Paylaş
Bugüne değin öğrencilerinin tek kare fotoğrafını paylaşmamış biri olarak kararı doğru buluyorum.
Anne ve babalar olarak "Bunda kötü bir şey yok, çocuğumuzun okulda ne yaptığını görmek istiyoruz" diyebilirsiniz. Haklısınız. Fakat genele açık paylaşımlarda herkes neden çocuğunuzun ne yaptığını görsün?
Çekilen fotoğraf ve videoların kapalı gruplarda paylaşılması bu işi çözebilir. Hem veliler görmüş olur hem de güvenlik sağlanmış olur. Bunlar benim görüşlerim.
HUKUKİ AÇIDAN İNCELENİNCE:
Konuyu mesleki bilgisine çok güvendiğim hukukçu Av. Bahar Karakaya' ya açtığımda "bir anne olarak kararı onaylıyorum" dedi. Hatta oğlunun gittiği okulu bu konuda defalarca uyarmış. Kendisi sosyal medya paylaşımına ilişkin yasak kararının hukuki dayanaklarını listeledi.
1. Öncelikle Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 86. maddesi; “eser niteliğinde olmasalar bile kişinin resmini, kişisel değer” olarak kabul etmiştir.
2. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ise konuya ilişkin 3 madde önemlidir: TCK’nin 134. maddesi uyarınca, “(1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. (2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.”
3. TCK' nın 135. Maddesine göre de, “Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
4. TCK madde 136 ise “Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” demektedir.
Eğitimciler Öğrencilerin Fotoğraflarını Kişisel Hesaplarından Paylaşmamalı mı?
Öğrencilerin haberi olmadan, haberi olsa dahi –reşit olmadıklarından- velilerinin yazılı izinleri olmadan kaydedilen fotoğrafların, öğretmenlerin Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal paylaşım sitelerinden paylaşmaları bu suçlara örnektir.
Kaldı ki, kişinin kendisine ait bir fotoğrafı rızasıyla sosyal paylaşım sitelerinde paylaşmış olması, bu kişisel verinin yayılmasına da rıza gösterilmiş olmasını kapsamadığından, kişinin rızası dışında o kişiye ait bir verinin yayılması da TCK 136 anlamında suç teşkil edecektir.
Madalyonun bir diğer yüzü de, özellikle ülkemizde çok sık rastlanan “çekişmeli boşanma ve velayet davaları”nda kendini göstermektedir.
Öğretmen ve/veya okulların sosyal medya hesapları tarafından öğrencilerin fotoğraflarının izinsizce paylaşılmış olması, öğrencinin gittiği okul bilgilerinin de ifşası anlamına gelmektedir. Bu durum özellikle uzaklaştırma kararı verilmiş baba veya annenin sözkonusu olduğu durumlarda çocuğun vücut bütünlüğüne kadar varabilecek ciddi tehditler de içermektedir.
Ayrıca, Ülkemizin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenip 2 Eylül 1990 tarihinde de yürürlüğe girmiş olan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 16. Maddesinde de; “Hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfi ya da haksız bir biçimde müdahale yapılamayacağı gibi, onur ve itibarına da haksız olarak saldırılamaz. Çocuğun bu tür müdahale ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır.” denilmektedir.
PSİKOLOJİK ve SOSYOLOJİK AÇIDAN İNCELENİNCE:
Kişisel hesaplarımdan oğlumla ilgili fotoğraf ve videoları zaman zaman yayınlıyorum. Örneğin 1 yaşına gelinceye kadar tek kare yayınlamamıştım. Daha sonra ise ara ara yayınladığım kareler oldu. Burada annesi olarak hukuki muhattabı ben olduğum için konuyla ilgili olarak gerekirse hesabını veririm. Çocuğumu istismar edecek boyutta paylaşımlarımın olduğunu hiç sanmıyorum.
Geçen gün çocuğunu çıplak bir şekilde, hatta özel bölgesi görülecek şekilde fotoğrafını paylaşmış bir profile rastladım. Allah akıl fikir versin. Instagram' da bir de böyle bir furya oluştu. Anneler çocuklarının her anını yukarıdaki unsurları hiç düşünmeden paylaşıyorlar. Rayting için o güzelim bebekler, çocuklar resmen harcanıyor.
Okulla ilgili kısma gelelim: çocuklar öğretmenin sosyal medya hesaplarında kendilerine ait kare göremediklerinde veya az sayıda olduğunu düşündüklerinde direk olarak öğretmeni tarafından sevilmediklerini düşünüyor. Konu böyle olmasa da, herşeyi somut olarak algılayan çocuklar değer verilmedikleri hissine kapılıyor.
Bir keresinde sınıftaki etkinlikte kendini göremeyen oğlum ağlamaya başlamıştı. Ben de oradaydım, fotoğrafta neden yokum dediğinde, çekilen açıdan dolayı sadece omzunun çıktığını, aslında orada olduğunu anlatmaya çalıştım ama nafile...
Bunun gibi pek çok olay anlatılabilir. Fakat paylaşım işinin anne-babalar tarafından dahi çok sıkı düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü konu istismara çok açık.
Özel not: Kişisel profilimde oğlumun arkadaşları veya bir başka çocuğa ait kareleri izinle paylaşmaya, fakat mümkünse paylaşmamaya dikkat ediyorum. Hatta gerekirse buzlamayı tecih ediyorum. Risk almaya gerek yok bence. ...
Paylaş