Şöhret felakettir

Bugüne kadar niye onunla tanışmadım ki diye hayıflandığım biri. Beyhan Murphy, resmen bir azim örneği.

10 yıl boyunca Türkiye'de modern dans gibi, çoğunluğun ‘‘O da nedir?’’ diyebileceği bir kavramı oturtmaya çalışıyor. İnatla. Yılmadan, sıkılmadan, yıllarca yurtdışında yaşamış ve çalışmış olmasına rağmen, kaçmaya çalışmadan. Başardığı kesin. Modern Dans Topluluğu'nu 10 yaşına kadar getirdi. Yine de daha fazlasını yapmak istiyor. Özel sektörün modern dansa da ilgi duymasını ve sponsor olmasını istiyor. Bu kadından korkulur! Kafasına koyduğunu mutlaka yapıyor. Ve bu konudaki doğru adres de o. Onun aracılığıyla dans alanına yatırılacak her kuruş, Türkiye'ye sanat alanındaki gelişme olarak geri dönebilir.

Beyhan Murphy, Devlet Opera ve Bale'si koreografı, aynı zamanda Modern Dans Topluluğu'nun sanat yönetmeni. Bu yıl Genel Müdür Sanat Danışmanı oldu. Bale kökenli biri ilk defa bu pozisyona geldi...


80'li yıllarda Londra'da King and I'da (Kral ve Ben) Yul Bryner ve siz. Bu nasıl bir şeydir? Gurur mu veriyor, insanın kendisini ayrıcalıklı hissetmesine mi yol açıyor?

- Yooo. O camianın içinde olunca, kariyerinizde öyle bir nokta oluyor. Çok da önemli değil...

Alçakgönüllülükten de öleceğiz...

- Sadece şanslıydım ben. Ama kendimi de zorladım tabii. 70'lerde, 80'de herşey Londra merkezliydi, ben içindeydim. Belayı hep tercih ettim yani! Olay nerede, ben orada. Hani kaçmasın bir şey, hayat çok kısa. Alabileceğimiz herşeyi alalım. Ama işte yaş ilerleyince, bir şeyleri yakalamak için illa da bedensel olarak orada olmanız gerekmediğinin farkına varıyorsunuz. Merkez, dönüp dolaşıp insanın kendisi oluyor...

O yıllarda çok çok farklı yerlerde dans etmişsiniz, koreografi ve hocalık yapmışsınız. Ne oldu da 92'de geri döndünüz? İnsan tereddüt etmez mi?

- Tereddüt ettim tabii...

Neydi aklınızı çelen?

- Kocam ve çocuklar. Buradaki insan ilişkileri, genişletilmiş aile sistemleri ve arkadaş destek mekanizmaları hakikaten muhteşem. Türkiye'de çocuk yetiştirmek daha kolay. Bir de eşim 9-6 çalışmıyordu, tutturdu gidelim diye. Ben de 34 yaşındaydım, öğrendiklerimin bir şeylere hizmet etmesi gerektiğini düşündüm...

Hiç pişmanlık duymadınız mı?

- Yok, canım. Asla. Bir şeylere yeniden başlamak heyecan verici, hayatı sıfırlamak. Ben zora inanan bir insanım. Kurtuluşu da kıyaslamamakta buldum. Şikayet etmedim. Hala etmemeye çalışıyorum. Çünkü negatif enerji iki kere çarpıp daha da beter geri dönüyor insana!

Peki Türkiye'de modern dans konusunda hiç mi isyan etmediniz?

- Tek tük etmişimidir. Aksini söylemek gizli kibir olur! Önemli olan o isyanla sizin ne yaptığınız, o isyanı kendi içinizde nasıl hallettiğiniz. Sadece siz değilsiniz, herkes kıymetli hayatta. King and I'da dışarıdan bakıldığında muhteşem bir dekor vardır. Altın yaldızlı aslanlar, kapılar, varaklar, şunlar, bunlar. Ama o şaşaayı kaldırırsanız, görürsünüz ki herşey karton! Sanatsal kişiliklere de böyle yapay kıymetler oluşturmak kolay ve tehlikelidir. Kıymet varsa, bırakın insanlar takdir etsin.

Peki şu tuhaf değil mi? Asena'yı üç günde bir duyuyoruz, ne yapıyor, ne ediyor biliyoruz ama sizin hakkınızda pek bir fikrimiz yok. Bu kadar da geride durmak iyi mi?

- Valla, onu bilir, onu söylerim, şöhret felakettir. Sinsi bir tehlike barındırır ki içinde, aşırı bir ego oluşturabilir. Olmayan niteliklerin kendinizde olduğunu zannedebilirsiniz. Oysa hakiki bir sanatçı, her zaman diken üstünde oturmalıdır, bir sonra yapacağı şeyin bir öncekinden bir gram bile samimiyetsiz olmadığına inanmalıdır. Ama işte siz her zaman şöhret peşinde koşup, bir de toplumdan geri dönüş alıyorsanız vay halinize. ‘‘Ay ben ne kadar takdir ediliyorum, ben ne kadar iyiyim’’e inanabilirsiniz. Bu da mutlaka sanatınızı etkileyecektir. Çünkü başkaları için sanat yapmaya başlarsınız...


WE NEED MONEY... HARD CASH!

Özel sektörden destek istiyoruz. Devlet Opera ve Balesi bir Dans Festivali yapsın. Evet, fikir şahane. Ama para lazım. Bir banka olsun mesela geride. Sponsor olsun. Devlette para akışları haliyle zor oluyor. Bakkala gidip küt diye pil alamıyorsunuz, yazı yazmanız filan gerekiyor, böyle sıkışıklıklar var.


EŞİM PETER MURPHY YURTDIŞINDA ROCK-STAR ANKARA'DA AİLEDEN BİRİ


Siz aynı zamanda Peter Murhpy gibi efsane bir rock-star'ın eşisiniz. Onu burada yaşamaya nasıl ikna ettiniz? Ne alaka?

- O beni ikna etti aslında. ‘‘Sexs, drugs, rock & roll seven’’ bir rock star değildir o. Şairdir bir kere. Evde zaman geçirmeyi sever, çocuklarıyla çok ilgilidir. Türkiye onun için bir barınak. Burada biriktirip biriktirip yurtdışına turnelere, konserlere gidiyor. Yani orada rock star oluyor, Ankara'da aileden biri...

Ne kadar sıklıkta turneye gidiyor?

- Düzeni, albüm periyotları üzerine kurulu. Şimdi mesela Amerika'da, 30 konserlik bir turnede. Sonra bir sene tekrar off. Bir sonraki albüme kadar...

O buraya gelmek için nelerden feragat etti?

- Ona sorarsanız hiçbir şeyden. Gayet memnun halinden!

Ankara zor bir yer gibi gözüküyor, siz nasıl dayanıyorsunuz?

- Ankara'da yaşamıyorum ki! Gaziosmanpaşa- Opera binası arasında geçiyor hayatım. On senedir daha Kızılay'da dolaşmadım. İki çocuk da olunca paldır küldür geçiyor hayat. Peter, turneden dönüyor, çocukları ona bırakıp ben turneme gidiyorum. Çok hoş bir aile ve arkadaş çevremiz var.

Murphy'nin kanunları sizin evde de geçerli mi?

- Kızarmış ekmeğin üzerine reçeli sürdükten sonra, yere düşürürseniz reçelli tarafı mutlaka halıya gelir! Bu kesin. Murphy'nin kanunları bizim evde de geçerli yani...


TÜRKİYE DANS PLATFORMU ANKARA'DA 18-24 MAYIS'DA


Modern dans Türkiye'de müthiş bir ivme kazanıyor. İstanbul'da Yıldız Teknik Üniversitesi'nin Modern Dans Departmanı var. Başında Geyvan Macmillan. Modern dans eğitimi almak için yurtdışına ilk giden odur. Mimar Sinan Üniversite'sinde, Ankara Hacettepe Devlet Konservatuarı'nda ve Ankara Üniversitesi'nde de Modern Dans departmanları var. ODTÜ'de Çağdaş Dans Topluluğu var, Bilkent'te yeni başlıyor. İzmir'de, 9 Eylül'de, İzmit'te de ciddi şeyler oluyor. Yurt dışından gelen bağımsızlar da var. Sıkı bir dans camiası oluşmaya başladı yani. Bir de tabii İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin Devlet Opera ve Bale'leri var. Klasikler modern'leri, modernler de klasik'çileri tanısın istedik. Böyle bir buluşma, paylaşma yaşayalım dedik. Bu sene Ankara'da İkinci Dans Platformu'nu düzenliyoruz. Devlet Opera ve Balesi tarafından düzenlenen platforma yurt dışından pek çok dansçı geliyor, work-shop'lar, oturumlar, söyleşiler video gösterileri gerçekleştiriliyor. Dansla yaşayan herkese açık. Bekleriz...
Yazarın Tüm Yazıları