Memo' nun Ressam Olacağını Düşünmüştüm ve...

Ayça Şen ile buluştuk geçenlerde... Annelik üzerine sohbet ettik. O da İzmir' e yerleşenlerden...

Haberin Devamı

Bildiğim en sıkı radyocu kadın diyebilirim onun için. Şimdilerde kendi radyosunu kurdu, üstelik 13 yaşında bir delikanlının annesi... Yeni yıla girerken güzel bir sohbet armağan etmek istedim.

Memo nasıl, iyi mi?

İyi. Bu sene 8'e gidiyor. 13 yaşında…

Ohh Teog!

Evet, Teog' a hazırlanıyor. İlkine girdi.

Nasıl gidiyor?

Çok zorlanıyor çocuklar. Teog' tan başka bir şey yok hayatımızda denebilir. Hatta sınıf arkadaşlarının anneleriyle bir whatsapp grubu var. Orada da konuşulan tek konu Teog. Bütün günler Teog' la geçiyor ama biz bunu önemsemeden yaşamaya çalışıyoruz. Tabi bu durum beni biraz eksik hissettiriyor.

Neden?

Haberin Devamı

İlgisizmişim gibi hissediyorum. Aslında ilgisiz değilim. Olmamam lazım ama önemsiyorum Teog'u… Şimdi Memo bana "beni niye dershaneye göndermiyorsun" diyor. Dershaneye de gitse, 800 saat derse ben sınavları önemsemiyorum. Bir çocuk istiyorsa özel derse gerek yoktur. Bir şeyi zorla yapmak istemiyorum. İstediği doğrultuda yön vermek istiyorum.

Ne yapmak istiyor peki Memo?

Bilgisayar oynamak istiyor. (Kahkahalar)

Bir bilgisayar oyunu var, sabah kalkmış "bana İngilizce soru sorun" dedi, sorduk, yanıt verdi. "İşte bunlar hep o bilgisayar oyunu sayesinde " dedi. Japonya'da bu oyun spor haline getirilmiş ve oyuncuları çok para kazanıyormuş, bana bundan bahsediyor. Mesleğimi buldum demek istiyor yani.

İzmir' e uyum sağlayabildi mi?

Okula gidiyor bütün gün… Çok bir şey değişmedi, İstanbul' da da bilgisayar oynuyordu, İzmir' de de bilgisayar oynuyor. (Gülüşmeler)

Bir tane Rugby hocası bulduk, Fransız. Toni arayacak. Unutmazsa tabi…

Hangi konuda büyük konuştuysam o konuda başıma bir şey geldi. Bir arkadaşım çocuğunu rugbye vermişti, çok dalga geçmiştim, şimdi ben çocuğumu rugbye yazdırıyorum. Yarın ders var.

Haberin Devamı

Büyük sözüme tövbe derler… Çocukla ilgili başka yaşadığın büyük sözler var mı? Benim çok oldu.

Olmaz olur mu? O kadar çok ki… Hatırlamak mesele yani.

Evhamlı bir anne misin?

Olmaz mı?

Peşinde kaşıkla koşturdun mu mesela?

Ömrüm peşinde kaşıkla koşmakla geçti. Çok gıcıktır o konuda. Yemiyor. Ben üstüne düştükçe hiç yemiyor.

Bir soru vardır; çocuğunuz büyüdüğünde onu nerede görmek istersiniz? Bu soruyu genelde annelere sorarım. Çünkü çocukla sağlıklı bir ayrışım yaşayıp yaşayamadığına bakarım. Biraz da annenin ideal benliğinden ip uçları verir.

Hadi yaa… Öyle bir şey mi var?

Mesleki deneyimlerime dayanarak söylüyorum, evet, var.

Ben Memo’ nun adını Kaptan koyacağım zaman ressam olacağını düşünmüştüm.

Haberin Devamı

Ee, sen de resim yapıyorsun.

Memo’ nun resime, çizime, 3 boyutlu, plastik sanatlara acayip ilgisi var mesela.

Sen de seramik mezunuydun değil mi?

Evet…

Sizinkisi biraz “armut dibine düşer” durumu olmuş o zaman (Gülüşmeler)

Çocuk 13 yaşında ve sen 24 senelik radyocusun. Nasıl

Neredeyse bütün radyolarda çalıştım yahu.

Türkiye’ de Show yapan kadın radyocu pek yok gibi…

Kadın yok ki… Kadınların hepsinin başını yiyorlar. Dizide oynayacaksın, güzel olacaksın. Show yapmak söz konusu olduğunda Türkiye' de çok az kadın ismi var. Bir Gürse Birsel var, o da yaptıklarıyla ortada bir kadın. Bireysel olarak

Bu arada seni Björk' e benzetiyorum.

Yaa, derler evet. Gözleri çekik, yanakları şişko… Renk benziyor.

Haberin Devamı

aycavhali.com u kurdun, nasıl gidiyor.

İyi oldu. Böyle çok rahat çalışıyorum. Bütün mesleki bilgi ve deneyimlerimi aycaevhali.com da paylaşıyorum. Sponsor aradığımızı da bildirelim buradan. Gerçi sponsor aramayan da kalmadı di mi bu dünyada?

En şahanesi?

Şimdiki, yani aycaevhali.com Çok severek yapıyorum. Sansür yok bir kere. İstediğim gibi hareket edebiliyorum.

Çok popülersiniz, herkes sizden bahsediyor.

Çift olarak program sunuyoruz. Bence bu çok farklı…

Nereye doğru evrilmesini bekliyorsun?

Bir radyodan öte bir portal olmasını istiyorum. Burada farklı radyo programları da olacak. Aynı zamanda yazılarımı da yayımlıyorum. Uzun yıllar gazete ve dergilerde yazdım. Röportajlar yaptım. Ciddi ciddi ropörtor sayılırım. Yine röportajlar yaparım. Belki izlenim yazıları da yazarım. Gezi yazıları olabilir. İçerik zengin yani.

Haberin Devamı

Ben röportaj tekniği bilmiyorum Ayça, bana biraz tüyo ver.

Bu çok önemli değil bence, bir çay içelim.

Yapılandırılmış sohbet bana göre değil. Anladığım kadarıyla sana göre de değil.

Evet, ben de aşırı hazırlıksız gidiyordum ve genelde popüler insanlarla yapıyordum ve daha çok izlenimlerimi yazıyordum. Bu nedenle röportajda çay içmek önemli. Allah Allah, normalde hayatta çay içmek istemem ama şimdi seninleyken çay içmek istedim.

Çaysadın… Benden geçmiştir. Çay içmeyi çok severim.

Olabilir bak.

Radyodan başka ne var hayatında?

Resim yapıyorum, sergiye hazırlanıyorum. İkinci sergim olacak. Seneye tabi…

Ee, akşam oluyor.

Uyuduk, uyandık, yarın oldu.

Yemek yapar mısın?

Yaparım ama büyük yemekler verince genelde Toni yapıyor.

Başka neler var?

Akşamları annemle ana haber yapmaya başladık. Sizin gazeteden gerçek adını vermediğimiz Sebastian Carlos var, Yeşim Çobankent ile Ahiretlik Feminizler, NASA Geri Sayım Memuru Güçlü Şahin ile 10-9-8, Bilgesel Kuşağı'nda DJ Bİlge, bekar bir kadının maceraları Yeldaanım, Taş Plaktan Günümüze Ayça Şen şakaları, matrak belgeseller ve daha da yayına girecek pek çok değişik program var.

Nasıl gidiyor?

Yıllarca benim başımın etini yedi; ders çalış ders çalış. Şimdi kendisinden bir şeyler yapmasını istiyorum. Hiçbir şeyi açıp bakmıyor arkadaş. İnsan açari bakar, bir şey okur (Gülüşmeler…)

İzmir'e neden geldin?

Toni İzmirli. Havası çok limonata. İklim benim ruhuma direkt etki ediyor.

Bu kadar aktif bir radyocu için İzmir yeterli olmayabilir gibi geldi.

İstanbul çok yorucu. Anadolu yakası bana göre bir yerdi. Fakat bizim oturduğumuz yer kentsel dönüşüme girince her yer inşaat oldu. İstanbul da inşaat olmayan yer kalmadı. Nişantaşı' nın eski sokakları dışında kalmadı. Orası da çok keşmekeş. Benim için en azından kabus haline gelmeye başladı. Benim de ruhum daralmaya başlayınca İzmir' e geldik. Sevdiğimiz insanlar burada yaşıyor. Toni Ege' nin keyfini çıkaran bir adam. Arkadaşlarının çoğu burada. Böyle olunca İzmir oldu. Rahat bir şehir. Yaşanabilirliği yüksek bir şehir. İşim çıkınca hemen uçağa atlıyorum, İstanbul'da otururkenkinden daha kısa vakitte olacağım yerde oluyorum. Köprü trafiği olmayınca hayat çok güzel!

Yazarın Tüm Yazıları