Bu ülkede her şey yalan dolan

Haberin Devamı

GERÇEKTEN de öyle.
Bu sadece bu yazının başlığı değil, bu ülkede hayatın gerçeği.
Neye inanıp neye inanmayacağınızı kestirebilmeniz mümkün değil.
Biliyorsunuz, Abdurrahim Boynukalın önderliğinde bir grup Hürriyet’i bastı.
Şehir eşkıyaları gibi camları, çerçeveleri indirdiler.
Hürriyet binasının güvenlik ve giriş kapısını paramparça ettiler.
Ağızlarından köpükler saçarak tehdit etmeyi de ihmal etmediler.
Her şey, siz de biliyorsunuz güvenlik güçlerinin gözünün önünde oldu.
Kılları kıpırdamadı.
Fotoğraflarla tespit edilen zanlılar ve gözaltına alınanlar anında serbest bırakıldı.
Soruşturma filan açılmadı.
Daha da fenası, olayın üzerinden 48 saat bile geçmedi ki... İkinci bir saldırı gerçekleşti.
Sonra ne oldu?
Başbakan Davutoğlu çıktı, bu saldırıları kınadı.
Biz de saf olduğumuz için sevindik!
AKP’li yöneticiler gibi düşünmeyen parti önderleri de varmış demek ki diye...
Peki sonra?
Parti kongresi yapılırken bir de ne görelim, o boynukalın, divan üyeliğine seçilmiş.
Ödüllendirilir gibi.
İki gün önce gazete saldırısı organize etmiş adam, divan heyeti üyesi yapılıyorsa ödüllendiriliyordur, bu da başka türlü yorumlanamaz.
Başka türlü yorumlayacak biri varsa, açıklamasını bekliyorum.
AKP’li abileri, resmen sırtını sıvazladılar!
AKP’li hiçbir yönetici gazetelere yapılan saldırıları kınıyoruz diye laf etmesin çünkü doğru olmadığı açık...
Bu ülkede her şey yalan dolanKaçıncı “Yazıklar olsun!” diye bitirdiğim bir yazı bilmiyorum ama...
Yazıklar olsun!

Haberin Devamı


Asıl hata, senin gibi adamın milletvekili olması


AKP’li şehir eşkıyasının bir de ses kaydı ortaya çıktı biliyorsunuz...
“Bunlar dayak yememişler hiç, bizim hatamız bunlara zamanında dayak atmamak olmuş!” diyen bir milletvekili düşünebiliyor musunuz?
Bir mafya grubuna dahil olması gerekirken, milletin vekilleri arasına karışmış!
Bunları yapan, bunları diyen bir adam hâlâ ödüllendiriliyor, pohpohlanıyor, sırtı sıvazlanıyor. Böylelikle iktidar partisinin şimdiye kadar halktan gizlemeye çalıştığı zalim yüzü bir kere daha kabak gibi ortaya çıktı.
Bir yuh olsun daha!

Haberin Devamı


CHP milletvekili Aylin Nazlıaka:

Saray’dakinin egosu

MECLİS’in durumu nedir? Bir meclis var mı şu anda?
-Öncelikle gazetenize yapılan saldırılar nedeniyle çok geçmiş olsun. Bu baskınların tek hedefi Hürriyet değil, aynı zamanda düşünce, ifade ve haber alma hürriyeti. Özgür basına ve güçler ayrılığına ciddi bir müdahale bu. Sorunuza gelince... İsyanınızı anlıyorum. Her gün yeni şehit haberleriyle yüreğimiz dağlanıyor, parti binaları yakılıyor, gazete binalarına saldırılıyor, gazeteciler ölümle tehdit ediliyor. Farklı görüşteki insanlar karşı karşıya getiriliyor. Faşizan zihniyet, halkı provoke ettikçe toplumsal gerginlik artıyor. Kardeşi kardeşe kırdıran anlayış yeniden hortluyor.
Bu süreçte siyasetçilere
görev düşmüyor mü?
-Düşmez olur mu? Biz Suruç’taki bombalı saldırı sonrasında Meclis’i göreve çağırdık. “Gelin, terör belasıyla Meclis’te yüzleşelim ve ortak akılla çözümler üretelim” dedik. Önce reddedildi. Sonra geçen ay Meclis, CHP’nin teklifiyle olağanüstü toplandı. Ama tartışmalı geçen oturumun ardından AKP’li ve MHP’li milletvekillerinin ret oyuyla terör olaylarının araştırılmasıyla ilgili öneri reddedildi. Ardından da Meclis tatile girdi...
İyi de toplanamaz mı?
-Hemen toplanabilir. Ama bunun için niyet lazım. Her geçen gün ülke daha kötüye gidiyor. İktidar ise ne Meclis’i toplamak ne de sorunlara çözüm üretmek için somut bir şeyler yapıyor. Meclis, millet iradesini temsil ediyor. Ama bu Meclis’i toplayacak, Meclis’i çalıştıracak bir iktidar iradesi yok. Ama terörün boyutu her geçen gün artıyor. Kimse bu ülkeyi kendi ikbali ve hayalleri için kurban edemez. Meclis’in derhal toplanıp barışı inşa edecek süreci başlatması lazım. Çünkü barışın, barıştan başka alternatifi yoktur...

Haberin Devamı


HALKIMIZ BU ACILARI, BU BECERİKSİZLİĞİ İKTİDARA FATURA EDECEK


1 Kasım’dan beklentiniz ne?
Sağduyusu yüksek bir milletiz. Aslında seçmen 7 Haziran’da üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdi. Yüzde 87’lik bir katılım oranıyla Cumhuriyet tarihinin en yüksek katılımlı seçimlerinden biri gerçekleşti. Sonuçlara göre: Halk, “Ben başkanlık istemiyorum, parlamenter demokrasi istiyorum” dedi. “Ben çoğunlukçuluk istemiyorum, çoğulculuk istiyorum” dedi. “Kutuplaştırma istemiyorum, uzlaşma istiyorum” dedi. Kısacası koalisyon mesajı verdi. Biz de halkın bu talebine saygı duyduk, yapıcı bir tavır sergiledik. Son aşamaya kadar olumlu giden süreç, Saray’dakinin egosu nedeniyle ülkeyi erken seçime sürükledi. Şimdi çatışma ortamında bir seçime gideceğiz. Ben halkımızın bu istikrarsızlığı, bu beceriksizliği ve bu acıları iktidara fatura edeceğini düşünüyorum. AKP de oylarının düşeceğini gördü, seçimi iptal ettirmek için çabalıyor... Ama korkunun ecele faydası yok!

Yazarın Tüm Yazıları