Ayşe Arman: Tenis, bilen biriyle oynandığında zevk verir

Ayşe ARMAN

Bayram tatilinde tenisten söz etmeyeceğim de ne zaman edeceğim? İstediğim saatte kalkabilirim. Uzuuun uzuuun duş alabilirim. Saçlarımı kurutup fönleyebilirim. Bir güzel kremlenebilirim. Beyaz tenis kıyafetimi giyip lastik pabuçlarımı ayakkabılarımı çekebilirim. Aynada kendi seyrettiğimde ‘‘Evet hazırım!’’ diyebilirim. Bacaklarım kalın ama idare ederim! Şarkı söyleyerek partnerimle tenis oynamak üzere kortun yolunu tutabilirim. Eğer partnerim tenisi iyi bilen biriyse çok keyifli zamanlar geçireceğime şüphe yok. Ama hiç tenis oynamamış biriyle de korta çıkmak istemem. Deli miyim? Sıkıcı olur. Durduk yerde bayram tatili sırasında tenis oynama fikri nereden geldi aklıma? Tabii ki okuyucu mail'inden. Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürüyorlar...

ELASTİK ZAR DA İYİ NUMARA

Mesele, bekaret değil aslında. Dürüstlük! Ben ve arkadaşlarım üniversiteli çocuklarız, hani okumuş deniyor ya, onlardan. Ve şu genellemeye şiddetle karşı çıkıyoruz: ‘‘Türk erkeği, bakire kız düşkünüdür!’’ Bizim sahiden bakire kız aramak gibi bir saplantımız yok. Zaten olsa kaç yazar? Bunun samanlıkta iğne aramak gibi bir şey olduğunun farkındayız. Tabii ki ilişkilerde cinsellik var. Olacak. Olsun da. Bizim takıldığımız nokta, söylenen yalanlar. İşte o nokta da yıkılıyoruz. Ve işin içinden çıkamıyoruz. Hepsinde mazaret aynı. Bütün kızlar bakire olduklarını söylüyorlar. Ve nedense hepsi elastik zar yapısına sahip! Bu da iyi numara. Tabii ki insan bir önceki sevgilisiyle pek çok şeyi yaşamış olabilir, hatta herşeyi yaşamış olabilir iyi de yalan söylemeye, öyle değilmiş havası vermeye ne gerek var? Yetiştirilme tarzımız ve yaşanılan toplumun değer yargıları içinde erkeklere tanılan haklar daha fazla. Ve evet, büyük bir kesim bakire kızlarla evlenmeyi tercih etmekte. Ama aslolan dürüstlük. Ve maalesef bunu bulamıyoruz! Ortalık, elastik zardan geçilmiyor. (M.S)

KEŞKE HEPSİ ELASTİK OLSA

Sevgili M. ‘‘Şimdi sen ateşli bir cevap verirsin, beni rezil edersin. Adana'da Mesut'ta kebap ısmarlarım sana, sakın adımı yazma!’’ demişsin. Anlaştık. Zaten isminin özel olarak belirtilmemesini isteyen kimseye kazık atmıyorum. Çok haklısın mesele dürüstlük. Ama bir çok erkek doğruyu bilmek ve duymak istemiyor! Bak, ateşli cevabımı vermeye başlıyorum: Oh be! Yaşasın yani. İyi ki şu elastik zar hikayesi var. İyi ki! Üstelik hikaye değil, tıbbi bir gerçek. Keşke ortada zar diye bir şey olmasaydı da, çarşaflara, kanıtlara hiç gerek kalmasaydı, o ayrı. Ama var. Dolayısıyla elastik zar, pek çok va*káda, bazı bünyeler için palavra bile olsa, hayat kurtarıyor. Sizin bedenlerinizden daha önce bir cinsel ilişki yaşadığınız nasıl anlaşılamıyorsa, kadınlar için de aynı şey geçerli olmalı. Öyle değil mi? Bu tabii bir çok erkek için tedirgin edici bir durum. Pek çok erkek, cinsel skor diye bir şey varsa, 8-0 ya da 18-0 olmayı tercih ediyor. Oysa elastik zar, kadın ve erkegi eşit konuma getiriyor. Getirsin anasını satayım! Seks, sadece erkeklere has bir lüks olmaktan çıksın. Hiç bir kadın daha önce hissettiği şehvet yüzünden kendini ezik hissetmesin. Ve daha önce yaşadığı tecrübeleri hesap verir gibi anlatmak zorunda kalmasın. Hem ne önemi var? Sana ne, daha önce ne yaşamışsa yaşamış. Ha dürüst mü davranmıyor? Anlatmıyor mu? E biraz da kendinde ara suçu! Sen bu meseleyi bir olay haline getirmekten vazgeçersen, belki o da sana daha dürüst olmayı dener, ne dersin? Kime açık olur insan? Kendisini kınamayacağını, aşağılamayacağını bildiği insanlara değil mi?

HAMİŞ 1: Ayrıca hiç anlamam, neden bakire kız hayali kurulur ki? Tenis bile, tenis oynamayı bilen insanlarla daha zevklidir. Ama tabii kötü tenis oynuyorsam, hiç oynamayı bilmeyen birini tercih edebilirim! Çünkü ancak ona hava atabilirim! Bırakalım bu bekaret hikayelerini. Dünya nereye gidiyor, bakar mısın biz ha*l'a neleri konuşuyoruz? Bunlar çok geri meseleler. İlla devam etmek istiyorsan, haber ver kebap yerken konuşmaya devam ederiz.

HAMİŞ 2: Bak aklıma ne geldi: Keşke, gelecekte bütün kız çocukları zarsız doğsa. Ya da seri üretim halinde hepsinin zarı elastik olsa!