Müdürümle aşk yaşıyoruz

Beş yıldır aşk yaşıyoruz.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55ea1832f018fbb8f86ae847

Aynı şirketteyiz, o yönetici, ben sorumlu.Ben bu şirkete başladığımda PC açmayı bilmezdim, her şeyi burada öğrendim.
Hayatımdaki iki önemli şey: Aşkım ve işim.
Gece gündüz demeden çalıştım.
Ne var ki, şimdi işten çıkarılıyorum.Emekli bir çalışan, belki de sevgilime kini yüzünden, gidip genel müdüre (zaten biliyordu ilişkimizi ama artık görmezden gel emiyor) şikâyet etmiş.
Sevgilimi İstanbul’a alıyorlar, beni de işten çıkarıyorlar. Artık birlikte çalışmamız doğru olmazmış. Sevgilim ne yaptı dersin, bu durumu kabul etti. Hatta, büyük şehre gidiyor diye sevindi, bir tür terfi saydı.
Peki benim suçum ne?
Ben ne yaptım? Orospuluk mu yaptım?
Hayır, sadece bir adama âşık oldum.
“Beni de götür İstanbul’a” diyorum, “Orada bir iş bulurum kendime, sensiz kalamam”, “Hayır, götüremem, senin sorumluluğunu alamam” diyor.
Bana, burada bir iş bulacakmış.
Niye her şeyin bedelini ben ödüyorum?
Tamam, dünyanın sonu değil ama sevdiğim adamın ilişkimizin arkasında durmadığını görmek bana çok koydu. Bir de işten çıkarılma sebebim koydu, eşek gibi çalışıyorum ben, herkes tembel olmadığımı biliyor, “Müdürüyle yattı” diye işten çıkarılıyor olmak da, sinirimi bozuyor.
“Niye hâlâ bu adamla birliktesin?” dersen Ayşe…
Kimsem yok.
Onun bana iş bulmasına muhtacım, bu da ağrıma gidiyor.
Bir de utanmadan hâlâ her gün beni sevdiğini söylüyor.
Sevmek bu mu Ayşe? (Aslı K.)

Haberin Devamı

NEDEN BEDELİNİ KADINLAR ÖDER

- Sevmek bu değil. Bu müdür bozuntusu da zaten seni sevmiyor. Ya da şöyle diyeyim, sana, senin ona hissettiğin kadar güçlü duygular beslemiyor. Seni, alenen satmış. Kendi poposu, iktidarı, pozisyonu uğruna. Kendi geleceği ve işi, senden daha önemli. Ama güzel vakit geçirmeye, yatıp kalkmaya, heyecan duymaya, senin ona hayranlık duymana, gizli bir ilişki yaşamanıza itirazı yok. Ne zaman ki, onun güvenlik alanını tehdit ediyorsun, senin yüzünden birtakım şeylerden feragat etmek zorunda kalıyor, işte o zaman tüyüyor.
Bu da, ‘aşk’ denen şeyin tanımına girmiyor.
Bencil kedinin teki o.
Bencil kediler eğlenceli ve seksidir.
Ya böyle devam et, ondan herhangi bir şey bekleme çünkü ne uzar ne kısalır.
Ya da sen de uza…
Bu adamdan ayrıl, unut onu, yeniden bir hayat kur kendine, sen çalışkansın, her yerde yeniden var olursun.
Bence ikinci şık ama tercih senin.
En fenası da şu: Ne halt ettiyseniz ikiniz ettiniz, niye ona ödül, sana ceza… Kadın olduğun için mi?

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55ea1832f018fbb8f86ae849

Fener formasına kıydın

Galatasaraylıyım ve bununla gurur duyuyorum. Şanlı bir tarihimiz var. Biz Galatasaray âşığıyız. Siz, tişörtünüzün sağını solunu makasla kesmiş olabilirsiniz. Takımınızın formasına kıymış olabilirsiniz. Fenerium’a gidip sarı lacivertli bir bant almak yerine, eşinizin formasını giymiş/kesmiş olabilirsiniz. Seksi görüneceğini aklınızdan bir kadın olarak muhakkak geçirmişsinizdir. Ama size ‘seksi Fenerli’ yazdılar diye bunu Galatasaray taraftarına yüklemeyemezsiniz.
Adınızı formanızla Google’a yazdığımda Galatasaray taraftarlarıyla ilgili bir haber göremedim, açıkcası gördüklerim takım tutmayan insanların yorumlarıydı. (Ayşegül S.)

Haberin Devamı

AMMA ALINGANSIN

- Ayşegül ya amma alıngansın! Tabii ki güzel ve seksi olmayı hayal ettim (her zaman ediyorum sadece maç yayını sırasında değil) zaten o yüzden formayı kestim, bütün tişörtlerimi kesiyorum ama formada istediğim performansı elde edemedim.
Bunu da itiraf ettim.
Bence, eşyaların kutsallaştırılması tabu haline getirilmesi yanlış ve tuhaf.
Ben Fenerbahçeliysem, istediğim gibi Fenerbahçeli olabilmeliyim, sen Galatasaraylıysan istediğin gibi olabilmelisin.
Biz yeneriz, siz yenersiniz, istediğinizi giyersiniz, istediğimi giyerim, birlikte güleriz, eğleniriz, neticede bu bir oyun.
İnsanlar keyif alsınlar diye icat edildi, mutlu olsunlar diye.
Birbirlerinden nefret etsinler diye değil.
Kurallar koydukça işin boku çıkıyor.
Herkes birbirini suçlamaya başlıyor.
Ben kadın için, atlet şeklinde Fener formaları, çuval gibi durmayan, içinde yüzmeyeceğimiz, olduğumuzdan bizi daha şişman yapmayan, bele oturan, tek omzu düşük formalar olsun ve onları giyelim istiyorum.
Siz giymeyin…
Ne isterseniz yapın, bize de karışmayın.
Siz çirkin olun, biz güzel olalım.
Tabii ki şaka.
Hava çok güzel, sen aldırma bunlara…

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55ea1832f018fbb8f86ae84b

Özürlü değil, engelli

Perşembe günkü yazınızda ‘özürlü’ kelimesini gördüm, devamını okuyamadım. Bilinçli bir şekilde kullanmadınız belki ama ne büyük ayıp! Doğrusu, ‘engelli’ olacak. Diğeri başka kaba anlamlara çıkıyor. Daha hassas olmanızı beklerdim. (Kerem U.)

DAHA DİKKATLİ OLURUM

- Kerem, kusura bakma. Artık ‘kör’ demiyorum, ‘görme özürlü’ diyorum. Ama demek ki doğrusu, ‘görme engelli’ olacak. Bundan böyle daha dikkat ederim. Ama biliyor musun, ‘kör’ denilmesine bile aldırmayan, bu meseleleri hiç takmayan, ‘görme engelli’ler de var; birkaçıyla röportaj yaptım. Sözcükler değil onlar için önemli olan, davranışlar. ‘Engelli’ sözcüğünü kullanan ama davranışlarında saygısızlığı ve sevgisizliği öne çıkaranlar ne olacak?

Haberin Devamı

Saç modelini değiştir artık

Bu mail’i yazmamın tek sebebi, saç modelin. Lütfen artık değiştir. Evet, bu model sana yakışıyor, senin tarzın haline geldi ama sıkılmadın mı kendini bunca yıldır aynı model saçla görmekten? Kesimini filan değiştirmesen bile bari farklı bir şekilde fön çektir de “Aaa bak, bu sefer saçını nasıl yaptırmış” diyelim fotoğrafını görünce. (G. Kara)

ÖRNEK GÖNDER YAPAYIM

- Hay hay başım üstüne. Siz ne istediniz de yapmadım. Yalnız şöyle bir problemim var, bana o yeni modeli göndermen lazım. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ki yapayım, o yüzden bildiğimi ve kolayıma geleni yapıyorum. Sen örnek gönder, uygulaması benden.

/images/100/0x0/55ea1832f018fbb8f86ae84d

Ben bir hemşireyim lütfen sesime kulak verin

Hemşirelik zor, çok zor bir meslek!
Hasta ve bakıma ihtiyacı olanlarla fiziksel ve psikolojik yük altında çalışırsınız. Bu herkesin başaramayacağı, ağır bir görevdir. Geceniz gündüzünüz karışır. Eğitimi, diğer birçok alana göre ağırdır. Üniversite ortamında diğer arkadaşlarınız, sosyal hayata daha fazla katılabilirken, siz daha fazla araştırmak, incelemek ve bizzat hastalarla ilgilenmek zorundasınızdır.
Karşılığı da sadece bir diplomadır, daha fazlası değil!  Ne var ki, toplum sizi yeteri kadar tanımaz. Yaptığınız işleri bilmez ya da yanlış bilir. Hemşirenin sadece iğne yapıp tansiyon ölçmediğini, ancak kendisi de hasta olup yatağa düştüğünde fark eder.
Toplumun hemşireliğe, köylüsünden kentlisine, okuma-yazma bilmeyeninden en yüksek eğitimlisine kadar herkesin hemşirelik mesleğini doğru tanımasını ve hak ettiği saygıyı göstermesini diliyorum.
Ben dört sene süren zorlu bir üniversite eğitiminden sonra nihayet İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi’nden mezun olacağım. Ve aktif hemşirelik mesleğine başlayacağım. Lütfen sesime kulak verin. Üstelik bu hafta Hemşirelik Haftası, sesimize ve dileklerimize daha duyarlı olmanızı ve yazılarınızda hiç olmazsa bu hafta topluma bizimle ilgili olumlu mesajlar vermenizi diliyorum.

HADİ HEMŞİRELER BİLGİSAYAR BAŞINA

Çok haklısınız. Ben de mail’inizi yayınlayarak, sizi katkıda bulunmak isterim. Daha fazlasını da yapmaya hazırım. Bana yazın. İyi bir hemşirenin ne kadar önemli olduğu bizzat yaşadıklarımdan biliyorum. Sizden ve yurt çapındaki bütün hemşirelerden ilginç mail’ler bekliyorum. Anekdotlarınızı bizimle paylaşın…

Yazarın Tüm Yazıları