşturma başlatıyor. Bu üç iklimciye mektup yazarak, çalışmalarında kullandıkları para kaynakları, yöntemleri ve çalışmalarının tamamını kendisine teslim etmelerini istiyor.
Barton, Bush gibi Teksaslı ve petrol lobisinin adamı. Komitedeki 11 yıllık başkanlığını, iklim değişikliğiyle mücadele amaçlı her yasa tasarısına muhalefet ederek geçirmiş bir politikacı.
Mann, Bradley ve Hughes’un çalışmaları ise iklim değişikliğiyle ilgili hükümetler arası panelin 2001 yılında hazırladığı raporun bir parçası. Global ısınmaya karşı acilen harekete geçilmesini isteyen bu rapor, Bush dışındaki bütün dünya liderlerini ikna etmiş durumda.
Şimdi bu raporda imzası bulunan üç bilimadamına karşı soruşturma açılması Amerikalı bazı köşe yazarları tarafından 1950’lerde Senatör Joe McCarthy’nin komünistlere karşı başlattığı ‘cadı avına’ benzetiliyor.
Princeton ve Harvard üniversitelerinden önde gelen 18 bilim adamı Barton’a mektup yazarak, soruşturmadan derin endişe duyduklarını ve bilimin bağımsızlığına gölge düştüğünü belirtiyorlar. Hatta Demokratların yanı sıra Bilim Komitesi’nin Cumhuriyetçi Partili başkanı Sherwood Boehlert bile ‘Bu gayri meşru bir soruşturmadır’ diye tepki gösteriyor.
İKLİMCİLER VE SİGORTACILAR
Ve bu cadı avı tartışmasının hemen ardından Katrina Kasırgası patlak veriyor, ABD’nin üç eyaletinde yüzlerce can alıyor. Muhafazakar görüşe göre Katrina Kasırgası tamamen bir doğal afet.
Ancak bilimsel verilere göre iklim değişikliği deniz yüzeyindeki ısıyı yükseltip kasırgaların gücünü ve sayısını artırıyor. Meteoroloji uzmanı Kerry Emanuel’in Nature dergisindeki makalesine göre son 50 yıl içinde kasırgaların yıkıcı etkisi yüzde 50 arttı. Bunda da deniz yüzeyindeki ısı artışının büyük rolü var.
Sigortacılar da iklimcilerle aynı fikirde. Dünyanın en büyük sigorta şirketlerinden Munich Re, kendi kasırga uzmanlarına dayanarak, son 50 yıl içinde meydana gelen zarardan büyük ölçüde global ısınmanın sorumlu olduğunu iddia ediyor. Geçen yılki zarar 114.5 milyar dolar.
Peki global ısınmanın etkileri neden hálá hasır altı ediliyor. Cevabı Boston Globe’da çıkan bir makale ve Yeşiller Partili Alman Çevre Bakanı Jürgen Trittin veriyor. Önce Boston Globe:
‘ABD halkı bu kasırganın asıl adının Katrina değil, global ısınma olduğunu bilmiyor. Çünkü kömür ve petrol endüstrisi bunu halktan gizlemek için milyonlarca dolar harcıyor. Nedeni basit: İklimin istikrar kazanması için insanlığın kömür ve petrol kullanımını yüzde 70 kısması gerekiyor. 1995 yılında kömür endüstrisinin, global ısınmaya karşı çıkan dört bilimadamına 1 milyon dolar ödediği ortaya çıktı. ExxonMobil ise 1998’den beri global ısınmaya karşı lobi faaliyetleri için 13 milyon dolar harcadı. 2000 yılında Bush’un başkan seçilmesiyle kömür ve petrol sektörü tarihteki en büyük zaferini kazandı. Petrol lobisi medyayı da avucunun içine aldı. Artık felaketlerde medyanın da payı var.’
GÖRMEZDEN GELİNEN SORUN
Ve Trittin:
‘Global ısınmaya karşı karbondioksit emisyon hacminin derhal aşağı çekilmesi gerekiyor. ABD bugüne kadar bu gerçeği görmezden geldi. Oysa en büyük sorumlu onlar. Amerikalılar dünya nüfusunun yüzde 4’ünü oluşturuyor, ancak gaz emisyon hacminin dörtte biri onların eseri. Bush Yönetimi, ekonomisi zarar görmesin diye uluslararası iklim koruma hedeflerine karşı çıkarken, kendi ülkesinde Katrina gibi felaketlerde yaşanan can ve mal kaybına göz yumuyor.’
KATRİNA EMEKLİ OLABİLİR
ABD’deki Ulusal Kasırga Merkezi 1953’ten beri her yıl resmi bir kasırga ve tropik fırtına isimleri listesi hazırlıyor. Bu listede önceleri sadece kadın isimleri bulunuyordu. 1979’dan beri alfabetik sırayla kadın-erkek isimlerinden karma liste yapılıyor. Bu yılki liste Arlene ile başlayıp Wilma ile bitiyor. Katrina ise 11’inci. Ondan sonra da Lee, Maria, Nate, Ophelia var. Toplam 6 adet liste var ve bunlar rotasyon usulüyle her yıl yeniden onaylanıyor. Tek bir istisnayla. Bir kasırga çok yıkıcı olduysa, o kasırganın bulunduğu listeye sıra geldiğinde, ‘duyarsızlık’ olmasın diye söz konusu kasırga ‘emekliye sevk ediliyor’. Örneğin geçen yılki Charley, Frances, Ivan ve Jeanne emekliye ayrıldı. Katrina da emekliye ayrılacak gibi görünüyor.