Endoskopi arası köşe yazısı

Yaklaşık 15 gündür mide bulantısı, baş ağrısı, baş dönmesi bünyemi harap etmekteydi.
Doktorum, her şeyim Prof.Dr. Kamil Adalet hastaneye yatmamı istedi. İlk gün kâbustu çünkü beyin tomografim çekildi.
Çektirmek dert, sonucu beklemek ise bir kâbus.
Ağla ağla şiştim.
Aklımdan her türlü düşünce geçti. Neyse ki beynimde bir şey çıkmadı. Allah kimselere vermesin.
Şimdi sıra endoskopide.
Stres yine diz boyu bende.
İnşallah ondan da çıkmayacak bir şey.
Siz siz olun, hiçbir şeyi fazla kafaya takmamaya çalışın.
Çünkü ben bu ara hayatıma kafayı fazlaca taktım.
Çok şey ters gitti üst üste.
Dövündüm durdum.
Alın işte vurdu bünyeme.
Ne para ne pul ne de başka bir şey...
Sağlığını kaybedince anlıyorsun hayatın gerçek varlığını.
Bak yine başladı bulantı.
Hadi artık gelin alın beni, bitsin şu endoskopi.

Jake ve ben

Olmadı, beraberliğimizi noktalamak zorunda kaldık.
Dört aylık pug oğlumu alerjimden dolayı vermek zorunda kaldım.
Pugların gözleri kanlı ve biraz patlak olur.
Köpek sahibine benzermiş zamanla, bizde tersi oldu; alerjiden ben Jake’e benzedim.
Gözlerim başladı kanlanıp şişmeye.
Başladım ona ev aramaya, 700 dostuma resimli mesaj attım, yazılar yazdım.
Sonunda Ömür Gedik sayesinde Jake yeni ailesine kavuştu.
Çocukluğumdan beri çok hastalık geçirdiğimden benim en çok arkadaşım doktorlardandır.
Girin telefonumun “d” veya “p” harflerine, ülkenin tüm doktor ve profesörlerinin numaraları vardır.
Bu nedenle çok mutluyum çünkü Jake Profesör Doktor Ayşe Oya ve Eralp Övünç’e gitti.
Üstüne üstlük komşu da çıktık.
Geçen gün Eralp Bey aradı, “ben bu ufaklığa bir diz filmi çektireceğim” dedi.
“Hayırdır?” dedim.
“Dizleri narin olurmuş. Elimizde bulunsun, büyüyünce bir daha çektirmek gerekirse karşılaştırırım.”
“Süpersin hocam” dedim.
Yani Jake emin ellerde, oh be oh...
Sağ ol Ömür’üm.
Sağ ol Ayşe Abla, sağ ol Eralp Abi, artık aile de olduk.
Ve Jake; seni çok seviyorum, haftaya da seni uzaktan sevmeye geliyorum.

Oya Germen beni gerdi

Sevgililer günü, ikimizin de sevgilisi yok.
Aman dedik, sevgilin demek sevdiğin demek değil mi?
Ee biz de sevgili sayılırız.
Buluştuk öğlen.
Birer salata.
Bol dedikodu.
Kadınız işte; ister istemez konu geldi çattı erkeklere.
Neyse orası gizli kalsın bizde.
Birbirimize hediye de almıştık.
Ben ona bir kolye aldım ama o bana süper bir hediye almış.
İçinden ışık geçen heliks sarmalı serum; gözler ve surat için.
Tam da kremlerimin diplerini sıyırmaktaydım.
Beni çok mutlu etti.
Kullanıyorum, yüzüm gerildikçe geriliyor.
Oya’nın mucize kremi bu.
Yani Oya beni gerdi.
Sağ ol sevgilim.
Meraklısına not: Sadece eczanelerde satılıyormuş.

Obama’nın karısı

Satış, pazarlama, reklam, halktancılık, genç topluma değer verme, sanatçıya sahip çıkma,
Amerika’nın gücü...
Daha çok şey sayılabilir, nasıl yorumlarsanız yorumlayın özetle; süperdi. Kim akıl ettiyse helal olsun. Obama’nın karısı bence Oscar’da en iyi kadın oyuncu ödülünü almalıydı.
Amerika işte bu dünyada iyi oynamayı biliyor.
Baksanıza Oscar diye iki gündür televizyon önünden kalkmayıp bir de tekrarını izliyoruz.
Çok mühim ya.
Kim ne giydi?
Kim ne aldı?
Milletçe tek derdimiz bu kalmıştı.