Okurum Esma A.’ya öncelikle bana böyle bir mektup yazdığı için teşekkürü borç bilirim. Kocasının içinde bulunduğu ruh halini anlamaya çalışması beni çok etkiledi. Kadınlar işte böyle, empati yapıyor, anlamaya çalışıyorlar. Açıkçası ben de iktidarsızlıkla ilgili fazla bir şey bilmiyordum, iç hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’na ve psikiyatri uzmanı Dr. Adnan Çoban’a sorunca öğrendim. Önümüzdeki günlerde de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Üroloji Profesörü Dr. Emre Akkuş ile bu konuyu enine boyuna konuşacağım. Kendisinden söz aldım. O, "iktidarsızlık" lafının kullanılmasına bile karşı. Ben bu haberden bir tek sonuç çıkardım: Erkek olmak zor. Allah bütün erkeklere yardımcı olsun!
47 yaşındayım. 60 yaşında aşkla bağlı olduğum bir eşim var. Bir yıl öncesine kadar müthiş bir cinsel hayatımız vardı. Eşim cinselliğe çok düşkün biriydi. Oldukça sık sevişirdik. Son bir yılda her şey değişti. Sertleşme sorunu yaşıyor. Bana karşı son derece ilgisiz oldu, benim ona ilgi göstermemden de memnun olmuyor. Ben henüz menopoza girmedim. Yaşından genç duran, bakımlı, sportmen, cıvıl cıvıl bir kadınım. Sevilmek, öpülmek, okşanmak istiyorum.
Bu konuyu onunla konuşamıyoruz. Bir sürü soru var kafamda. Ben iktidarsız bir erkeğin duygularını öğrenmek istiyorum. Siz, benim sorularımı uzmanlara sorabilir misiniz? Öncelikle eşimin yaşadığı nedir? İktidarsızlık mı? İktidarsız bir erkeğin ruh hali nasıldır? İktidarsız bir erkek ne hisseder, ne düşünür? Eşiyle yatamayan bir erkek, mastürbasyon yapabilir mi? Boşalabilir mi? İktidarsızlık, eşittir isteksizlik midir? Yoksa, ikisi birbirinden ayrı sorunlar mı? İsteği vardır da, ’başarısız’ olmaktan korktuğu için mi eşine yaklaşmaz? Çünkü ben arkadaşlarımdan duyuyorum, 70 yaşındaki erkekler bile, fiilen cinsel ilişki kurmasalar bile, eşleriyle bir şekilde meşgul oluyorlar. Ben bu kadar ilgisizliğe dayanamayacağım. Sürekli, ’Bizden geçti, biz artık yaşlandık!’ diyor. Bana bunu empoze etmeye çalışıyor. Ama ben öyle hissetmiyorum. Eminim, bu sadece benim değil, birçok kadının sorunudur. Yardımlarınızı bekliyorum.
(Esma A.)İç Hastalıkları UzmanıPROFESÖR OSMAN MÜFTÜOĞLUErkekler testosteronlarını da spermlerini de kaybediyorlar Sertleşme sorunu yaşayan erkek, iktidarsız mıdır?
-Hayır değildir.
Her erkek, hayatının bir döneminde sertleşme sorunu yaşar mı?-Yapılan son araştırmalar gösteriyor ki, evet, her üç erkekten biri, 40 yaşından sonra böyle sorunlar yaşıyor. O yüzden cinsel gücü artırıcı ilaçlar bu durumda can simidi ya. İktidarsızlık, eşittir sertleşme sorunu değildir. İktidarsızlık, eşittir yaşlanma sorunu da değildir.
Ama biz halk arasında "iktidarsız" derken, cinsel organ sertleşmeyen adamdan söz ediyoruz değil mi?-Evet.
O zaman penis beyzbol sopası gibi olma hali de, "iktidar" anlamına geliyor!-Ne yazık ki öyle. Oysa cinsellik, sadece sertleşmiş bir organ değildir. "Seks, sertleşmiş penis" olarak algılandığı takdirde, partnerinin ruhsal, tensel taleplerinin hiçbirine karşılık vermeyen bir erkek türü çıkıyor ortaya. Erkekler de bunu matah bir şey zannediyor.
Okurumun eşi iktidarsız mı?-Bir sürü şey olabilir, depresyon olabilir, "Yaş 60, iş bitmiş" hissine, psikolojik nedenlerle girmiş olabilir. Ya da üç ay önce doktoru onda tansiyon bulmuştur bir ilaç vermiştir, bu sorun o ilaçla birlikte başlamıştır, oysa o her şeyi yaşlanmaya bağlıyordur. Erkeklerin yaşadığı en büyük sorunlardan biri, bu konuda kapalılar. Mutlaka üroloğa gidip bu tür sorunlarını paylaşmalılar. Okurunuz da bunu yapmalı. "Araştırdım, erkeklerde cinsel yaşamın tamamıyla sonlanması diye bir şey yok. Bunun arkasında bir hastalık, bir sağlık sorunu olabilir, gel bu konunun uzmanı bir üroloğa gidelim" demeli.
Erkekler, erkek ürolog mu tercih ediyorlar? -Kadın ürolog yok ki! Bildiğim kadarıyla Türkiye’de ilk kadın ürolog, yakın zamanda diplomasını aldı, hatta gazetelere haber oldu.
Farklı bir partnerle sevişmesinin bir faydası olur mu?-Bildiğim kadarıyla, cinsel isteksizlik söz konusuyla, bunun etkili olabileceği yönünde bir anlayış var.
Bütün erkekler, bir gün "iktidarsız" mı olacak!-Aslında erkek iktidarının kaybına dair, çok ciddi tartışmalar var. Erkek neslinin sıkıntıya girdiğini söyleyen araştırmalar var. Erkekler testosteronlarını da spermlerini de kaybediyorlar. Kısırlık sorunu yaygınlaşıyor. Hatta, "y" kromozonun hatalı kromozon olduğunu ileri sürenler var. Yarın çıkacak yazı dizisinde bunları Mehmet Y. Yılmaz’a uzun uzun anlattım.
Merakla bekliyoruz. Peki sertleşme sorununu, gülerek karşılayan, komplekse kapılmayan adamlar yok mudur?-Varsa bile ben tanımıyorum!
Psikiyatri Uzmanı
ADNAN ÇOBANÇok başarılı olmanız ya da çok paranızın olması yetmiyor, penisin
sertleşmiyorsa bittiniz!Okurumun eşinin yaşadığı nedir? İktidarsızlık mı?
-Şeker hastalığı var mı?
Bilmiyorum, yazmamış...-Varsa, iktidarsız olma ihtimali var.
İktidarsızlık tam olarak nedir?-Kişinin cinsel ilişkiye elverişli hale gelememesi. Sertleşmenin olmaması. Her erkeğin bir iki defa başına gelmiştir. Ama süreklilik arz ediyorsa, ya biyolojik sorunu vardır ya da psikolojik. Depresyona girmiş olabilir, "Yapabilecek miyim, yapamayacak mıyım?" gibi performans kaygıları yaşayabilir. Bunlar tedavi edilebiliyor. Ama biyolojik bir sebep varsa, tamamen eskisi gibi olamıyorlar maalesef.
İktidarsız bir erkeğin ruh hali nasıldır?-Dikkat ederseniz, "iktidar" kelimesi var. Oysa iktidar, sosyolojik bir kavram. Bizim gibi toplumlarda, erkekler duygusal ihtiyaçlarını iktidar ve güçle karşılıyor. Cinsel olarak güçlü olduğunda kendini iyi hissediyor. Dolayısıyla, cinsel olarak iktidarsızlık, onun bütün hayatını kapsayan bir şey oluyor. Erektil disfonskiyon söz konusu olunca, dünya, erkeğin başına yıkılıyor. Hayatı bitiyor. Mutsuzluğunun tarifi yok. Ve farklı şekillerde tezahür ediyor. Bazıları agresif hale geliyor. Bazıları suskun puskun oluyor, hayattan elini eteğini çekiyor. Bazıları da sizin okurunuzun örneğinde olduğu gibi, başarılı olamama korkusu çekiyor, cinsellikten tamamen uzaklaşıyor.
Mastürbasyon yapabilirler mi?-Klasik anlamda değil.
Boşalabilirler mi?-Evet. Çünkü penisin sertleşmesiyle, boşalma ayrı mekanizmalar.
Cinsel istek peki?-Cinsel isteği olabilir.
Bu en kötüymüş, hem isteyip hem de yapamamak...-Haklısınız. Bu tür şeyler, olayı daha da dramatik hale getiriyor. Ama çoğu zaman isteksizlik ve fizyolojik durum bir arada görülüyor. Cinsel isteksizlik de, geçici erektif disfonksiyonlara sebep olabiliyor. Ama hormonlara bir şey takviye ettiğiniz zaman geçiyor, ya da depresyonu da tedavi edince...
Okurumun kocası, diyelim ki, şeker hastası ya da başka bir kronik bozukluğu var. Ne diyorsunuz? "Evet sizin kocanız şeker hastası, üzgünüz" mü?-Böyle bir şey var, araştırıldı ve çıktı diyelim... Erkek için de, kadın için de çok zor tabii. Felaket olarak algılıyorlar ve haklı olarak kabul etmek istemiyorlar. Biz önce bunun kabul edilmesi için uğraşıyoruz. Birtakım kendini bilmez hekimler, direkt, "Senin işin bitti" diyor ya da "Çaresi yok, git çubuk taktır."
Siz alıştıra alıştıra mı söylüyorsunuz?-Biz, bunu giderebilecek destek yöntemleri olduğunu söylüyoruz. Bir sonraki adıma geçebilmemiz ve bunları araştırabilmemiz için, mevcut durumu kabullenmesi gerekiyor. Sonra bu travmanın etkilerinden onu kurtarabilmek için bazı tekniklerle "duyarsızlaştırma terapisi" yapıyoruz. Ve sonrasında ürolojik olarak ne tür çözümler, planlar var onlardan söz ediyoruz.
Eşler?-Bazısı kabul eder, bazısı gider. Giden vakalara da rastladım. Bazıları da, kocasının bunun kabullenmesine yardımcı oluyor, üçümüz birlikte beraberce çözüyoruz. Okurunuz eşini bir an evvel üroloğa götürmeli.
Son olarak hangi hastalıklar tetikler?-Şeker, tirod, hormonal bozukluklar, kronik bir takım kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, böbrek üstü hastalıkları, karaciğer rahatsızlıkları, vitamin eksiklikleri, kalp damar rahatsızlıkları...
Erkekler rahat rahat konuşabiliyorlar mı? Yoksa gözünüzün içine bakmadan, uzaklara bakarak mı konuşuyorlar?-Bunları paylaşmak kolay değil. Bütün dünyada zor. Ama bizim kültürümüzde özellikle zor. Bu iktidar meselesi, bizde erkeklerin omzuna çok binmiştir. Bir Avrupalı’nın ya da Amerikalı’nın tepkisi böyle değil, çünkü orada iktidarı süsleyen, gücü sembolize eden başka faktörler de var. Ama Türkiye’de varsa yoksa, biyolojik erkek. Çok zeki olmanız, çok başarılı olmanız ya da çok paranızın olması yetmiyor, penisin sertleşmiyorsa bittiniz!
Aman Allah’ım ne kadar zormuş erkek olmak!-Sormayın!
MARMARA BÖLGESİ’NDEKİ ERKEKLER SERTLEŞME SORUNUNU EN AZ YAŞAYAN ERKEKLERSertleşme sorununa ülkemizde artık oldukça çok rastlanıyor. Çünkü nüfus yaşlanıyor.
Ülkemizde 40-70 yaş arası erkeklerde sertleşme sorunu oranı yüzde 69.2. Bu erkeklerin yüzde 33.2’si hafif, yüzde 27.5’i orta, yüzde 8.5’i ise ağır derecede sertleşme problemi yaşıyor.
Sayı olarak söylersek, 6.5 milyona yakın sertleşme sorunu olan erkek var Türkiye’de.
Bu soruna en az Marmara Bölgesi’nde rastlanıyor, en çok da Doğu Anadolu’da.
Amerika’da yapılan ve dünya çapında kabul görmüş olan bir araştırmaya (MMAS-Massachusetts Male Aging Study) göre de, 40-70 yaş arası erkeklerde sertleşme sorunu yüzde 52 oranında görülmektedir. Belçika’da bu oran yüzde 61,4, Finlandiya’da ise (50-70 yaşlarda) yüzde 76,5’tir.
(Türk Androloji Derneği, halkın bilinçlendirilmesi amacıyla bir kampanya başlattı. Yukarıdaki bilgileri oradan aldım...)
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİNErkek cinselliği hakkında merak ettiğiniz bu ve bunun gibi soruların cevaplarını yarın Hürriyet Pazar’da, Mehmet Y. Yılmaz’ın hazırladığı 50 yaş dizisinde bulabilirsiniz... Başlıyor... Başlıyor....