Kendini kendin iyileştir

Yazdım size defalarca Aylin’i. Şimdi yazacağım o çalışmalardan sonra olan biteni.

Haberin Devamı

Pek merak ediyorsunuz çünkü haklı olarak, e-postalar geliyor sürekli Aylin’in telefonunu, ne yaptığını soran...
Ben çok dertliydim, her şeyi kendime dert ederdim.
Bir de çok mutsuzdum.
Gece uyumak beni rahatlatan şeydi. Ama sabah uyanmak bir nefretti.
Kendimi güçsüz ve mutsuz hissediyordum hep.
Depresyonda da değildim, biliyorum çünkü depresyonun ne olduğunu. Daha önce yaşamışlığım var.
Yok, bu aynı şey değildi.
Birikmişti bende bir şeyler...
Boşanma ve hastalıklar...
Gına gelmişti hastalıklı yaşamaktan.
Buna anlam veremiyordum.
Bundan üç ay kadar önce annem eve kurşun döken bir hanım getirdi, kızımla annem döktürdü önce.
Yere yapıştılar, belli şekiller oluştu.
Sıra bana geldiğinde benim kurşunlar her yere saçıldı, hatta tavana kadar!
Kadıncağız dedi ki “bu gördüğüm ikinci vaka, gerçi siz öne çıktınız! Bu kadar tavana çıkanını hiç görmemiştim.”
“Ya” dedim içimden, “nazara geliyorum ben.”
Ee asosyalim ben, kimin nazarı değecek ki bana? Etrafımda elinle saysan aynı beş kişi var!
Ve sonra Aylin girdi hayatıma.
İlk seansı yapmadan arkadaşımla bir gece yemek yedik, eski günlerden konuştuk.
“Ayşe senin hep farklı bir havan vardı” dedi, “sağ ol” dedim zar zor inanarak.
“Sen kendini seviyor musun” dedi.
“Evet” dedim, “hatta kendime hasta oluyorum!”
Bıyık altından değil de kâküllerinin aralığından güldü bana.
“Of tamam” dedim, “Aylin gülme öyle!”
Yine güldü bu sefer şekerce.
“Bak Ayşe’m, son kez hastalanmadan önce nasıl bir ruh halindeydin?”
Rakı ve mezeler olunca açtım kendimi tamamıyla Aylin’e...
“Aylin, çok sıkılmıştım bir süredir. Benim ailem bana her zaman hastayken çok ilgi gösterir. Uzun zamandır bana ilgi, daha doğrusu özel bir alaka gösteren yoktu hayatımda. Dedim ki kendi kendime, yine bir hastalık yaşasam ilgi alaka görsem...”
“Bunu fark etmen güzel” dedi, “Ayşe sen her zaman fark ediliyorsun ve seviliyorsun!” diye ekledi.
“Her türlü hastalığı biz yaratıyoruz.”
“Nasıl yani? Birisi kanseri mi çağırıyor da kanser oluyor?” dedim.
Evet diyen gözlerle bana baktı.
“Artık senden şunu istiyorum” dedi, “Her sabah kalktığında aynaya bakıyorsun ve Ayşe seni çok seviyorum diyorsun. İlk başlarda sana belki komik gelecek ama yap!”
Sonra ertesi gün bir çalışma yaptık içimdeki çocuğa dair.
Doğduğum andan başlayarak, belli yaşlarımdaki halimi gözümün önüne getirdim ve sonunda ağladım...
Onu da sevmeliymişim, onu çok ihmal etmişim.
Ee 45 yaşına gelmişim, kendimi sevmem gerektiği kadar sevmiyorum, o çocuğu nasıl seveyim?
Şu an hissettiklerim bambaşka...
Artık her sabah kalktığımda bunları söylüyorum aynada, hatta yanaklarımı bile sıkıştırıyorum “ay ay sen ne tatlısın Ayşecim” diye.

Haberin Devamı

Metin Hara Etkisi

Haberin Devamı

Somurtkandım Metin’e gittiğimde.
Bu sefer beni çok heyecanlı gördü.
“Yapacağım” dedim, “Metin çünkü ben huzurlu ve mutlu yaşamak istiyorum.”
“Tamam, da...” dedi.
“Yediğine içtiğine dikkat ediyor musun?”
Cevap: Hayır.
“Ben sana yardım edemem Ayşe.”
“Niye?”
“Sen sigara içiyorsun ve alkol alıyorsun. Yağlı ne varsa yiyorsun. Yürüyüş yapmıyorsun! Bu, bir arabaya az benzin koyup hadi şimdi bas Ankara’ya git demek gibi bir şey. Tıkanacak yolda, o yolu bitiremeyecek! Ama şimdi sen istediğin gibi ye iç. Nasılsa bir an gelecek ve sen kendiliğinden bırakacaksın hepsini.”
“Tamam” dedim, “tamam ya, ne yapmamı istiyorsun?”
“Nefesi öğrettiğim gibi al, günde iki kere on dakika yeter. Sigara günde 10 tane, alkol haftada iki kere. Şimdi seni yola soksun diye başına bir personal trainer (özel yardımcı) vereceğim. Onunla da o ne derse onu yapacaksın! Bir gün pilates belki bir gün sadece Bebek’te yürüyüş... Tamam, mı?” dedi.
“Tamam, baştan beri tamam” dedim.
Artık ben bu yola çıktım...
Yol...

Yazarın Tüm Yazıları