DÜN Hürriyet Pazar’da yayınlanan "Anne kızın onur savaşı/ Burnumda sonda, kolumda serum Yoğum Bakım’da tacize uğradım" röportajıyla ilgili mail yağıyor.
İlginize teşekkürler. Beni yüreklendirdiniz. Bu konu devam edecek gibi görünüyor. Takipçisi olacağım. Bugün sizi, sizden gelen maillerle baş başa bırakıyorum...
YA GÜNAHSIZSA?
"Yoğun bakımda taciz" röportajınızı okudum. Bir doktor olarak küçük bir ayrıntıyı belirtmek istiyorum. Bir insanın şuurunun açık olması, halusinasyon görmeyeceği anlamına gelmez. Halusinasyon, şizofreni gibi bazı psikiatrik hastalıklarda hastanın şuuru açıkken de rastlanılabilen bir durumdur. Siz bu yazıda hastane ve personeli bu kadar net bir şekilde suçlamadan önce, bu yönde herhangi bir araştırma yaptınız mı? Zaman zaman gerçek olmayan suçlamalarla karşılaşılabiliyor. Tabii genç kız da doğruyu söylüyor olabilir ama şu anda görünen o ki, onun sözüne karşı erkek hemşirenin sözü. Kimin doğru söylediğini de bilmiyoruz. Peki ya erkek hemşire günahsızsa, tacizde bulunmamışsa?
(Dr. Şenay D.)
Peki ya değilse? Bakın, ben bütün tarafların görüşlerine yer verdim. Sorulması gereken bütün soruları da sorduğumu düşünüyorum. Elif K.’yı taciz ettiği iddia edilen H.D’ye ulaşabilseydim eğer, seve seve onunla da konuşurdum. Yine de ben, Filiz ve Elif’i destekliyorum çünkü onlara inanıyorum. Onları kendilerinde mücadele etme gücü buldukları için de kutluyorum. Neticede boynumuza kadar "taciz"in içine gömüldüğümüz bir ülkede yaşıyoruz. Ve hepimiz susuyoruz. İşte susmayan bir anne-kız var karşımızda. Böyle bir durumda en azından kadınların, kadınlara destek olması gerekir diye düşünüyorum. Yanılıyor muyum?
TEŞEKKÜRLER
Hastane yönetimi ve bu tür konularda etkili olması gereken kurumların etkisiz olması, yaşanan iğrençliği, daha da iğrenç ve vahim hale getiriyor. Sizin bu konudaki hassasiyetiniz, bu ülkeden yaşayan bütün kadınların ve insanların hassasiyeti olmalı. Onları yalnız bir başlarına bırakmadığınız için teşekkürler.
(Tülay B.)
Görüşlerini almak için aradığım başhekim Profesör Yaşar Tülbek, gayet kibar biriydi ama bu meselenin çok da üzerinde durmak istemediği belliydi. Beni şaşırtan, "Namusları üzerine yemin ettiler, ben kendi personelime inanıyorum, taciz maciz olmamıştır" demesi ve eklemesi: "Zaten taciz kanıtlanabilen bir şey de değil." E ne yapacağız yani, gören biri olmadığı için Elif’in tacize uğramadığını mı öngöreceğiz?
ACİL HEMŞİRESİYİM
20 yıllık acil hemşiresiyim. Yaşadığımız coğrafyada, maalesef hiç bir şeyin ortası yok. Ya görmezden geliyoruz ya da "Vurun abalıya!" diyoruz. Ne yazık ki insanların, sağlık personeline karşı ciddi bir önyargıları var, en küçük bir olayda biz "Vicdansız hekimler! Vicdansız hemşireler!" oluyoruz. Beni yanlış anlamayın, "Yapmamıştır!" diyemiyorum, böyle bir taciz olayı gerçekten de yaşanmış olabilir, çünkü kötü insanlar her yerde var, bizim mesleğimizde de var. Ama o kişi, masum da olabilir.
(Hatice H.)
Bayıldım mailinize. İlk defa bir sağlıkçının ağzından "Bizim mesleğimizde kötü insanlar var, bu söylediğiniz şeyler gerçekten de yaşanmış olabilir" lafını duyuyorum. Çünkü sizin sektörde herkes birbirini koruyor. Ben hastanenin başhekiminden de bunu duymak isterdim, "Ben orada değildim, yaşanmış olabilir" demesi farklı, "Ben kendi personelime inanırım, yemin etti, olmamış böyle bir şey!" demesi farklı.
ANNE MANÜPLE ETMİŞ
Bir an, kızın yalan söylediğini düşün, erkek olsanız ne hissederdiniz? Zaten annenin, kızının intihar teşebbüsünü anlatırkenki yaklaşımı şaşırttı beni, "O da işte, içmiş ilaçların bir kısmını..." diyor. Orada muhtemelen çok daha derin tartışmalar, kavgalar var ama anlatmıyor. Demek istediğim şu: İntiharı kendi istediği gibi anlatan kişi, tacizi de manüple etmiş olabilir. (Orhan.)
Hayır efendim, anne daha uzun detaylı anlatıyor ama benim yerim yok. Siz bir röportaj okuyorsunuz beyefendi, bir roman değil! İster istemez kırpıyorum. Tacizi manüple etmiş olabilir suçlamanıza da "Oha!" diyorum, başka bir şey diyemiyorum.
DESTEKLİYORUM
Hiç kimse, kolay kolay "Tacize uğradım" demez. İnsanlık onurunu ayaklar altına alan iğrenç bir şey taciz. O yüzden ben, 17 yaşındaki bu genç kızdan şüphelenmek yerine, ona inanmayı tercih ediyorum. Üstelik bu ülkenin hali belli değil mi? Kadın olarak "Hiç tacize uğramadım" diyen bir tek kul var mıdır Allahaşkına? Hepimiz nasıl bir yerde yaşadığımızı biliyoruz. Halüsinasyon olsa, "Şu şu yaptı" demez. Ya insan belirtemez veya birkaç kişiyi birden suçlar. Israrla aynı kişiyi suçluyorsa, vardır bir sebebi. Anne-kızı destekliyorum. (Sevgi R.N.)
Mailiniz için teşekkürler. Bu hafta ilk işim, bu konularda uzman biriyle konuşmak olacak. Mutlaka tacize uğradığını iddia eden kişinin, doğru söyleyip söylemediğini anlamak için yapılan testler vardır. Bütün okurlara sesleniyorum: Bu konuda bildiğiniz şeyler varsa, lütfen bizimle paylaşın...
KAMERA OLSAYDI
Eğer o bölümde bir kamera olsaydı ne o erkek hemşire böyle bir şeye yeltenirdi, ne de "Oldu mu, olmadı mı?" sorusu cevapsız kalırdı.
(Nur E.)
Evet haklısınız. Hastanelerdeki bu kamera meselesini hemen araştıracağım. Bakalım olan hastaneler var mı?
YA ZIR DELİ OLSAYDI
Gerçekten dehşet verici. Tam bir korku filmi. Zor durumda olduğunuz bir anda sizden faydalanmak isteyen birilerinin olması felaket. Başhekimin tutumu da korkunç geldi bana. Kızın psikolojisinin bozuk olmasını bahane etmiş. Yani bu kızın akli dengesi de bozuk olabilirdi, ya da dilsiz olabilirdi. Derdini anlatamayacak olan insanların taciz edilmesi iyi bir şey mi yani? Ya da gerçekten zır deli olsaydı ve taciz edilseydi, söylediği her şey yalan mı sayılacaktı? Bu insanlara yapılan her şey, yapanın yanına mı kalacak? AB ülkesi olsaydık, eminim suçlular cezalandırılırdı. Ama Türkiye’de böyle olmayacak. Rezalet.
(Ayşen S.)
Ben de aynen sizin gibi düşünüyorum. Ama umutsuz değilim. Durun bakalım, daha mücadele daha yeni başlıyor, Filiz ile Elif gayet güçlü kadınlar, vazgeçeceğe benzemiyorlar.