Paylaş
Evime girdiler
BİRİ, beni kandırarak evimin anahtarlarını çalıp kendine bir kopya yaptırmış.
Sonra da ben dışarıdayken evime girip özel eşyalarımı karıştırmış ve mektuplarımı okumuş.
Çalışma masamın üstüne de bana yazılmış bir mektup bırakmış.
Aslında olanlar tam böyle değil, ama pek farkı da yok.
Biri internet hesabıma girip bütün e-maillerimi okumuş.
Sonra da benim e-mail adresimi kullanıp bana e-mail atmış.
Belki benim adresimle başkalarına da e-mail gönderdi.
Ya da internette yaptığım alışverişlerden kredi kartı numaramı öğrenip kullanmaya başladı.
Her şey olabilir.
Bunun evinize hırsız girmesinden hiçbir farkı yok.
Telefon sapıklığından daha ciddi bir şey.
Bu, düpedüz bir suç.
* * *
Hemen internet şirketine şikáyet edip hesabımı kapattırdım ve yeni bir hesap açtım.
Bu nedenle e-mail adresim de Aylivaneli@oal.com olarak değişti.
Görevliler bana, tanımadığım kişilerden gelen ek dosyaları açmamamı söylediler.
Nasıl açmam?
Bana hep tanımadığım kişilerden e-mail geliyor.
Aslında hiçbiriyle yüzyüze gelmediğim için ‘‘tanımadığım’’ diyorum, ama çoğunu tanıyor sayılırım.
Benim e-mail adresim gazetede yayınlanıyor.
Bu köşeyi okuyanların bir bölümü bana e-mail atıyor.
Bunların çoğunun da ek dosyaları var.
Çiçekler, karikatürler, fıkralar ve çeşitli oyunlar gönderiyorlar.
Bazen ters giden bir günde beni neşelendiriyorlar.
Okurla yazar arasında kurulan güçlü bir bağ bu.
Tabii arada kötü niyetle dosya gönderenler de oluyor.
Ama bu yüzden gelen hiçbir dosyayı açmamak yazık.
Yine de sanırım en güvenli yol bu.
Aman sakın benim düştüğüm duruma düşmeyin.
Bu yüzden internet adres defterimdeki 220 adresi kaybettim.
Bazı önemli dosyalarım da gitti.
* * *
İnternet suçları inanılmaz boyutlara ulaştı.
Kimse kendini nasıl koruyacağını kestiremiyor.
Eskiden evimizin kapısını kilitlediğimizde kendimizi güvende hissederdik.
Tabii eve hırsız girme riski her zaman vardı ama yine de evde, dışarıdan daha emniyette olurduk.
Şimdi ise durum farklı.
Çünkü evlerimize, çağın en büyük buluşu internet girdi.
Dünyayla bağlantımızı sağlıyor.
Ve maalesef dünya, güvenli bir yer.
Geçenlerde Amazon, Barnes and Noble ve Yahoo sitelerinin başına geldi.
Biri, virüs gönderip tüm programları alt üst etti.
İnsan, tüm bunları ne kadar izlese de ‘‘benim başıma gelmez’’ sanıyor.
Meğer bal gibi de gelirmiş.
* * *
Biri size bir e-mail gönderiyor.
Altında ‘‘Attachment’’ (dosya eki) var.
Bunu açtığınız anda karşı tarafa gizli internet şifrenizi vermiş oluyorsunuz.
Bu kişi de sizin hesabınıza girip kendi hesabıymış gibi kullanabiliyor.
İnternet'e bağlandığınızda, bir anlamda ayak izinizi bırakıyorsunuz.
Gittiğiniz her yeri takip etmek mümkün.
Bu nedenle hesabınıza giren kişi, daha önce gittiğiniz siteleri bularak, e-maillerinizi okuyarak sizin hakkınızda bilgi ediniyor.
Kredi kartı numaranızı, nelerden hoşlandığınızı, dostlarınızı, kısaca her şeyi öğreniyor.
Ondan sonra kaderiniz tamamen bu insanın insafına kalıyor.
Tabii durumu erken fark edip hesabınızı kapatır ya da şifrenizi değiştirirseniz kurtuldunuz.
Yoksa yandınız.
Amerika'da bu şekilde cinayet bile işleniyor.
Özellikle ‘‘Trojan Horse’’ (Truva atı) adlı bir dosya görürseniz sakın açmayın.
Bu dosya, şifrenizi elde etmek için düzenlenmiş.
Ama siz en iyisi tanımadığınız kişilerden gelen hiçbir dosyayı açmayın.
Eğer başınıza öyle bir şey gelirse ya da emin olmak isterseniz hemen internet bağlantınızı kuran şirketi arayın.
Onlardan, bilgisayarınıza bir virüs girip girmediğini anlamak için ne yapmanız gerektiğini öğrenin.
Size bir virüs tarama programı önereceklerdir.
Bu program, bilgisayarınızdaki tüm dosyaları ve programları tarayarak hangilerinde virüs olduğunu ortaya çıkarır ve siz de bunları silersiniz.
Sonra da hemen şifrenizi değiştirin.
Bu önlemleri aldıktan sonra daha güvende olursunuz.
Allah hepimizi internet şiddetinden korusun!
Alivaneli@aol.com
Faks: (0212) 262 19 79
Paylaş