Paylaş
- Enerjinizin ne kadarını buraya ayırıyorsunuz?
24 saatini! Benim resmen yaşam gayem oldu. Tek derdim burası. 10 yıldır sabah Alyanoy’la uyanıyorum, akşam Alyanoy’la yatıyorum. Ailem de öyle. Eşim seramik sanatçısı. Onun yaptığı bütün eserler da Alyanoy’la ilgili. 60 tane buraya dair makale yazdım bugüne kadar. Kızımın ismi İlya, daha ne olsun, Alyanoy’un yanından geçen derenin adı. Kızımın bir mektubu var bakana, “Lütfen bizi evimizden atmayın, evimizi sular altında bırakmayın” diyor. Kültür Bakanı’yla konuşmak bir yana, randevu bile alamıyoruz. Türkiye genelinde 55 bin ıslak imza topladık. Yurtdışından UNESCO gibi birçok kuruluşun başvurusu var, “Alyanoy’u sular altına gömmeyin” diye, “Madem Avrupa Birliği’ne girmek istiyorsunuz, o zaman dünya kültür mirasını koruyun, sahip çıkın...” Ama tık yok. Kültürle alakası olmayan insanlar bunlar, nasıl oluyor da bu makamlarda olabiliyorlar? Dahası, bu işin peşini bırakmıyorum diye benim Türkiye’deki müzelerde istediğim eserleri incelememe izin vermiyorlar. Onları uğraştırıyorum diye beni cezalandırıyorlar. Resmen intikam alıyorlar! Devlet intikam duygusuyla hareket eder mi?
Devamı yarına....
Nasıl yetişiyorsun her şeye?
BEN çocuğum olmadığı halde hayata yetişemezken, sen nasıl tüm bu yaptıklarına yetişiyorsun hayretle izliyorum. Demek ki, ‘Çocuğun olsa da iş temponu, sevgilini vs devam ettirebiliyormuşsun’ diyorum.
Yani sen benim, ‘Çocuk bana yük olacak, kim bakacak, kim uğraşacak’ tezlerimi çürütüyorsun!
Ben aslında çocukları sevmeme rağmen, anne olma fikrinden giderek soğumaya başladım. Yaşla gelen bir şey mi bilmiyorum. Ama sunun şurasında bir iki senem kaldı yapacaksam.
Bu çocuk işine objektif yorum yapacak birileriyle konuşsan ya da bu konuda fikrini açıklasan, benim gibi bir ton arkadaşım var çünkü. Tek sıkıntımız, yaşlanınca yapmadığımız için pişman olur muyuz? (Fazilet.)
1- Tek sıkıntı bu değil Fazilet, keşke bu kadar basit olsa. Hayattaki en temel duygulardan birini ıskalamış oluyorsun.
2- Ama neyi ıskaladığın bilmediğin için, ne kadar büyük bir şeyi ıskaladığının farkına varamıyorsun.
3- Bir sürü şey yaşadım ama inan bana en acayibi buydu.
4- Yine de “Herkes doğuracak, anne olacak” diye bir şey yok. Ben sadece bu yolculuktan acayip keyif aldığımı, çok şey öğrendiğimi, büyüdüğümü, kadın olduğumu filan söylüyorum. Eksikken tamamlanıyorsun. Muhtemelen her çocukta biraz daha, biraz daha. Happily Ever After’ın sahibi arkadaşım Ayşe Küçüroğlu 4’üncüye hamile, bundan daha şahane ne olabilir. Üstelik, “Nasıl olur? Neden doğruyorsun?” diye hayret edenlere, “Biz doğurmayacağız da kim doğuracak!” diyor. Çok çok haklı.
5- Ama tabii o çocukların babası da aşkla bağlı olduğun biri olmalı. “Git herhangi birinden çocuk yap” demiyorum.
6- Bankadan sperm alıp çocuk yapanları çok cesur buluyorum ama herkesin altından kalkabileceği bir şey değil bu, kendinde o gücü hissetmiyorsa asla böyle bir işe kalkışmamalı insan.
7- “Her şeye nasıl yetişiyorsun?” sorusuna gelince... Doğru değil, yetişemiyorum. Sadece elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Benim şansım şu noktada: Sevgilimden heyecan duyuyorum, çocuğumdan heyecan duyuyorum, işimden heyecan duyuyorum. İçinde heyecan olmayan hiçbir şey beni heyecanlandırmıyor. Formülüm bu!
Kalbim başka şey söylüyor, aklım başka
SEVGİLİ Ayşe.
Çok sevdiğim bir eşim var. Ve mutlu bir evliliğimiz. İlk beş sene çocuğumuz olmadı. Ve ben o sene, Allah’a dua ettim, bütün kalbimle, çocuğum olursa bir daha asla içki içmeyeceğim diye. Çok da içki içmezdim gerçi, öyle keyiften ara sıra içerdim, mutlu olduğum zamanlarda...
Ne oldu dersin?
Bu adağın üzerinden bir yıl geçmeden, hamile kaldım.
Bir de ikiz olmasınlar mı?
İkizler, 5 yaşına geldi şimdi.
Çok şekerler.
Onlara bayılıyorum, ölüyorum.
Ve tabii, kocamla birlikte gittiğimiz tatillerde bile artık ağzıma içki sürmüyorum. İstemiyor da değilim. Kocam da ‘Saçmalama iç hadi’ diyor, ona eşlik etmemi istiyor, ‘Biri içip biri içmeyince çok sıkıcı oluyor’ diyor.
Ne halt edeceğimi bilmiyorum sen ne dersin?
? Ben bir şey demek istemem. Çünkü kalbim başka şey söylüyor, aklım başka şey! Zor bir durum. Kalbime sorarsam, “İçmesin” diyor, aklıma sorarsam “Ne alakası var, içsin hayatın keyfini çıkarsın!” diyor. Yuvarlak bir cevap oldu ama gerçekten böyle hissediyorum.
Paylaş