Ayşe'nin Gözlüğü

Ayşe ARMAN
Haberin Devamı

Evlilik denilen kurum

Herkes yapıyor, benim başım kel mi? Şu anda Havana'dayım. Zafer kızlara bakıyor. Ben bakacak bir şey arıyorum. Siz de mecburen bu eski yazıyla idare etmek durumundasınız! ‘‘Sahici ama şahsi düşünceler’’ adıyla yayımlanan bu yazı, Çağla tarafından kaleme alınmış. Çağla'ya tam olarak katıldığımı söyleyemeyeceğim. Ben henüz 9 aylık evliyim! Ama Zafer, plajdaki o kırmızı kıza aynı şekilde bakmaya devam ederse, ne olur inanın hiç bilmiyorum..... Ciaooooooooooo!

Evlilik, ne yazık ki şimdiye kadar kimsenin mutlu olamadığı bir kurumdur. Nokta. Onun içindir ki, ‘‘Acaba mutlu olabilen bir çifte rastlanabilecek mi?’’ diye sürekli insanlar evlenmeye teşvik edilmektedir.

Bu acıyı yaşayanlar, bu acıyı paylaşma eğiliminde olan insanları, aralarına alıp mutsuzlar ordusunu güçlendirmek için canla başla çalışırlar.

Sonra da, bir çifti daha bu tuzağa düşürmüş olmanın hazzını yaşarlar!

*

Ama nafile!

Kadın da erkek de, evlendikten sonra en erken 2, en geç 72 ay içinde yaptıkları hatayı anlarlar.

Bir kısmı olayı hemen çözümler, acıyı sona erdirirler.

Ama büyük bir kısmı, evliliği değil, birbirlerini bitirene kadar olaya devam ederler.

*

Bu arada, kadın ve erkeğin, başka kadın ve erkeklerle bir daha asla beraber olmamaya söz verip anlaşma yapmalarının nedeni bir türlü anlaşılamamıştır.

Hem de kurumun varlığından beri...

Aslında bu saçma ve anlamsız karara ancak hüzünlü bir tören yakışır!

Sizce de öyle değil mi?

*

Kadın ve erkek, (gerçekçi olalım arkadaşlar) o kadar uyumsuz iki yaratıktır ki, tek ortak yanları ve zevkleri (hadi daha da gerçekçi olalım!), sekstir.

Bir zamanlar seksi yaşatabilmek için gerekli kabul edilen ve ömür denilen şeyi kesinlikle bir zindana çeviren, insana nefes alması için fırsat vermeyen bu kurumu icat etmiş olmaları yeterince aptalcadır da...

Asırlardır bunu anlamamış görünmeleri daha acıklı, hatta yüz kızartıcıdır!

*

Kadınlar; erkekleri, duygusuz, çocuk, kaba, zevksiz, işe yaramaz, sorumsuz, seks düşkünü, ahlaksız, futbol manyağı, dağınık, tembel ve vesaire olarak görürler.

Buna karşılık erkekler, kadınları aptalca romantik, dırdırcı, baskıcı, süs meraklısı, sersem, araba kullanmayı bilmeyen, çok konuşan, hep konuşan, gereksiz vır vır yapan zavallılar olarak görürler.

İstisnasız herkes böyle düşünür de, düşünmemiş gibi yaparlar.

Aynı yatağa girip, koklaşmaya çalışır, tüm bunları unutmaya uğraşırlar.

*

Tüm erkekler poligamdır.

Çok eşli, çok eşli!

*

Tüm kadınlar da gizli poligam.

Çok eşli ama gizli...

*

Kadınların, yüzde 100'ü kocasını ve sevgilisini uygun şartlarda aldatır.

Nokta.

Bunun aksini söyleyen kadın yalancıdır!

*

Erkeklerin hayatları ise bu uygun şartları yaratmakla geçer...

Allah için onlar bu konuda sadece karılarına yalan söyler!

*

Kadınların yüzde 90'ı kocasının kendisini aldattığına inanmaz.

Bir türlü inanmaz.

Aldatan hep başka erkeklerdir.

Hep.

Nedense evdeki değil!

O yapmaz.

Yapamaz.

Nah!

*

Erkeklerin yüzde 100'ü ise karılarının bunu aklına bile getirmeyecek kadar masum olduğuna inanır.

Bir nah daha!

*

Kadınların büyük bir çoğunluğu, para için kocalarıyla aynı evi paylaşmayı sürdürürler. Bir de çocukları için. Bir de toplum denilen ne idüğü ve istediği belirsiz o şey için. Erkekler bunu bilmemezliğe geldikleri halde, gayet iyi bilirler. Ama bilmemezliğe gelirler. Hatta bu konuda kendilerine yalan söylemeyi bile pekala becerirler.

*

Kadınların en büyük problemleri (hep ama hep) kocalarıdır.

Varsa yoksa kocaları.

Erkekler için (iyimser olamayacağım!) o kadar bile değildir.

Onlar bu konuda, kadınlar kabul etmese de farklıdır, sürekli başka mühim meseleleri vardır.

*

Kadınlar hoş bir erkek görünce, ‘‘Acaba nasıl olurdu?’’ diye düşünüp iç geçirirken, kocalar onların nezle olup, burnunu çektiğini zannederler.

Çünkü öyle zannetmeyi arzu ederler.

Yazık.

*

Tüm erkekler, (tüm, tüm, tüm), saatte birkaç kezden fazla seksi düşünürler. Ve çoğunun kafasındaki partner karısı değildir.

Kadınlar daha seyrek yapar bunu.

Az olsun, öz olsun!

Ama ne yazık ki, o azlar'da ve özler'de kocalar değildir akla gelen.

*

Kadınlar yaşlanınca çirkinleşir, şişmanlar ve sarkarlar.

Bunu da çok mesele yaparlar.

Sürekli kocalarının onların gövdeleri hakkında ne düşündüğüne kafa yorarlar.

Erkekler de kelleşir, göbeklenir...

Ve sarkarlar tabii..

Ama çok saçma, onlar kendilerinin bu durumlarını değil, karılarınınkini mesele ederler!

Yazarın Tüm Yazıları