Paylaş
Henüz 24 yaşında. Çok parlak, çok zeki ve çok iyi kalpli. ODTÜ’de Bilgisayar Mühendisliği okudu. 2014’te Girişimcilik Vakfı Fellow Programı’nı kazandı. Veee arkadaşı Sercan Değirmenci’yle Otsimo adlı bir girişim kurdu...
Zafer’in otizmli bir kardeşi var. Alper konuşamıyordu, kendi başına dışarı çıkıp yemek yiyemiyordu. 5 dakikadan fazla hiçbir şeye odaklanamıyordu. Her 68 kişiden 1’i otizmli. Bu, tüm kanser hastalarının yaklaşık 3 katından fazla. Neden kaynaklandığı bilinmiyor. Tek çözüm yöntemi, erken ve yoğun eğitim. Ancak ne yazık ki otizmli çocuklar, eğitime ulaşamıyorlar. Mesela, Türkiye’de sadece yüzde 5’i eğitim alabiliyor, yüzde 95’i kaderlerine terk ediliyor. Eğitim alan çocuklar ise, tıpkı Alper gibi 5 dakikadan fazla eğitime odaklanamıyordu. İşte Zafer, kardeşinden ilham alarak Otsimo’yu yarattı ve tüm dünyadan ödüller kazandı. Bu genç sosyal girişimcinin hikayesini aşağıda okuyacaksınız...
Seni ayakta alkışlıyorum. Otizmlilere önemli bir eğitim katkısında bulundun. ‘Otsimo’ adını verdiğiniz bir girişim kurdun. Nereden aklına düştü bu işe kalkışmak?
Kardeşim Alper otizmli. Şu an 14 yaşında, 15’ine girecek. Kardeşimin, akıllı cihazlara olan yoğun ilgisini fark ettim. Bana ilhamı veren kardeşim yani...
Ne zaman tanı aldı Alper?
2 yaşındayken. Konuşmuyordu, ona seslendiğimizde bize dönüp bakmıyordu, karşılıklı oyun oynamıyordu. Zorlu bir tanı süreci var otizmde. Her şeyi deniyorsunuz, her doktora gidiyorsunuz, “Acaba duymuyor mu?” diyorsunuz, onu deniyorsunuz, bunu deniyorsunuz. Hiçbir şey çıkmayınca, psikiyatriye yönlendiriyorlar. Bize de öyle oldu.
Sen o zaman kaç yaşındaydın?
10. Çoğu aile, ilk başta bu tanıyı kabul etmiyor. Sürekli birileri, eş-dost diyor ki, “Bir şeyi yoktur. Erkek çocuk geç konuşur. Bizimki de geç konuştu, geçecek, merak etmeyin!” Oysa böyle boş umutlarla, yanlış yönlendirmelerle vakit kaybetmemek gerekiyor. Otizmli bireyin eğitime ihtiyacı var. Ne kadar erken eğitime başlarsanız o kadar iyi. Benim ailem biraz daha bilinçli olduğu için, annem öğretmen, meseleyi çok hızlı kavradık. Otizmin tek çözümü erken ve yoğun eğitim almaları...
Ortak problemleri ne?
Genelde dikkat eksikliği, öğrenme bozukluğu, tekrarlanan davranışlar ve iletişim problemleri. Otizmli çocuklar, kendi çevresinde dönerler veya dizlerine vururlar. Bir şeye odaklanmada çok sıkıntı çekerler, bir şeyleri öğrenemezler ve yüzde 50’si de hayatlarının uzun bir döneminde konuşamaz. Yüzde 30’u ise hayatı boyunca konuşamaz.
Senin kardeşinle ilişkin nasıldı?
Hep çok iyi oldu. Okula onu ben bırakıp ben alıyordum. Devlet, bu çocukların haftada sadece 2 saatlik eğitimini karşılıyor. Normal bir çocuk, günlük 6 saatten 30 saat eğitim alırken otizmli bir çocuk sadece 2 saat alabiliyor haftada. Tabii bu çok büyük bir adaletsizlik! Zaten öğrenme bozuklukları var. Onların çok daha fazla eğitime ihtiyaçları var. Biz şanslı bir aileydik. Kardeşime çok fazla takviye dersler aldırarak, kendimiz de ilgilenerek, onu bir yere getirebildik. Ama ne yazık ki, çoğu ailenin buna imkanı yok. Çünkü otizm eğitimi çok pahalı.
Ve sen, kardeşinin akıllı cihazlara olan yoğun ilgisini fark ettin...
Evet. Bilgisayar oyununa odaklanıyordu ama tam kendisine uygun bir oyun da bulamıyordu. Ben de o sırada ODTÜ’de Bilgisayar Mühendisliği’nde okuyordum. Ve bir oyun firmasında staj yapıyordum. Ortağım Sercan Demirci’ye dedim ki, “Alper’in bilgisayar oyunlarına yoğun bir ilgisi var. Ama normal oyunlar ona zor geliyor. Eğitsel oyunlar da yok. Tabletlere ilgisi var ama otizmli çocuklar için bir uygulama yok...”
Sonra iki kafadar araştırmaya mı başladınız?
Evet. Önce renkleri öğretmek için kardeşime bir oyun yaptık. Renkleri öğrendiğini görünce, ‘Neden daha fazla yapmıyoruz? Her şeyi öğretebilir miyiz bu şekilde’ dedik ve bir platform yaratmaya karar verdik. Amacımız renklerden şekillere, yazmadan nesneleri öğrenmeye, iletişimden sesleri tanımaya kadar onlarca farklı oyun yapmak ve bunlara, otizmli çocukların, tek bir uygulama içinden erişebilmesini sağlamaktı... Başardık da... Şu anda Otsimo uygulamasında 50’den fazla farklı oyun var.
Müthiş, tebrik ediyorum...
Çok teşekkürler. Biz aileleriyle birlikte bu oyunları oynamalarını tavsiye ediyoruz çünkü aileleriyle oldukları zaman yüzde 60 daha fazla öğreniyorlar. Uygulama dünya üzerinde 32 ülkede kullanılıyor.15 binden fazla aile kayıtlı. Her gün yaklaşık 5 bin dakikadan fazla kullanılıyor. Çok basitten başlıyoruz ağır otizmli çocukları düşünerek, benim kardeşim de öyleydi, gittikçe zorlaşıyor.
Kardeşin Alper ne durumda şimdi?
Bu platforma başladığımızda çok az konuşuyordu. Şu an bizim programımız sayesinde hem okuma yazmayı öğrendi hem de tüm dünyayla iletişimini çok kuvvetlendirdi. Ama Otsimo dışında da birçok eğitim aldığı için iyi durumda. Masa tenisi müsabakalarında ödüller alıyor...
OTİZM EĞİTİMİNİ HERKESE ULAŞTIRMAK İÇİN YOLA ÇIKTIK
Peki bu platformu kurarken nerelerden destek aldınız?
Platformun içindeki eğitim materyallerini, otizm eğitiminde uzmanlaşmış kişilerle birlikte tasarladık. Şu anda da, hâlâ bize katkı veren 5 öğretmen ve 3 okul var. Oyunları beraber tasarlıyoruz ve herkesin kullanımına açmadan mutlaka birlikte test ediyoruz.
2 sene olmuş kuralı ama dünyanın her tarafından ödülleri toplamışsınız...
Evet. Avrupa’dan, Amerika’dan, Berkley Üniversitesi’nden... Avrupa’nın en iyi sosyal gelişimi seçildik. Ben Avrupa’da en iyi sosyal etki yaratan kişi seçildim. Otsimo’nun kendisi de bir sürü farklı ödül aldı. En iyi sosyal gelişim ödülü, yılın en yenilikçi gelişimi ödülü...
Ne hissediyor insan?
Çok güzel ama tabii büyük bir sorumluluk da hissediyorsunuz. Biz bu yola otizm eğitimini herkese ulaştırmak, aslında özel eğitimi demokratikleştirmek için çıktık. Şu an için daha 15 bin çocuğun hayatına dokunduk. Ama sadece Türkiye’de 352 bin otizmli çocuk var. Biz tüm Amerika ve Türkiye’de 5 milyon çocuğa dokunabiliriz. Bunun için uğraşıyoruz. Daha çok yolumuz var yani...
GİRİŞMİCİLER VAKFI FUL DESTEKTİ
Girişimciler Vakıf’ından senin süzdüğün, öğrendiğin şeyler neler?
-Ben vakfa girdiğimde, Otsimo benim için hayaldi. Beynimde bir tohumdu. Biz 2 kişiydik ve Otismo diye bir uygulama yoktu, sadece fikri vardı. Vakfa girdikten her konuda destek gördük. Sadece 6 haftada bir buluştuğumuz kişilerden öğrendiklerimiz bizim için çok önemli bir öğretiydi.
Genç girişimcilere neler tavsiye edersin?
-Bence önce kendi problemlerini düşünsünler. Kendi problemlerini çözebilecekleri bir ortam yaratabilirlerse, girişimcilik macerasına başlamak onlar için çok daha kolay olur. Hele başka insanların hayatlarına da dokunabiliyorlarsa ne ala… Bir de korkmamak, cesur olmak lazım. Daha çok genciz. Bir sürü şey deneyeceğiz, yanıldığımız zamanlar da olacak. Olsun, moral bozmak yok, pes etmek yok, hep yola devam…
Paylaş