Paylaş
Neden mi?
Eşi tarafından 22 bıçak darbesiyle sokak ortasında öldürülen Selma Civek’i korumadığı için...
O kadıncağız defalarca polise başvurmuştu, “Bu adam beni öldürecek! Tehdit ediyor, taciz ediyor, açık açık seni öldüreceğim diyor, n’olur beni koruyun!” diye...
Ama işte, hepimiz bu ülkede bu filmi defalarca izledik... Her türlü başvuruyu yapıyorsun, uyarıyorsun, “Öldürecek” diyorsun, “Beni koru!” diyorsun...I-ıh...
Ne dersen işe yaramıyor!Göz göre göre toprağın altını boyluyorsun.Kadının değeri yok bu ülkede!O kadıncağız sokak ortasında öldürüldü.Ve geriye üç çocuk kaldı.
Pınar Civek’le daha önce de röportaj yaptım, muhteşem bir abla, iki kardeşine annelik yapıyor genç yaşına rağmen...
Ama hayatları zor, bir maaşla üç kişi geçinmeye çalışıyorlar.Bu arada, Doğa Koleji’ne teşekkür etmeliyim, daha önce yaptığımız Yarım Kalan Hayatlar kapsamında, iki kardeşin lise sona kadar eğitim masraflarını üstlendiler, çocuklar okuldan çok memnun, bu da beni çok çok mutlu ediyor.
HİÇBİR ŞEY ANNELERİNİ GERİ GETİREMEZ
AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun davranılmadığı ve yaşam hakkının korunmadığı gerekçesiyle, Türkiye’yi 53 bin Euro ödemeye mahkûm etti.Burada önemli olan maddi tutar değil.
Hiçbir şey o çocukların annesini geri getiremez!Üstelik kadıncağız koruma kararı varken öldürüldü. Bu, Türkiye için bir utançtır.
İç hukukun işlemediğinin bir göstergesidir.İnşallah bu dava emsal teşkil eder.İnşallah, devletin artık acilen bu konuda hukuki tedbirler almasına sebep olur.
Yarın Pınar Civek’le yaptığım konuşmayı okuyacaksınız...
Cihangirli, ‘Taciz Timleri’ne karşı bir araya geldi
GEÇTİĞİMİZ günlerde, “Cihangir’te Taciz Timi” başlıklı bir yazı yazdım.
Son dönemde Cihangir’de gerçekleşen, nereden geldikleri belirsiz silahlı ve sopalı grupların taciz ve saldırılarını anlattım.
Yakın bir arkadaşımın da tanıklığını sizlerle paylaştım.
Bu olanlar, “Yeni dönem başımıza musallat olacak bir şeyin habercisi mi?” diye sordum.
Cihangir sokaklarında birdenbire sopalı bir grup beliriyor, Allah Allah sesleri yükseliyor, tekbir getiriyorlar ve sonra bir kafenin önünde duruyorlar ve dik dik oturanlara bakıyorlar.
Maytap atıyorlar, küfrediyorlar...
Kendi halinde kahve içenlere, “Aptal aptal bakma! Aptal aptal!” diye tezahürat yapıyorlar.
Bana bunu anlatan arkadaşım dedi ki...
“Resmen tahrik bu! Olay çıkarmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kafeden biri ‘Siz n’apıyorsunuz?’ dese, bir dayılansa, bitti, kan gövdeyi götürecek!!
Defalarca polisi arıyorlar ama ne yazık ki polis oralı olmuyor!
Ben bu kadarını yazmıştım.
Bakalım, önümüzdeki günler nelere gebe diye.
Meğer birkaç gün sonra tekrarlanmış.
Aşağıdan yukarıya çıkan gruplar, kurusıkı mı, hakiki mi olduğu bilinmeyen silahlarla havaya saydırmışlar.
Belli ki amaç gözdağı vermek, çünkü Cihangir’in o noktası, kafelerin bahçesinde oturan insanlarla dolu.
Geçen pazar da Cihangir sakinleri, semtlerine sahip çıkmak ve bu tür olaylardan korkmadıklarını ilan etmek için bir eylem gerçekleştirdi.
Ev sahibi de Cihangir Forum’du.
Eyleme, semt sakinleri ve esnafının yanı sıra, siyasetçiler, sanatçılar ve gazeteciler de katıldı.
“Saldırılarınızdan Korkmuyoruz/Cihangir Barış ve Özgürlük İçinde Yaşamaya Devam Edecek” yazılı pankart arkasında toplanan kalabalık, “Cihangir Bizimdir, Bizim Kalacak!” sloganlarını attı.
Suç duyurusunda bulunacakları açıkladılar.
Polisi göreve çağırdılar ve imza kampanyası başlattılar.
İşte Cihangirlilerin olayla ilgili paylaştığı tanıklıklar
31 Ocak, 2 Şubat ve 14 Şubat’ta üç olay gerçekleşti. Ellerinde sopa ve silah olan kalabalık bir grup, kafelerde oturanların ayaklarına ‘kız kovalayan’ attılar. Tekbir getirdiler, Cihangir’e okkalı küfürler savurdular. Arabalara ve Roma Merdivenleri’nde oturanlara saldıranlar da oldu. Sokak ortasında silah saydırıldılar.
Polis, “Asker gönderiyorlardır!” dedi ama bu üç olayda da kalabalığın elinde Türk bayrağı yoktu. Birçok doğma büyüme ya da eski-yeni Cihangirli, yıllardır asker uğurlama kalabalıklarına şahit olduklarını ama sopayla, silahla, tekbirle asker uğurlandığını hiç görmediklerini söylediler.
Güruhun nereden geldiğiyle ilgili iki ayrı görüş dile getirildi: Bir kısım Cihangirli, onların Tophaneli olduklarını düşünüyor ve “Bu çocuklar ne istiyor? Konuşalım, anlamaya çalışalım!” diyor. Bir başka bir grup da -Tophane Derneği Başkanı’nın da iddia ettiği gibi- güruhun Tophaneli olmadığını, en az 6 ayrı semtte benzer olayların, hatta daha fazla şiddet içeren biçimde gerçekleştiğini, bu saldırıların provokasyon amaçlı, organize bir olay olduğunu öne sürdü.
Paylaş