Paylaş
Rüyamda yedi yaşıma gitmişim.
Tık tık tık tık...
O ne mi, Ayşe...
Benim kalp atışım!
Arada duruyordu, tık, tıktık...
Sonra bekle bir süre, ha bak bir daha tık.
Adı ekstrasistol.
Var hepinizde. Kimi farkında kimi değil.
Ben yedi yaşında farkında oldum, bastım yaygarayı.
Basmaz olaydım. Aldı mı benimkileri bir panik telaş.
Anamı babamı yani.
Gezmediğimiz doktor kalmadı tabi.
“Yok bişeyciği” dediler ama annem tutturdu “Esra hep ağaçlara tırmanıyor, Ayşe elinde bebeklerle onu seyrediyor. Bu neden ağaca çıkamıyor” diye...
“İyi” dedi Prof. Aydın Aytaç, Hacettepe Ankara.
Şimdiki adı anjiyo, o günkü adı başka bir şey, yapalım bakalım.
Tabi Ayşe kâbuslarda.
Ve sonuç; doğuştan kalbim delik!
Ama ne kadar, toplu iğne başı kadar.
Napcez...
Kapanabilir kendiliğinden ya da 50-60’tan sonra nefesim daralabilir.
Ama anne işte.
“Ben hayattayken kapanacak bu delik!” diye tutturmaz mı...
Hastane süper, çocuk katı. Benim odam Pembe Bilge özel bir oda, ama ben bütün çocuklarla kanka.
Hele bebekler, yemek yediriyorum her gün onlara.
Zaten kardeşimi de bıraktım geldim ya o da bebek hala.
Bir de esas kankam var, Ali İhsan.
Benim odamdan çıkmaz. Babam bize her gün puzzle, o bu ne varsa oyuncak getiriyor.
Ali İhsan köyden gelmiş, onun da kalbi delik ama çok delik.
Canım o benim. Yerlere yatıyoruz onunla gülmekten.
Bir gece hastane görevlimiz bize sürpriz yapıyor, normalde bize tuz verilmiyor.
Sıcacık kızartılmış patates bol tuzlu ve ekmek. Nasıl yiyoruz...
Birkaç gün sonra...
İlk önce o, sonra ben ameliyata giriyoruz...
“Akşama oynarız” diyorum, “Saçmalama” diyor...
Akşama baygınız...
Yarına, öpüşüyoruz...
O ameliyata gidiyor...
Sonra ben...
Ben kendime gelince çıkışta odamda “Ali İhsan nasıl?” diye soruyorum, “Annee götürsene beni...”
“Uyuyor” diyor ama babam da annem de ağlıyor.
Söylüyorlar...
“Ali İhsan ameliyatta vefat etti Ayşe...”
Ayşe’nin notu: Seni hiç unutmadım ve hiç unutmayacağım can arkadaşım.
Paylaş