Paylaş
Hatta hayranlık duyuyorum.
Haline, tavrına, çalışkanlığına…
Duruşuna.
Ve aşk hayatına!
Geçenlerde onları Tolga Savacı’yla birlikte gördüm. Tolga, belinden sevgilisine sarılmıştı, birbirlerine gülümsüyorlardı.
Dünya umurlarında değildi.
Yanlarına gittim, “Merhaba” dedim. Nermin Bezmen, “Artık dört sene oldu. Kimse dedikodumuzu bile yapmıyor!” dedi, gözlerinin içi parlıyordu. Bayıldım hallerine.
Bu röportajı yapmak o zaman aklıma geldi…
60’a yaklaştın. Ama sen hep ‘yaşsız bir kadın’sın!
- Doğru, yaşsızım. ‘Yaş’ ve ‘zaman’ benim için yaşanan ve anında hatıra olan olgular. Ben ‘an’a ve ‘anı’lara inanıyorum. Bütün zamanları, ruhumda barındırdığım duygusuyla sarılıyorum hayata…
Çok iyi görünüyorsun. Sen kendini nasıl hissediyorsun? Hayatının hangi dönemindesin?
- Harika bir olgunluk döneminde! Yeni güzellikler eklendi, ekleniyor. Sürekli yenileniyorum. Kendimi gerçekten iyi hissediyorum.
Artık hayatı, kendin için mi yaşıyorsun?
- ‘Artık’ diye bir şey yok! Ben hayatı hep seçtiğim gibi yaşadım. Hayatımda hep sevdiğim şeylere ve sevdiklerime yer vardı. Hâlâ öyle. Değişen hiçbir şey olmadı yani.
Yaş ilerleyince, bir kadın daha ‘bencil’ mi oluyor?
- Bencilliği sadece kendini düşünmek anlamında söylüyorsan, bencil değilim. Hiç. Aksine vericiyim. Sevdiklerime verirken de çetele tutmam. Ama hayattan, öncelikli olarak kendimin ne beklediğini, nasıl mutlu ve verimli olacağımı dikkate almak anlamında soruyorsan, evet, bencilim, ‘ben’ önemliyim!
Peki yaş ilerleyince, bir kadın daha mı çok güçleniyor?
- Ben hep ayaklarım üzerinde durdum, hep kendi seçimlerimle yaşadım. Bu da evet, seni güçlendiriyor, giderek daha da özgüvenli ve müdanâsız oluyorsun. Bir de ben, sırf yaşamış olmak için hiçbir şey yaşamadım. Ama yüreğimin, “Yaşa!” dediği duyguyu da es geçmedim.
Sende gecenin bir vakti Boğaz’da, sevgilinle, el ele ve yalınayak yürüyecek müthiş bir yaşam sevinci ve enerji var! Bunun kaynağı ne?
- Yaşamın kendisi! Yaşam bir mucize, içindeki varlığımız da. İstiyorum ki; yaşam beni içine aldığına pişman olmasın ve kendisini bana sunduğu kadar onun tadını çıkarayım. İçinde olduğum ‘an’ı ve ‘sevdiğim adam’ı hep ‘hediye’ olarak kabul ediyorum. Sürekli hediyesini yeni açmakta olan bir çocuk gibiyim…
34 yıl senden 18 yaş büyük Pamir Bezmen’le aşk yaşadın. Şimdi de senden dokuz yaş küçük Tolga Savacı’yla yaşıyorsun. Ve sırıtan hiçbir şey yok. Bu nasıl oluyor?
- Ben ilk sevdiğim erkeği sevmekten vazgeçerek veya aldatarak ikinci bir aşk yaşıyor değilim ondandır. Her iki aşkı da, doğal yaşıyorum. “Biz”e inanıyorum ve “Biz beraber güzeliz” diyebiliyorum…
Senin üzerinden hiçbir şey akmıyor, sakil durmuyor…
- Çünkü kimliğime, yama veya emanet hiçbir şey giymiyorum. Duruşumla, yaşadıklarım ve seçimlerim aynı. Dürüst ve tavizsizim. Dediklerime, yaptıklarıma, aşkıma inanıyor ve sahip çıkıyorum. Beynimle, yüreğimle, ruhumla, tenimle seviyorum. Hislerim de görünüşüme yansıyor sanırım…
Demek artık kimse dedikodunuzu bile yapmıyor! Nasıl oldu da, insanları bu duruma bile alıştırdın?
- Onları kaale almayarak! Bir de tabii, bu ilişkinin geçici bir heves olmadığını gördüler. E o zaman ortada ‘meze’ yapacak bir şey de kalmıyor…
Yaş farkı nasıl aşılıyor? Aşılıyor mu?
- ‘Fark’ duygusu varsa o aşılamaz. İsmi üzerinde; fark. Ben öyle bir şey hissetseydim, bu ilişkiye zaten başlamazdım. Fark mark yok.
Peki ya çocuklar? Onlarla ilişkinizi nasıl ayarladınız, nasıl normalize ettiniz?
- İlk günden çocuklarıma söyledim. Kızım da oğlum da babalarını nasıl sevdiğimi, zor zamanları, hastalıklarını nasıl taşıdığımı çok yakın biliyorlar. Tolga’yla olan beraberliğimi, Pamir’in yerini doldurmak veya sırf hayatımda biri olsun diye yaşamayacağımı da. Problem yaratmadılar, desteklediler. Huzurla, güven duyarak sevmem, gözümün içine bakılarak sevilmem, mutlu olmam onlar için önemli.
Tolga’nın oğlu…
- Atilla ile ilk tanıştığımızda, iki yaş, üç aylıktı. Güzel bir yakınlık kurduk. Büyük torunum Pia ile harika arkadaş oldular. Daha minik olan Shaya ile de çok tatlı bir ilişkileri var.
Pamir, Tolga’yı tanısa severdi!
Pamir’i ne sıklıkla düşünüyorsun?
- Her fırsatta. Çocuklarla ve eski dostlarla bir araya geldiğimizde onun o çok kendisine ait hallerini hatırlayıp gülüyoruz. Sonsuza gittiği günün yıldönümlerinde de hep sessiz bir hüzün oluyor. Tolga’nın bu konudaki yaklaşımıysa muhteşem.
Tolga’yı tanısa sever miydi?
- Dürüst, temiz, net kimliği ve yarış tutkusuyla eminim Tolga, Pamir’in sevdiği bir genç arkadaşı olurdu. Kesinlikle severdi.
Sadece kendim gibi oldum
Genç bir erkekle aşk yaşamanın hiç mi dezavantajı söz konusu değil…
- Valla, ne ben ne de Tolga dezavantajını göreceğimiz bir şey yaşadık.
Ona, “Nermin, bana hayatın bir mucizesi” dedirtebilmeyi nasıl başardın?
- Bu, başarmak için uğraştığım bir şey değil ki. Sadece hep kendim gibi oldum…
Peki mesela, ilerisi, 10 yıl 20 yıl sonrası da mı endişelendirmiyor seni?
- Hayır. Gelecek, birçok hayali, birçok ilki paylaşacağımız bir zaman dilimi. Planlarımız var. Çok heyecan verici…
“Aman kiloma, aman yüzümün çizgilerine dikkat edeyim” gibi telaşlar…
- Hiç yok. Sürekli ayna karşısında ya da kuaförlerde vakit geçiren kadınlardan değilim ama bakımlıyım. İşimi de hayallerimi, düşlerimi de yirmili yaşlarımın enerjisiyle kovalıyorum. 17 yaşımdakinden sadece iki kilo fazlayım. Enerjim ve tempom birçok genç insanı yaya bırakır!
Onun delilik yapmak istediği, senin enerjinin yetmediği olmuyor mu?
- Hiç olmadı. Beraber çocuklaşıp, beraber olgunlaşıyor, beraber küçük serserilikler yapıp sonra beraber duruluyoruz.
Ya da libidonun daha düşük olduğu, seks yapmak istemediğin…
- Benim inandığım anlamda aşk, hiçbir yorgunluk, isteksizlik bilmez!
“Sonunda kendinden genç biriyle birlikte olacak, ben de popo üstü yere oturacağım” diye korkmuyor musun?
- Aklımdan bile geçmiyor! Tolga, hayatı boyunca hayalini kurup da, var olduğuna inanmadığı bir kadını bulduğunu söylüyor. Ve baş tacı ediyor, e ben de ona inanıyorum!
NERMİN BEZMEN’DEN BÜTÜN KADINLARA
* Sade, net ve dürüst olun. Yani, bir erkekten neler bekliyorsanız, önce kendiniz onu olun!
* Erkeği, sizi sırtında taşıyacak hamal olarak değil, yanınızda beraber yürüyecek bir yol arkadaşı olarak görün.
* Şefkatli olun ama annelik yapmayın. Eğlenceli olun ama komik düşmeyin. İyi arkadaşı olun ama size anlattıklarını kıskançlık konusu yapmayın. İyi bir dinleyici olun ama anlatmadıklarını sorgulamayın.
* Geçmişine saygı gösterin, hayallerine inanın.
* Sevgi sözcüklerinde, takdirde cömert olun.…
* Ve hep sevgilisi kalın.
Paylaş