Kibarca, "Söyleyeceğim yeni bir şey yok, zaten her şey yazıldı çizildi" dedi.
Anlayacağınız röportaj vermek istemedi.
Oysa bu mesele, herkes gibi benim de ilgimi çekmişti.
Ama yani "Konuşmayacağım kardeşim!" diyen biri varsa karşınızda yapacak bir şey olmuyor, boynuna çökecek haliniz de yok, kös kös kapatıyorsunuz telefonu.
* * *
Konuyu ilk gündeme getiren rahmetli Duygu Asena’ydı.
Bundan 20 yıl önce.
O zamanlar 18-19 yaşındaydım ve acayip etkilenmiştim.
"Evet ya" demiştim, "Çok haklı, neden erkek çocuklarının sünnet törenleri davullu zurnalı kutlanıyor, gururla ’Oğlumuz erkek oldu!’ deniyor, hediyeler veriliyor... Da... Biz kızlar, regl olduğumuzda tık yok...
Olmadığı gibi bu konu, ulu orta konuşulmuyor ve adet görmek, gizlenmesi ve tahammül edilmesi gerekli bir şey olarak kabul ediliyor?"
* * *
Şimdi de durum farklı değil aslında...
Şule Akdağ’ın son derece iyi niyetle bu işe kalkıştığını anlıyorum.
Ama ben ondan biraz daha farklı düşünüyorum.
Bir oğlum olsaydı mesela, hastanede doğar doğmaz sünnet ettirirdim, bu meselenin abartılmasına asla izin vermezdim.
İlla çocuğa parti yapacaksak, başka vesilelerle yapalım.
Sünnet sonrası erkek- merkek de olunmuyor.
Oğlumun kafasına böyle sersemce şeyler sokulmasına müsaade etmezdim.
İlk sekste de olunmuyor.
Bu tür şeyler bana hüzünlü geliyor ve bence erkeklerin kendilerini, seksi ve pipilerini gereğinden fazla önemsemelerine sebep oluyor.
Her adamın, "erkek olma" öyküsü başka, kimi çocuğunu kucağına alınca oluyor, yani baba olunca, kimi kendi babasını kaybedince, kimi ayakları üzerinde durmaya başlayınca, kimi de bakmakla yükümlü olduğu insanlar olunca...
* * *
Yanlış anlaşılmasın...
Aynı şekilde adet görmenin de abartılacak bir yanı yok.
Rahatsızlık verici bir yanı da.
Evet, insan biraz daha hassas ve sinirli oluyor.
Ama -istisnai durumlar dışında- sinir krizi eşiğinde de olmuyor.
Olmak istiyorsanız olursunuz tabii o ayrı, onun için regl olmanıza gerek yok, her şey bahane edilebilir.
Ve bu bir hastalık değil.
Orta okul ve lise hayatım boyunca, regl olan kızlar "Hocam, bugün hastayım" dedi, beden derslerine girmedi, böyledir, girmezler, o gün eşofman bile giymezler, hayattan muaftırlar, tamam çok ağrın varsa girme de, ağrın olmayabilir onu anlatmaya çalışıyorum.
Benim olmadı mesela.
Ama tabii şu psikolojide olursam, "Aman Allah’ım o bir hafta geliyor, devrileceğim ben, yataktan çıkamayacağım, acılar içinde kıvranacağım!"
O zaman kıvranırım tabii.
Benimki bu tür şeyleri abartmayan bir anneydi.
E o zaman siz de, "E bunda ne var ki?" diye büyüyorsunuz.
Denize de giriyorsunuz, spor da yapıyorsunuz, regl olmak hayatınızı felç etmiyor.
Hatta hissetmiyorsunuz, fark etmiyorsunuz bile.
* * *
Nacizhane fikrim, bence regl partileri yerine, kızlarımıza bunun tamamen normal bir şey olduğunu öğretmek.
Saklamaya gerek yok ama kutlamaya da gerek yok.
Adet görmek, hayat akışını bozmaz.
Spor yapabilirsin.
Koşup, zıplayabilirsin.
Bikini giyebilirsin.
Hatta yüzebilirsin.
Üstelik tampon diye de bir gerçek var.
Küçük, müthiş bir icat.
Hiç anlamam koca koca kadınlar bile kullanmaktan imtina eder.
Eğer adam gibi kullanmayı bilirsen sakıncası yok ki.
Sık sık değiştireceksin ve içeride unutmayacaksın.
E artık o bilincin de olsun.
Ama bizde hálá "Yok kızlık zarıma zarar verir, yok bilmem ne!" denir.
Değil kardeşim.
Vermiyor.
Genç kızlar için üretilmiş ince tamponlar da var.
Bana inanmıyorsanız bir doktora sorun, danışın.
Ama genç kızlar, jinekoloğa da gitmiyor, götürülmüyor.
Önce galiba annelerin eğitilmesi gerekiyor.
Sizce de öyle değil mi?
HAMİŞ 1: Anneler! Kızlarınıza ve oğullarınıza hayata dair, ilişkilere dair, cinselliği dair öğretmeye çalıştıklarınızı bana yazsanıza. Ama lütfen destan gibi uzun yazmayın sadece birer paragraf. Canınız ne isterse. Bakarsınız birlikte yeni bir konu hazırlarız, interaktif takılırız...
HAMİŞ 2: Ben yine de işi sağlama aldım, bu yazıyı yazarken Ortadoğu ve Balkanlar’ın en yakışıklı jinekoloğu Moşe Benhabip’i aradım, tampon kızlık zarını yırtar mı yırtmaz mı meselesini açıklığa kavuşturdum. Kızlık zarı denilen şey, araba tekerleği gibiymiş, ortası delik, tamponu düzgün taktığınızda bir şey olmuyor, ola ki yanlış takıldı, yırtılma ihtimali olan yer -o da çok az bir ihtimal- yanakları. O yüzden de genç kızlar için üretilmiş tamponlar var, onların kesinlikle bir zararı yok. Ama zaten, kafayı bu kadar zara takanların tamponla işi olmayacaktır. Neyse, ben bu konuda gerekli açıklamayı yapayım da bütün bakirelerin hışmına uğramayayım...