Paylaş
Canan Karatay bir lahmacunu löpürtediyordu!
Afiyetle bir lahmacunu midesinde imha ediyordu. Yani etmeye hazırlanıyordu. Biz o fotoğrafta sadece onun gözündeki şeytani parıltıyı gördük.
Güldüğüm buydu işte.
Sağlıklı bir insanın yemeğe iştahlı bakışı...
Amaaaa defalarca onunla röportaj yapmış ve kitaplarını hatmetmiş biri olarak, lahmacunun onun sağlıklı besinler listesinde olduğunu biliyordum.
O yüzden, “Aaaaa ekmek yiyor!” diye şaşırmadım.
Ama Karatay diyetiyle lahmacunu bağdaştıramayacak insanlar olduğunu tahmin ettim. Onlardan biri de Ahmet Hakan’dı, evvelsi gün bu konuda eğlenceli bir yazı yazdı. Ben de Canan Hoca’yı arayıp, makineli tüfek gibi sormaya başladım...
Canan Hoca... Oldu mu şimdi? İnsanlar “Ekmek yemesin, modern buğday baş düşmandır!” diyorsunuz... Ama siz unlu mamulleri maşallah götürüyorsunuz...
-Aşk olsun, ben unlu mamul değil, lahmacun yedim! En sağlıklı yiyecektir. Bunu da yıllardır söylemekten dilimde tüy bitti. Hem sağlıklı yağı hem sağlıklı karbonhidratı hem de sağlıklı proteini bir arada bulunduran sağlıklı bir yiyecektir. Ama Ahmet Hakan’a ve bunu anlamak istemeyenlere anlatamamışım. Valla üzülüyorum... Ama boş verin, kimin ne dediği önemli değil, siz yine de lahmacun yemeğe devem edin! Yeter ki sağlıklı üretilsin...
HATIRA FOTOSU O!
Bu, eski bir fotoğraf mı?
-Yeni yeni. Daha geçen hafta Mersin’de çekildi. Uzun uzun da nasıl sağlıklı et kullandıklarını, nasıl undan ürettiklerini, nasıl ince bir hamur elde ettiklerini, maya kullanmadıklarını konuştuk. Baklava yufkası gibi incecik bir hamurla lahmacun yapıyorlar. Sonra bize de ikram ettiler, biz de yedik...
Düşmanlarınızın komplosu mu?
-Yok canım! Ne komplosu! Hatıra fotoğrafı. Ama bazıları, anlatmak istediklerimi anlamamakta direnip farklı taraf çekiyorlar. Kitaplarım ortada, defalarca ekrana çıkıp söylemişim... Tekrar ediyorum, lahmacun bizim yerel yemeklerimizden biridir ve çok sağlıklıdır! İçine et ve sebze girdiği zaman, altındaki hamurun var olan glisemik indeksi düşüyor. Ve tam sağlıklı bir yiyeceğe dönüşüyor. Sağlıklı protein, sağlıklı yağ ve sağlıklı karbonhidrat. Üçü birarada...
Siyaseten bölünmüş Türkiye’yi, siz de besin açısından mı bölüyorsunuz? Karataycılar ve olmayanlar...
-Aşk olsun! Benim amacım insanların sağlıklı yaşaması. Karatay bir halk hareketi, halkın sağlığının korunması için çalışıyorum...
Bu haberle karizmayı çizdirmiş oldunuz mu?
-Valla, karizmayı çizdiren ben değilim, çizdirenler yıllardır söylediklerimi okumayıp ahkâm kesenler... Lahmacunu yiyebilirsiniz. Kebaba gelince de, altındaki pide, yanındaki pilav olmadan; sadece salatayla onu da afiyetle yiyebilirsiniz. Ama bak, kebabın yanındaki pidenin hamuru kalın, o yenmemeli...
Change.org’da Hülya için kampanya başlatıldı
N’olur siz de imza atın çığ gibi büyüsün çığlığımız!
HÜLYA yok artık. Öldü. Karnındaki 7 aylık bebeğiyle. Kocası geride kaldı. Sevdiği kadın yok, doğmasını heyecanla bekledikleri Mercan bebek da yok. Bir anda oldu. O hayat dolu kadın silindi hayattan.
Hayat onsuz devam ediyor şimdi. Artık Hülya, dalamayacak, dağlara tırmanamayacak, paraşütle atlayamayacak, hafta sonları kamp yapamayacak, nefes alamayacak, kocasıyla nefesleri karışamayacak, gülemeyecek, çocuğuna sarılamayacak, onu koynuna alamayacak, uyutamayacak...
Kimse Hülya’yı göremeyecek. Cennetin bir köşesinde artık Hülya, bebeğiyle.
İyi de neden?
Bir trafik canavarı yüzünden! E bu haksızlık değil mi? Bir tür cinayet değil mi? Ölüme sebebiyet vermek değil mi?
Kocası Mehmet Ümit Gençer, change.org’da bir kampanya başlattı. 5902 kişi destek oldu, imza attı.
Siz de atın. Çünkü Hülya’nın başına gelen şey, Allah korusun, hepimizin başına gelebilir. Öküzün teki, öyle manyak araba kullanabilir ki, biz ya da sevdiğimiz bir varlık, Hülya gibi bu hayattan silinip gidebilir. Buna da kaza ya da kader demek mümkün değil.
Trafik kurallarını hiçe sayan sürücü, emniyet şeridi ihlalini takiben, en sağdan en sol şeride, hız limitini aşarak geçmiş ve beton refüje çarpmış. O beton parçalarından biri de karşı şeritteki Hülya’nın da yanında oturduğu Ümit’in kullandığı arabanın camına isabet etti.
Ve Hülya bu yüzden aramızdan ayrılmak zorunda kaldı. Evet, bu ülkede suçlular gereken cezayı almıyor.
Olsun, biz pes etmeyelim. İmzamızı atalım, tavrınızı gösterelim. Bir de ne kadar çok olduğumuzu...
Hadi imza atın...
Change.org/HulyaErsanGencer
Paylaş