Ava Gardner ve Hakkı Devrim!Bir adet minik sarı fare şeklinde, geceleri gizlice İnternet'e bağlanıp, (neden gizlice bağlanıyorsam!) Turk Nokta Net'in Kahve Bahane Sohbetleri'ni okuyorum. Gerçi sohbet odasına girip o sohbetleri okumak için abone-mabone olmak gerekmiyor, konuklara soru yöneltebilmek için gerekiyor...Yirminci konuk, bilin kimdi?Hakkı Devrim!O sohbet esnasında bilgisayar başında değildim.Dolayısıyla ben kendisine soru yöneltemedim.Ama yöneltenlerin bir kısım sorularını ve tabii Hakkı Devrim'in yanıtlarının bir kısmından fazlasını ilginç buldum.Çok hoşuma gitti.O zaten mümkün değil, ‘‘İnternet'te çocuklar şu şu soruları yöneltti, ben de şu şu cevapları verdim’’ diye yazı yazmaz.Utanır.Onun yerine, kendisiyle yapılan sohbetin bir kısmını ben yayınlayayım dedim. Bence iyi yaptım. Tamam bedava malın üzerine yattım! Ama yatmasam iyi mi olacaktı? Henüz İnternet denilen o şaheser şey hayatlarına girmemiş okuyucular ne yapacaktı? Hakkı Devrim'in röportajından mahrum mu kalacaktı? Bunu göze alamazdım... Bu iyiliğimi de unutmayın!Sizce gazetecilik nedir?- Gazetecilik bence, havuzlarda birikmiş bilgiyi, kolay anlayacağı dilde okura anlatmaktır, namuslusu makbuldür.Yazılarınızda neye dikkat edersiniz?- Günlük bir gazetede yazdığımı unutmamaya dikkat ederim.Kaç senedir bu meslektesiniz?- 46.Siz ne konuda yazarlık yaparsınız?- Bir avukata hangi alanda çalışıyorsunuz derseniz, size cevap verebilir; ceza hukuku, ticaret davaları gibi. Ancak, gazeteci unutmayın ki uzman değildir.İnternetle ilginiz ne derecede?- Başlamış bulunuyor.Haftada yedi gün yazıp insanlara hergün yeni bir konudan bahsetmek zor değil mi, altından nasıl kalkıyorsunuz?- İtiraf ederim ki yoruluyorum, dün haftada bir gün için izin istedim, yaz boyunca verdiler.Ülkemizde evet çok çeşitli ve garip olaylar oluyor ama yine de her gün konu bulmak zor olmuyor mu?- Her gün 23 gazete okuyorum, TV programlarını takip ediyorum ve dergilere göz atıyorum ve konuşmayı çok seven bir gevezeyim, bir yere yazacak olursanız yardımlaşabiliriz...Cihannüma ne anlama geliyor?- Bazı eski binaların çatısında dört tarafı camekan, kaptan köşküne benzer, bir oda. Daha çok ihtiyarların ikametine tahsis edilir.46 yılınızı verdiğiniz bu meslek sizi istediğiniz yere getirdi mi?- Ben kendi gazetem olsun isterdim. Denedim. Gazete sahiplerine saygı duyarım, zordu, pardon zordur.Neyi hayal etmeyi seversiniz?- Mesela vaktiyle, Ava Gardner ile yemek yemeyi hayal ettiğim olmuştu.Soyisminiz siyasi çizginizin göstergesi mi?- Soyadı kanunu çıktığında henüz doğmuştum.Dil yarelerine değinmek nereden aklınıza geldi?- Sizin aklınıza niye gelmedi!Türk medyasının içindeki bir insan olarak kendinizi (şahsınızı kasdetmiyorum) yeterince objektif görüyor musunuz?- Yüzde yüz objektif demek zor, nihayet yegan yegan gazetecileriz. Ben subjektif yanından büsbütün vazgeçmek niyetinde de değilim.İnsanlar gazetenizi, içindeki değerler için mi (sizin gibi), yoksa yanındaki değerler için mi (çatal bıçak gibi) alıyorlar!- Bu, gazeteci olarak bizi çok yaralayan bir konudur. Gerçek okuruna yüz bin satan bir gazetenin, bir karton hatırına ertesi gün yedi yüz bin sattığını öğrenince, gazetecinin neler hissettiğini düşünebilirsiniz...Kendiniz için mi yazıyorsunuz, basın için mi?- İkisi için yazmak mümkün değil mi?Televizyon sizi çekmiyor mu? Bir projeniz var mı?- Ana teması, İnternet başında şaşkın bir baba oğul olan dizi tasarlıyorum.Türkiye'deki bazı gazeteciler için can güvenliği bile yokken, bazılarının plazalarındaki rahat koltuklarında köşe doldurmalarını nasıl buluyorsunuz?- Vallahi ben de plazalarda akvaryum balıklarına benzediğimizi düşünmüyor değilim.Acaba ülkücüler ve her yerde bulunan ocaklar hakkında ne düşünüyorsunuz?- Ben siyaset konusunu 19:30 civarı gazetede bırakıp eve dönüyorum, size de tavsiye ederim, hazma zarar verir.Hakkı Devrim çok nevrotik biri midir?- Hayatım boyunca hiç psikoloğa gitmedim!Yazmak istemediğiniz bir konuyu yazmak zorunda kaldığınız ya da yazmak isteyip de yazamadığınız bir konu oldu mu?- Hepsi oldu.Meslek hayatınızda ilk yazdığınız yazıyı hatırlıyor musunuz?- Resimde gördüğünüz gibi muhatabınız yaşlıdır, sütünü içip yatma zamanı gelmiştir, izninizi istesem beni bağışlar mısınız? Ama yine de cevap vereyim: 1952'de İstanbul'un otomobilli hanımları diye bir röportajdı.Bir adaya düşseniz hangi üç kitabı alırsınız?- Meydan Larousse, Türkçe sözlük... Adada yalnız mıyım? Üçüncü kitabı ona göre belirleyeceğim. Ya bir yemek kitabı ya da sağlıkla ilgili bir kitap.Çocuğunuz varsa, onu da kendi yolunuzda ilerletecek misiniz?- İki çocuğum da gazeteci oldu, torunlarımı kurtarmaya çalışacağım!Radikal'in başlığı niye böyle etli oldu? Eskiden ne güzeldi benim gibi, sizin gibi kilosu zayıf insanların gazetesiydi. Şimdi başlık kalın olunca, Radikal biraz liberal mı oldu...- Radikal sizin bu şikayetlerinizi paylaşıyor. Bir hata yaptığını kabul etti. Bayram ertesi karşınıza yeni bir yüzle çıkacak.