Tatyana’nın keki

Tatyana. Balık etinin biraz üzerinde bir Rus güzeli. Forma girmek için Muzaffer Kuşhan’a geliyor, yapılması gereken her şeyi yapıyor, günde 14 kilometre yürüyor, yüzüyor, bisiklet çeviriyor, aerobik yapıyor hatta her gün Nermin Hanım’a masaj yaptırıyor.

Nermin Hanım’ın masajı öyle böyle değil, parmakları bedeninden bağımsız çalışıyor, bir makine gibi, ne yumuşak, ne sert, harikulade, ben mesela gidene kadar her gün ona abone olacağım.

Tatyana, Nermin Hanım’a masaj esnasında ağzından kaçırıveriyor:

"Burayı sevdim ama ben keksiz yaşayamam. Dayanamıyorum. İcabına bakacağım..."

Kek dediği kakaolu kek.

Takıntı varmış, her gün yemesi lazımmış, yoksa çıldırıyor, Kont Kuşhan’ın kliniğinde de tam 3 hafta keksiz yaşamış ama artık öyle bir hale gelmiş ki, ne zaman gözünü kapatsa kabarık, ıslak bir çikolatalı kek geçiyormuş gözünün önünden, kokusunu bile duyabiliyormuş

Gerçeği konuşmak gerekirse burada personel ispiyoncu.

Kont Kuşhan’ı uyardılar mı bitti, Kuşhan duruma, keke, odadaki yiyeceklere, her şeye el koyuyor.

Nermin Hanım, Tatyana’nın kek hayalini ciddiye almıyor, fantezi kategorisinde değerlendiriyor, hayata geçirmek için hain planlarının olduğu aklına bile gelmiyor.

Ama yanılıyor.

Tatyana orman yürüyüşünden sonra özellikle biraz arkada kalıp kampa en yakın bakkala giriyor. Kadriye Abla’nın dükkanı. Hayallerindekine benzemese de bir kek buluyor, "Ne kadar?" diyor, Kadriye Abla’dan cevap: "Satılık değil o!" Tatyana’nın boşluğuna geliyor, o keki bırakıyor, başka bir kek alıp soruyor, "Bu ne kadar peki?" "O da satılık değil!" "Nasıl yani burası bakkal değil mi? Ben de müşteriyim, paramla kek almak istiyorum!" "Kusura bakmayın Kuşan Bey’in kampındakilere mal satmıyoruz!" Tatyana sinirleniyor, "Siz manyak mısınız kardeşim. Kek istiyorum. Parasıyla değil mi? Sana ne benim zayıflamamdan..." Kadriye Abla vermiyor, bu da çıkıp gidiyor, biraz ilerideki bakkaldan alıyor ve itina ile şapkasının içine yerleştiriyor ve kampa geri geliyor. Heyecanla odasına çıkıyor, şapkasının altında kek sakladığını sadece iki arkadaşı biliyor.

Odasına çıkarken bir de diyet Cola söylüyor, oh keyif yapacak!

Perdeleri kapatıyor, çünkü Kont Kuşhan’dan huylanıyor, kamera filan koymuştur karşı pencereye, görür mörür Allah muhafaza...

Törensel gizlenme faaliyeti bittikten sonra Cola’sını açıyor, bardağa döküyor ve keki çıkarıyor, eline alıyor, dişlerinin keke değdiği anda...

Telefon çalıyor.

Sert ve ruhsuz bir ses konuşuyor:

"Siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz!"

"Aman Allah’ım" diye düşünüyor "Kuşhan! Demek haberi oldu! Ensesinde de mi gözleri var!" Alel acele telefonu kapatıyor, suçluluktan keki parçalara ayırıyor ve ortada herhangi bir delil bırakmamak için tuvalete atıyor.

Sifonu çekiyor.

O andan itibaren de "Ben nasıl gizlice kek aldım da odama çıkardım, yakıştı mı bana?" ezikliğiyle dolaşıyor ve anlıyor ki Kuşhan’ı kandırmaya çalışmak boşuna gayret.

Oysaaaaaaa...

Sonradan anlaşılıyor ki o telefonu eden Kuşhan filan değil, onun şapkasına kek sakladığını bilen iki muzip arkadaşından biri...

Ne yazık ki Tatyana hiçbir zaman gerçeği öğrenemiyor.

Bana muhbirler anlattı.

Tatyana’nın keki
KAÇAMAK İMKANSIZ


Neslihan Tokay (soldaki), İsviçre’de Luzern’de yaşıyor. 18 yaşında. İngiliz Kolej’ine gidiyor. "Kilo vermek için aklınıza ne geliyorsa denedim, bir tek burası işe yaradı" diyor. 5.5 haftada 13 kilo vermiş. Bir de Gonca Altuğ ile (sağdaki) çok yakın arkadaş olmuş. Gonca da 6.5 haftada 11 kilo 700 gram vermiş. Bu konuda çok hassas, "Her bir gram önemli, lütfen yanlış yazmayın" diyor. Gonca’nın ihtiyacı olan şey ise disiplinmiş. "Evde kaçamak yapıyordum, şimdi yiyeyim de yarın yemem diyordum. Burada mümkün değil!" diyor.

TOPLUCA ZAYIFLAMAK DAHA KOLAY/images/100/0x0/55ea0b70f018fbb8f866adc4

Nedim Altuntaş
. İthalat ihracat yapıyor. Almanya’dan gelmiş. Avrupa’daki zayıflama merkezlerini de dolaşmış. "Aradaki fark, onlar da psikolog var, burada yok, hem iyi hem kötü" diyor. 148 kilodan 125’e inmiş. 5 haftada 23 kilo. "İnsanın canı yalnızken rejim ya da spor yapmak istemiyor, topluca kilo vermek daha kolay ve zevkli" diyor.

Tatyana’nın keki
TAM 60 KİLO VERDİ


İşte geçen gün yazdığım Ufuk Ügümü. Nişantaşı Hünkar’ın sahibi Galip Ügümü’nün oğlu. Sizce de olağanüstü yakışıklı değil mi? Tam 60 kilo verdi. Müthiş bir irade. Kutluyorum.

ANNE- KIZ KAMPTA/images/100/0x0/55ea0b70f018fbb8f866adc8

Sevgi
44 yaşında, kızı Buse 14. Sevgi, günün ikinci kilo verme şampiyonu oldu, bir günde tam 1 kilo 400 gram verdi. Anne-kız obez değiller, fazla kilolu olduklarını bile söylemek zor, buraya sağlık için gelmişler ve şişman olmamak için. "Sıkıldık artık tatilde kilo almak değil, vermek istiyoruz" diyorlar. Bir de birlikte aynı şeyleri yapmaktan keyif alıyorlar, anne-kız daha da yakınlaşıyorlarmış.

Tatyana’nın keki
HEM AĞLIYOR HEM GÜLÜYOR


Leyla Egeli
. 15 yaşında. 113 kilo. Lise 1’e geçmiş. Aşağı yukarı bir aydır burada. 18 kilo vermiş. Daha da verecek. Çok neşeli. Ama ara sıra annesini özlediği için ağlıyor. "Annemler beni zayıflamadan eve kabul etmiyor" diyor.

Bir gün nasıl geçiyor

8: 00 Tartılıyorsun.

8: 30 Kahvaltı.

9: 15 Yürüyüş (Ormanda. 7 kilometre.)

11:15 Kont Kuşhan karneleri eline alıyor, tek tek hesap soruyor. Adı Bilimsel Toplantı. Sonra eskileri spora yolluyor, yenilere ilk 15 gün sağlıklı yaşam hakkında bilgi veriyor.

12:00 Aktivite. Gym’e iniyorsun, hoca eşliğinde bir saat daha spor.

13:30 Öyle yemeği.

Ö (Serbest zaman. Ne istersen yap. Kurallara uymak şartıyla tabi. Ama tabii mümkünse yüz. Çok yüz. Hareket et. Bir açık, bir kapalı havuz var. Masaj da yaptırabilirsin.)

16:00 Haydi acele et, meyve saati.

18:00 Yine yürüyüş. Yine orman. Yine 7 kilometre.

20:00 Akşam yemeği.

21:00 Diyet drink. Kont’un özel kokteyli.

24:00 Odalara gidiş. O saatten sonra ortada kimse kalmıyor. Kalan cezalandırılıyor.

Kamp efsanesi

Aslı dünden bu yana tam 1 kilo verdi.

Meraklı gözlerle "Ne yaptın?" diye sordular, "Yoksa yoksa çikolata mı?"

"Evet" dedi gizlice.

Burada çeşitli kamp efsaneleri var, sürekli Kont’un verdiği yiyeceklere sadık kalırsan, metabolizma alışıyormuş, arada onu şaşırtmak gerekiyormuş, Aslı gibi bazı tipler de şuna inanıyor, her zaman değil arada sırada küt diye bir çikolata çakarsan, metabolizma neye uğradığını şaşırıp sarsılıyormuş, güya daha hızlı çalışmaya başlıyormuş.

Bu da eksi bir kilo demekmiş!

Tabii ki itibar etmedim.

Çikolata filan yemedim.

Sadece 500 gram verebildim.
Yazarın Tüm Yazıları