Paylaş
Kendini ve kim olduğunu bilmek için öncelikle özgür olmanı isteyen bir gökyüzü var. Tabi ki kendi özgürlüğün bunun için yeterli değil. Başkalarının bunu yapabilmesi için onları özgür bırakmalısın.
Baktığımız da nisan ayının ilk haftasının çarşambasına geldik bile. Bugün geçmişte aldığınız ve uygulayamadığınız bir takım kararlar ile tekrar karşılaşabilirsiniz. Belki de bazı küslükler barışma durumuna gelebilir. Daha yapıcı olmak ve iyimser davranmak size iyi gelecektir. Hedefleriniz ve umutlarınızı tekrar harekete geçirin. Zamanında bir sebepten dolayı olmamış bir şeyler var ise ve bu tekrar bugün önünüze geldiyse bununla ilgili yeni bir yol arama durumuna girin. Her şey vaktine esirdir. Bizler sadece elimizden geleni yapmakla sorumluyuz. Bazı insanlar hayatta hiçbir gayeye sahip olmadan yaşarlar. Bu tipten olanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler. Onlar gitmez; ancak suyun akışına kapılarak akarlar.
Merkür’ün bugün Mars ile yapacağı meydan okuma sözlerimize dikkat etmemiz gerektiğini göstermektedir. Haklıyken haksız duruma düşmemelisiniz. Bu konuda daha dikkatli olun. Ani kazalara, sakarlıklara karşı dikkat edin.
Sen ne için hazırsan o da senin için hazır olur. Yıpratıcı süreçlerin sonunda pırıl pırıl kararlar alınır. O tökezlediğin yerde ayağının bir daha takılmayacağını bilmek ise en güzel güçlenme şeklidir. Güçlü olduğunu ve yaşamına sahip çıkmaktan başka şansın olmadığını hatırla. Kendini ve içinde tutsak olan hırslarını özgür bırak. Bugün kendine bir şans ver. Bence buna değersin.
Geçmiş ve gelecek arasında sıkışıp kalmış bir yaşam üzerine kuruludur hayatımız. Pek azımız korkularına danışmadan anı yaşamayı başarabilmektedir. Siz ne kadar korkularınıza danışırsanız zihninizde o derece korku çoğalacaktır. Sizin ehemmiyet verdiğiniz birçok durum gereğinden fazla zihninizde büyümektedir. Bu da size sürekli olarak engel teşkil etmektedir.
Gelelim günün tavsiyesine;
Bahadır yedi kardeşli bir ailede büyümüştü. Lise bitiminde farklı bir şehirde üniversiteyi okumak istiyordu. Kendisinden bir yıl önce abisi başka bir şehre polis olarak atanmıştı. O’nun yaşadığı şehirde bir bölüm yazarak abisiyle birlikte üniversite okumak istiyordu. Ne var korkuları ağır bastı ve aynı şehirde bir bölüm yazmayı tercih etti.
Korkular sadece gelecekle ilgili olmaz. Yaşadığımız anda da bizi saran birçok korku vardır. Yoksullaşmak, terk edilmek, işten atılmak, kredi taksitini ödeyememek, hastalığa yakalanmak, altınları çaldırmak, kaza geçirmek, sınavda başarılı olamamak gibi çoğaltabiliriz. Bu korkuların bazıları sürekli olarak peşimizde gezerken bazıları da kapıda beklemektedir.
Bahadır’ın korkusu neydi?
Bahadır 7 kardeşti ama 3’ü engelli idi. Annesi sağdı ve kardeşlerine onlar bakıyordu. Diğer kardeşleri kendinden küçüktü. Abisinin de başka şehre gitmiş olması olabilecek ihtiyaçlar durumunda aynı şehirde kalmasını gerekli kılmıştı. Daha doğrusu kendisi öyle hissetmişti. Sonuçta aynı şehirde bir bölüm yazdı ve üniversiteyi lise gibi evden gidip gelerek bitirdi. Dört yılın sonunda mezun olduğunda korkularının çok da gerçekçi olmadığının farkına vardı. Evet, kardeşlerinin bazı durumlarda yardıma ihtiyacı vardı ama ailesi pek ala bu ihtiyaçları giderecek durumda idi.
Dememiz o ki; Tedbir adlığımız müddetçe ayakta kalma şansımız da o derece artacaktır. Tedbir sadece korkulara danışıldığı için alınmaz. Tedbir yaşamsal önem arz eder. Evrensel sistemde başı- bozukluğa yer yoktur. Canı yemek istedi diye sürekli yemek tüketen biri bir süre sonra şişmanlayacak ve bunun sonunda hastalığa yakalanacaktır. Çevresinde onunla arkadaş olmak isteyen kimse kalmayacaktır. Ayarında tedbir dozajında birer uyarıcıdır. Büyük İskender’in dediği gibi “Korkularınızın üzerine gidin. Size söz veriyorum Dünya’yı fethedeceksiniz!”
Mutlu günler dilerim.
Paylaş