Adana’nın yolları taştan, tişörtleri çıkardı beni baştan!

EMİNE Tusaval... O benim hayran olduğum kadın. O bir kâğıt âşığı.

Haberin Devamı

Ve güzelim, insanı baştan çıkaran Kâğıthane’nin sahibi. Üsküdar Amerikan ve Mimar Sinan mezunu. Aynı zamanda iki üniversitede hoca. Bu yıl Adana Portakal Çiçeği Karnavalı için, Adana’nın ruhuna uygun birbirinden ilginç tişörtler tasarladı...

Adana’nın yolları taştan, tişörtleri çıkardı beni baştan

Adana sana ne ifade ediyor?
Adana benim için “Turuncu”. İddialı, uzak ama yakın, sıcak, portakal, cömert, heyecanlı insan, harika kebap, şırdan, kırkkat, geniş yollar, rahatlık ve bir de gülümseme...


Harikaymış! “Küfür” en bayıldığım tişörtlerden biri. Bizim ruhumuzu yansıtmışsın... Tişörtün üzerine, “Küfür: En iyisini bilirim de buraya yazacak kadar kaba değilim, çünkü Adanalıyım...” yazıyor. Nereden esti?

Ya sen bakma, ben kendimi tutuyorum çoğu zaman okulda, dükkânda, toplantılarda filan. Muazzam güzel küfür ederim. Hem de sık sık. Daha dün bir sevdiğim “Ay Emine Hanım, nasıl rahat söylüyorsunuz o sözleri, ayıp gelmiyor mu” dedi. Öyle doğalım yani bu konuda.

Haberin Devamı


Eh, Adanalıların da küfürde usta olduğunu biliyoruz. Tasarlarken ne kadar eğlendin?

Çook. Biraz araştırayım bakalım, bildiklerimi de eklerim, 3-4 iş çıkar derken bir anda 12 farklı iş oldu.

Adana’nın yolları taştan, tişörtleri çıkardı beni baştan


“Adanalıyık, Alah’ın adamıyık” da çok iyi...
Kardeşim lafa bakar mısın? O ne özgüven, o ne her şeyi bilmişlik, o ne üstünlük taslama, o ne kuvvet! Kadını-erkeği, tümü “Erkek Adam” bu Adanalıların! Bunun üzerine tasarıma gerek yok ki. Adanalı, bu cümleyle tasarlamış zaten kendini!


“01 Birinç” de çok güzel...

“Birinç” kelimesi beni hemen çocukluğuma götürüyor. Hem çok hırslısın ve birinci olmak istiyorsun oynanacak oyunda, hem de çok heyecanlısın ve aceleci, böylece “birinci olacağım” yerine “birinç” diyorsun. 01’den bir Adanalı da böyle heyecan duyuyor bence. Bütün kentlerin en birincisi, lideri, önde gideni. Tamam, harflerin bir araya gelişiyle kazanılmış bir birincilik ama bununla övünürken işin içine çocuksu bir iddiacılık giriyor.

Haberin Devamı


‘Adanaca’ diye bir dil var gerçekten. Şaşırdın mı sen öğrenince?

Bögü’yü biliyordum. Bir de ‘bici bici’ci açmak istiyordu bir arkadaşım İstanbul’da. Senin bir yazında anarya ve çimmek var. Gerisini Adanalılar bile tam bilmiyor olabilir mi? Kayboluyor mu böyle güzel yerel diller acaba? ADANACA diye onun için vurguladım zaten. Sahip çıkalım kardeşim böyle tatlı şeylere.


Portakal çiçeğini de farklı formda kullanmışsın. Sence biz sahip olduğumuz güzellikleri tasarım olarak yeteri kadar kullanabiliyor muyuz?

Atina’dan yeni dönmüştüm ki bu tişörtler için düşünmeye başladım. E, bizim komşu bir zeytin ve dalını ne güzel kullanıyor, ne simge yapıyor, nasıl satıyor da biz bunca güzellik içinde neden uyuyoruz? Portakal, fındık, zeytin, tütün, çay... Hepimiz öğrendik okullarda hangisi hangi bölgenin ürünü de, ne işimize yaradı? Biraz tasarım malzemesi olarak görebilsek bunları, biraz estetik, biraz sevgi eklesek onlara...

Haberin Devamı

Adana’nın yolları taştan, tişörtleri çıkardı beni baştan


Rengârenk dükkânın Kâğıthane nasıl gidiyor?

Aslında beni en mutlu eden şey bu da, ayıp olmasın diye pek söylemiyorum. Her hafta yeni ürün ekliyorum. Tutamıyorum kendimi. Deli kadın, bunun stoku var, yatırımı var, beğenilmeme riski var; dursana biraz! Yok olmaz! Müşteri her seferinde yenilik bulmalı!


Nelerden besleniyorsun?
Obur bir çöp tenekesiyim. Her şeye bakarım, biriktiririm, yazarım, okurum, seyrederim, tadarım, koklarım, dokunurum, denerim. Sonra yeri gelince, tenekeden çıkar. “Use your treasures” diye bir kısa yazı okumuştum bin yıl evvel. Öyle işte. Önce hazineni oluştur, sonra dilediğince kullan...

HAMİŞ: Tişörtlerle ilgili detaylı bilgi için info@nisandaadanada.com

Haberin Devamı

Olan, ölüp gidene oluyor

KARIŞIK günler yaşıyoruz. Neyin ne olduğu belli değil. Her kafadan bir ses, bir yorum çıkıyor.
Ama olan, ölüp gidene oluyor.
Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın ölümü beni çok üzdü.
Benimle aynı yaşta biri.
Ailesinin halini düşünmek bile istemiyorum.
Başsağlığı ve sabır diliyorum. Pek çok yargı mensubunun eşi, çoluğu çocuğu da haklı olarak tedirgin olmuştur.
Ama bunun önleminin nasıl olup da alınmadığını, silahlı insanların nasıl olup oraya girebildiğini anlamak mümkün değil.
Bir sürü soru işareti var.
Herkesin öldüğü bir operasyon nasıl başarılı addediliyor, bunu anlamak da mümkün değil.
İnşallah neyin ne olduğu bir an önce aydınlanır.

Yazarın Tüm Yazıları