Almanya, Yahudi soykırımıyla hesaplaşmasını hálá tamamlayamadı. Şimdi yine geçmişin hayaletleri ortalıkta dolaşıyor.
Merkez sağdaki muhalefet partisinden bir milletvekili Yahudi karşıtı sözlerinden ötürü partiden ihraç ediliyor, ona destek çıkıp kutlama mektubu gönderen komutan görevden alınıyor. Milletvekili ihraç edilecek diye partinin taşra örgütlerinden istifalar başlıyor. Üstüne üstlük Almanya'nın hesaplaşmaya son noktayı koymak üzere inşa etmek istediği soykırım anıtı bile tartışma yaratıyor. Çünkü, anıtın üzerine yazı yazılmasın diye sürülecek kimyasal maddeyi üreten şirketin, Naziler'in Zyklon-B gazını üreten şirket olması sorun yaratıyor.
‘‘Araştırma sonuçlarını görünce derin bir şok geçirdim.’’
AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi, AB vatandaşları arasında yapılan anketten çıkan sonucu böyle değerlendiriyordu. Çünkü Avrupalı vatandaşların yüzde 59'u İsrail'i dünya barışı önündeki bir numaralı tehdit olarak gördüğünü beyan etmişti. İkinci sırada ise ABD yer alıyordu.
Prodi'nin neden şok geçirdiğini tam olarak kavrayabilmek mümkün değil. Yani bu soru yöneltildiğine göre ve devlet isimleri de verildiğine göre elbet içlerinden biri, birinci sırada çıkacaktı.
Şimdi Eurobarometer'in yaptığı anketlerde soru formunu değiştirmeyi düşünüyorlar. Yani artık ‘‘Aşağıdakilerden hangisi sizce dünya barışı için tehdittir’’ diye sorup, altındaki şıklara İsrail'i dahil etmeyecekler anlaşılan.
İsrail'in Filistin halkına yönelik aşırı baskıcı politikası, Avrupa'daki olumsuz bakış açısını besliyor hiç kuşkusuz.
Ve tam bu ortamda Almanya'da yeni bir anti-semitizm tartışması patlak veriyor. Aslında tartışmanın uç vermesi anketin öncesine rastlıyor, ancak son günlerde giderek alevlenip hem Almanya, hem de İsrail'i iyice tutuşturuyor.
OLAY YARATAN KONUŞMA
Muhalefetteki CDU'nun (Hıristiyan Demokrat Birliği) milletvekili Martin Hohmann'ın, iki Almanya'nın birleşmesinin yıldönümü olan 3 Ekim günü yaptığı konuşmada Yahudileri ‘‘suç işleyen ırk’’ olarak takdim etmesiyle başlıyor olay. Hohmann şöyle konuşuyor: ‘‘1917 Bolşevik Devrimi'nde de Yahudilerin parmağı vardı. Çok sayıda Yahudi, gizli polisin katliamlarına karışmıştı. Onların eylemleri de Naziler'inkiyle kıyaslanabilir. Naziler ne kadar suçluysa Yahudiler de o kadar suçlu bir ırktır.’’
Tabii bu konuşma büyük gürültüye neden oluyor. Ancak Özel Kuvvetler Komutanı Tuğgeneral Reinhard Günzel'in oturup Hohmann'a tebrik mektubu döşenmesi olaya tuz biber ekiyor. 1990'da kurulan ve Afganistan'da da görev alan Özel Kuvvetler'in başındaki bu subay, ‘‘Olağanüstü, cesaret yüklü bir konuşma. İnanın bu sözleriniz halkın hissiyatını yansıtıyor’’ diye övgüler yolluyor Hohmann'a. Bunun üzerine Savunma Bakanı Peter Struck derhal harekete geçerek komutanı görevden alıyor ve üstüne üstlük ‘‘ahmak ve bunak’’ diye de hakaret sallıyor.
Onuruyla oynandığını düşünen Tuğgeneral Günzel gazetelere konuşmaya başlıyor: ‘‘Memlekette tavuk hırsızları gününü gün ediyor, koskoca generale kendini savunma hakkı verilmiyor. Hem de bunak diye hakaret ediliyor.’’ Günzel, sorgusuz sualsiz görevden alındığı için hükümeti dava edeceğini söylüyor. Günzel, mektubu gönderdiği için asla pişman olmadığını, çünkü Hohmann'ın Yahudileri incitmek istemediğini belirterek ‘‘Artık normale dönmenin zamanı geldiğini söylemeye çalıştı’’ diyor.
Bu arada giderek artan tepkiler nedeniyle milletvekili Hohmann konuşmasından ötürü özür diliyor ama, nafile. Partisi CDU baskılar nedeniyle Hohmann'ı ihraç aşamasına geliyor. Bu yüzden parti il örgütleri karışıyor. Hohmann'a destek veren kimi üyeler partiden ayrılırken, Hohmann'ı destekleyenlere tehdit telefonları gelmeye başlıyor.
Ve bütün bunlar, 100 kadar Yahudi'nin öldürülüp ev ve iş yerlerinin yakıldığı, Kristallnacht diye anılan 9 Kasım 1938'in yıldönümünde yaşanıyor. Almanlar her yıl olduğu gibi Kristallnacht'ı anarken, İsrail, Almanya'da Yahudi düşmanlığının tırmandığını düşünüyor.
İsrail'in Berlin'deki Büyükelçisi Şimon Stein ‘‘Bugün artık insanlar, 15 yıl önce asla tolerans gösterilmeyen şeyleri hoşgörüyle karşılamaya hazırlar’’ diyor.
BÖYLE GİDERSE İNŞAAT YAPAMAYIZ
Siyaset sahnesinde bunlar olup biterken, Berlin'de inşasına başlanan 22 milyon dolarlık soykırım anıtı, Nazi soykırımının kalıntıları yüzünden sekteye uğruyor. Anıta, graffitiye karşı kimyasal bir madde giydirecek olan Degussa şirketi, yan kuruluşu olan Degesch'in Yahudileri öldüren Zyklon B'yi üretmiş olması nedeniyle ihaleden çıkarılıyor. Yahudi örgütlerinin protestosu nedeniyle inşaat geçici olarak durduruluyor.
Ancak kamuoyu bu şirkete yönelik muameleyi haksız buluyor. Eski bir neslin işlediği cinayetlerden, şirketin bugünkü hissedarlarının sorumlu tutulamayacağı söyleniyor. Üstelik Degussa, Yahudi soykırım kurbanlarının ailelerine tazminat ödenmesi için 17 şirketin oluşturduğu 4.4 milyar dolarlık fonun kurucuları arasında yer alıyor. Fonun sözcüsü Wolfgang Gibowski, ‘‘Ataları 60 yıl önceki şeytani sistemin parçası olan bir şirket bugün daha ne yapabilir?’’ diye soruyor.
Bir firma yetkilisi şöyle konuşuyor: ‘‘Bu mantıkla gidersek hiçbir Alman kimya şirketi bu inşaata giremez. Çünkü doğrudan ya da dolaylı olarak hepsi de Yahudi soykırımına karışmış durumda.’’