Paylaş
''Yaş otuz beş yolun yarısı eder…” demiş şair. Bugün 35 yaşındakiler için hayat daha yeni başlıyor. Fakat zaman herkese adaletli davranmıyor. Kadınlar için çok değil, beş yıl sonra yaşlanma paniği başlıyor.Yaşlılık lekeleri, ak düşmüş saçlar, mimik çizgileri, sarkık göğüsler tam da 40’lı yaşlarda gözünüze batmaya başlıyor. Anlıyorsunuz ki artık yolun gerçekten yarısındasınız ve çanlar sizin için çalıyor. Estetik cerrahi iyi hoş ama belli bir maliyeti olduğu su götürmez bir gerçek. Peki cerrahların kapısını çalmadan, daha ekonomik yollarla gençleşmek mümkün mü?
Aysun Kaba’ya göre bu hiç de zor değil. Üç adımdan oluşan bir programı izlemek yeterli:
1) İlk adım cilt güzelliği: “Temizlemek, Soymak, Yenileştirmek, Nemlendirmek ve Korumak”. Kaba, cildimiz için doğal önerilerde de bulunuyor. “Yüzünüzü her gün maden suyuyla silin… Yaşlılık lekeleri için soğan suyunu ve elma sirkesini karıştırıp cildinize sürün… Yaşlanma sürecini geciktirmek için kışın kuru, yazın taze erik yiyin…”
2) Cildimizi temizledik, maskelerimizi yaptık, kremlerimizi sürdük… Sıra geldi makyaja. Makyaj öyle bir bela ki insanı rezil de eder, vezir de. Makyaj çantanızda mutlaka cilt renginize uygun bir fondöten bulundurun. İnsanlara “A, acaba fondöten sürmüş mü?” etkisini yaratabiliyorsanız, siz bu işi zaten çözmüşsünüz demektir. Bir de o fondötenleri kalıp gibi yüzünüze sürmeyin. İnceltip, yüzünüze yedirin. Kadınların dertlerinden biri de allık. Kaba, “Genç ve modern görünmek için allığı sanki utanmışsınız da yüzünüz kızarmış gibi kullanın” diyor. ‘Heidi’ yanaklı hanımlara duyurulur! Ayrıca pembe ruj sürerek üç yaş, kaşlarımızı yumuşatarak dört yaş, tırnaklarımızı güzelleştirerek dokuz yaş, dişlerimizi beyazlatarak da on yaş daha genç gözükebileceğimizi söylüyor.
3) Kaba, “Hiçbir şey sizi, çok koyu, çok sert renkli, mat, kırlaşmış, diplerden çıkan beyazlarla dolu bir saç veya küllü sarı röfle kadar yaşlı göstermez” diyor. Beş yaş daha genç gözükmek için hemen bir kuaföre koşup kahkül kestirmenizi öneriyor.
NE GİYMEYELİM?
Kaba, kitabında genç görünmemizi sağlayacak, dolabımızda mutlaka olması gereken parçaları da yazdı: “Siyah deri ceket, siyah-beyaz-krem rengi ipek bluzlar, gömlekler, siyah kalem etek, koyu renk kot pantolonlar, yaz ve kış için siyah dar elbise ve trençkot…” Bu parçaları dolaba astıysanız şimdi eskilerle vedalaşma zamanı. Aysun Kaba, “Aşırı dekolte, çok mini straplez elbiselerden, aşırı bol, aşırı dar, Hawaii desenli, sentetik gömleklerden, büzgülü, kabarık ve kot eteklerden, yüksek bel, taşlanmış jean’lerden, ten rengi, kalın çoraplardan, anne işi iç çamaşırlardan, ortopedik ayakkabılardan, demode takılardan uzak durmanızı söylüyor.
Paylaş